BÖLÜM 2

331 42 146
                                    

Aşklarım ben geldiiiiiiim.

Hem de ikinci bölümle geldim.

Birkaç şey söyleyeceğim. Eun-a'nın hastalığına böbrek nakli yazmışım ama akciğer nakli olacak o. Bu birinciydi.

İkinci olarak fazlasıyla libidosu yüksek bir çift buradaki HunHan. Her an elleşebilir, öpüşebilirler bunu bilin. Biraz fantezi sever bir çift bir de dkmdldmdld

Üçüncü olarak dram... Özellikle son bölümlerde dram fazlasıyla var. Kaos çok hakim ama size yemin ederim çok tatlı bir Hunhan mfldmdldmd

Neyse gidiyorum. Umarım yorumlarınızı alırım ve sizi öpüyorum aşklarıııım..

Dışarıda kopan fırtınayı, yüksek kattaki odamın camından izlerken, "Evet, anlıyorum." diye mırıldandım. "Yine de teşekkürler." Telefonu kulağımdan aşağıya indirdim herhangi bir karşılık beklemeden. Geriye yağmurun cam'da bıraktığı ses kaldığında, bakışlarımı ışığı hâlâ yanmaya devam eden telefonumda dolaştırdım.

Başka kimi arayabileceğimi bilmediğim için sadece telefonu parmaklarımın arasında çevirmekle yetindim. Jihoon'un saatler önce bu gece eve gelmeyeceğini söylediği mesajın bildirimi hâlâ duruyordu. Düşünceli sevgili rolünü elden bırakmadan, sıkılacağımı düşündüğü için by gece arkadaşlarımda kalabileceğimi de eklemişti. Ama zaten ihtiyacım olanın yalnızlık olduğunu bildiğimden, mesajına bir cevap vermemiştim.

Dirseklerimi masaya yaslayıp telefonu masanın üstüne bıraktım. Parmaklarım kısa bir anlığına saçlarımın arasından geçti ve en sonunda derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım. Sandalyemde doğrulup gözlerimi açtığımda ise tekrar cama doğru dönmüştüm.

Yağmur duracak gibi görünmüyordu. Usulca ayağa kalkıp telefonumu da alarak odadan çıktığımda, gördüğüm ilk kişi Yixing oldu. O da muhtemelen yanıma geliyordu. Elinde tuttuğu iki kahve bardağından birisini aldım. "Naber?" diye sordu benimle beraber asansöre ilerlerken. "Hâlâ biri çıkmadı mı?"

"O kadar fazla kişiyi aradım ki en azından birinden yana umudum vardı." dedim ve asansörün karşısında durup düğmeye bastım. "Bir ara tüm ümidi kestim, ilaç ve oda ücretini ödeseler yetebileceğini bile söyledim ama yok."

"Eğer kabul etselerdi, üstünden kalan eksiği ne yapacaktın?" diye sordu Yixing. "Kendi cebinden vermeyi düşünmedin değil mi?"

Ona sadece kısa bir bakış attım. "Düşündüm."

"Bu etik değil." diye homurdandığında, bir şey söylemeden asansörün açılan kapısından içeriye yerleştim. "Hem senin o kadar paran yok." diye ekledi Yixing. "Her neyse, sana güzel bir haberim var."

Başımı ona çevirdim. "Neymiş o?"

Asansör hızla aşağı kata inmeye başladığında, "Eun-a'nın ameliyat ve hastane masraflarını ödemiş birisi." dedi ve gülümsedi. "Daha yeni öğrendim, sana bunu söylemeye geliyordum."

Gözlerimi irileştirdim hemen, "Gerçekten mi?" diye sordum. "Kimmiş?"

"Bilinmiyor, bugün hastaneyi aramış ve bütün masrafları ödemiş işte. Bundan önce hastanın ödediği ücretlerin geri iade edilmesini istemiş. Hepsini ödemiş. Artı olarak bundan sonra hastanın kullanacağı tüm ilaçların da ücretini ödeyeceğini söylemiş. Bunun için bir hesap numarası bırakmış." diye uzun soluklu bir açıklama yaptıktan sonra göz kırptı. "Her kimse epey zengin ve alçakgönüllü biri olmalı. İsimsiz kahraman diye anılmaya başladı bile."

Asansör durduğunda ve kapılar açıldığında, diyecek hiçbir şey bulamadığım için şaşkınlıkla yere baktım ve asansörden indim. Acil servise doğru ilerlerken, "Jongin, hastanın annesine haber vermeye gitti." dedi Yixing. "Kadın günlerdir harap olmuştu. Bir anda her şeyin yoluna girmesi çok tuhaf. Sanki bir peri hayatına dokunmuş gibi."

CRAPOTER / HunHanWhere stories live. Discover now