18 - Korku

22.9K 1.4K 91
                                    

Saatler öylece geçerken abim de ben de telefonla oynuyorduk. Arada sıkılıp ona baksam da konuşmuyorduk. Pizzayı inatla yememiştim. Abimin telefonu çalınca göz ucuyla ona baktım.

"Efendim?" dedi kafasını geri yaslayarak.

"Eylül'ün yanındayım. Burda kalacağım bu gece."

Bana baktığını görünce hızla önüme döndüm.

"Ev buz gibi abi. Hanımefendi ısrar ediyor gelmemek için."

Gözlerimi devirip ayağa kalktım. Mutfaktaki balkona çıkarak temiz havayı içime çektim.

"Ev yeterince soğuk değil dedin de buraya mı geldin?" dedi abim. Cevap vermeden kollarımı birbirine doladım. Ardından ona çevirdim vücudumu.

"Hasta olacaksın abi, git sen." dedim yumuşak sesimle. Ona karşı sert olamıyordum. Hoş, sert davranmamı gerektirecek bir şey yapmamıştı ama ben fazlasıyla gergindim.

"Siz burada üşüyeceksiniz ben görmezden mi geleceğim yani? Daha neler." Elimden tutarak içeri yöneltti beni. Balkon kapısını kapattıktan sonra elini omzuma atınca dayanamayarak ben de beline sarıldım. O şekilde içeri girip Özgür'ün uyuduğu koltuğun karşısına oturduk. Başımdan öpüp başımı göğsüne yasladı. Yana koyduğu montunu alarak üzerime örttüğünde bir yarısını da ona doğru örttüm.

"Abi gerçekten sana kızgın değilim. Ne olur git sen."

"Benimle gelirsen giderim." dedi sert ses tonuyla. "Ya da otele gidelim, kalk hadi."

Aniden kolundan tutup durdurdum onu.

"Daha neler abi, istersen bir de gitmişken tatil yapalım."

"Dalga geçilmez abilerle." Gülümseyerek sokuldum ona. Kızgınlığım bu kadardı işte. Eğer o eve gidersem onları da affederdim, biliyordum. Ama onlar beni affeder miydi orası muammaydı.

"Bu arada," dedi Özgür'e bakıp. "Hırka çok yakışmış."

Ben de oğluma döndüm aniden. İkimizden de çıt çıkmadı bir süre. Öylece Özgür'ü izliyorduk.

"Bu ilk ve son, haberin olsun. Bir daha tartışınca en fazla odana çekilebilirsin."

"Allah Allah, o niyeymiş?" dememle yüzünü bana eğdi.

"Nerde görülmüş abisiyle kavga eden kızların başka eve gittiği? Lükse bak anasını satayım."

Özgür'ün ağlama sesiyle aniden ayaklandım. Üzerindeki montu atmaya çalışırken çığlığı çoğalıyordu. Telaşla kucağıma aldım.

"Buradayım bebeğim, tamam..."

Çırpınarak ağlamasına devam ettiğinde yüzüne baktım. Terlemişti.

"Abi içerideki odada mavi çanta vardı. Özgür'e kıyafet getirir misin?" Abim onaylarak hızla kalktı ayağa. O sırada Özgür'ün üstünü çıkarmaya çalışıyordum.

"Tamam annecim, yok bir şey geçti." dedim sakinleştirmeye çalışarak. Abim kıyafetleri getirince vakit kaybetmeden giydirdim.

"Eylül bir şey mi oldu acaba, niye susmuyor?" dedi abim telaşla. Aynı telaş bende de vardı çünkü ilk defa böyle çırpınarak ağladığını görüyordum.

"Bezi de temiz abi. Gizem karnını doyurdum demişti," derken dudaklarımı alnına bastırmamla sertçe yutkundum.

"A-Abi ateşi var." dememle Özgür'ü kucağına aldı abim. Büyük bir telaşla ayaklandım.

"Ben ne yaptım, abi ben ne yaptım! Buz gibi yerde uyuttum onu ben ne biçim bir anneyim!"

"Eylül sakin ol! Üzerini giyin hastaneye gitmemiz lazım güzelim hadi!"

En BaştanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin