15.BÖLÜM

232 35 201
                                    

Ben geldim selamlar aşkitolarım.

Yorumlarınızı alabilirsem çok mutlu olurum biliyonuz mu? Bir de şu sıralar çok mutlu olmaya çok fazla ihtiyacım var...

Zaten bir avuç kişiyiz burada...

Lütfen.

Keyifli okumalar.

Gerçek kötülüğün birini öldürmek değil, birini öldürdükten sonra pişman olmamak olduğunu okumuştum bir kitapta.

Sanırım haklıydı.

Gerçek kötülüğü görmüştüm. Onunla tanışmış, yüzleşmiştim. Üstelik ilk yüzleştiğimde henüz çok küçüktüm, babam göstermişti bana. O da yaptığı hiçbir şeyden pişman olmazdı. Annemi ağlatır, aynı günün gecesi ondan yemek isterdi. Babam gerçek bir kötüydü.

Gerçek kötülükle ikinci yüzleşmem Jihoon sayesinde olmuştu. Onunla mutlu olduğum zamanlarda elbette olmuştu fakat beni aldattığında pişman olmak yerine hakaretler ederek çıkmıştı evimden.

Üçüncüyü Sehun sayesinde mi tanıyacaktım?

Dün gece söylediklerinden hiç pişman olmamış mıydı? Bakmamıştı bile, orada olduğumu bilmesine rağmen sadece kolunun altındaki o kadınla evine girmişti.

Saatler geçmişti. Sanki hiçbir şey olmamış gibi Taeyoo'nun gidişini izlemiş, kapıyı kapatmıştım. Sonra yavru köpeğin karnını doyurmak için gelen mamayı kaba doldurmuştum. Mamasını yedikten sonra ona sıcak bir yer yapmıştım ve sanırım sevmişti, saatlerdir orada öylece yatıyor beni izliyordu.

Parmaklarımı kaçıncı olduğunu bilmediğim soğuk kadehe sardım. Kadehi dudaklarıma götürüp ufak ufak birkaç yudum aldığımda, gözlerim sehpanın üstündeki telefonumun kabına sıkıştırdığım fotoğrafımıza dokundu. İkimizi bir arada, sıradan bir ana aitmişiz gibi bir fotoğraf karesi içinde görmek beni hazırlıksız yakaladı.

Oradaydı, o fotoğrafta dudakları dudaklarımın üzerindeydi ve beni öpüyordu. Yüzünün yan profilinden bile huzurlu olduğu anlaşılıyordu, ya da tüm bu duyguları sahteydi. Anlayamamış mıydım? Kapalı gözlerini ve dağınık siyah saçlarını gördüm, sanırım anlayamamıştım.

İçinde ne olduğunu bildiğim bir evin dışındaydım. O evin içindeki sıcaklığı dışarıdaki soğukta beklerken biliyordum ve ben dışarıda üşürken o evin ne kadar sıcak olduğunun bir önemi kalmamıştı sanırım kapısı bana hiç açılmayacaktı artık.

İnancımın içimde paramparça olduğunu hissettim.

Elimdeki kadehi bitirdikten sonra sehpanın üstüne bıraktım ve ayağa kalktım. Ani kalkışım garip bir baş dönmesine sebep olsada bu detaya pek takılmadan evin kapısına ilerleyip kapıyı açtım ve dışarıya çıktım. Birkaç hızlı adımımın sonu Sehun'un kapısının önünde bittiğinde, elimi hızla kapıya çarptım fakat kapıyı açan olmadı.

Bekledim. Bir süre bekledim ve sonra tekrar elimi kapıya çarptım. Bu sefer açıldı.

Kapıyı açan Sehun değildi, saatler önce yanında gördüğüm kadındı. "Buyrun?" diye sordu kalemle çizilmiş gibi düzenli olan kaşlarını kaldırarak. Bakışlarım omuzlarından aşağıya dümdüz bir şekilde dökülen neredeyse kapkara olan siyah saçlarına dokundu. Siyah kot pantolonu, üstünde giydiği karnını açıkta bırakan kısa siyah tişörtü ve deri ceketiyle yüzündeki koyu makyajı tamamiyle tamamlamıştı.

Üstelik çok güzeldi. Şirin değil kesinlikle tehlikeli görünüyordu. Onu görmek ağlama isteğimi körükledi fakat bunu yapmadım. "İyi misiniz?" diye sordu bu sefer.

CRAPOTER / HunHanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin