Bana Masal Anlat Çiceklerimin Ardındaki Ten Senin Olsun

Start from the beginning
                                    

"Lütfen, Jungkook! Barışalım... Ben... Ben senziz yapamam. Söyledim sana! Benim asıl karanlığım sensizlik dedim! Renklerimi geri ver, lütfen. Affet. Hem... Hem seninle geleceğim, söz veriyorum! Barışalım. Karanlığa mahkûm bırakma beni!"

Jungkook hızla arkasına dönüp sıkıca Taehyung'a sarıldı. Üst üste bal saçlara öpücüklerini bıraktı. "Gel bu gece beraber uyuyalım, barışalım. Aklım hastalıklı, sözlerim az önce katil, şimdi ise renklerini geri versin sana."

Renkler geri verildi, barışıldı. Taehyung'un göz yaşları renklere bulanıp döküldü, şimdi yenileri eklendi.

"Sil göz yaşlarını. Renklerin akmasın, sakla onları Taehyung. Benden bile!"

Sildi göz yaşlarını Taehyung. Tek bir şey istedi. Masal. "Bu gece beraber uyuyalım, bana masal anlat. Babam bana hiç masal anlatmadı Jungkook. Sen bana masal anlatır mısın? Annem yanımda yoktu, babam masalını benden sakladı, gülüm sesimi çalıp gitti, bu gün de masal, baba özlemi var içimde."

"Bu gece de ben baban olayım, sana masal anlatayım. Sonra sevgilin olayım, vücudunu keşfe çıkayım."

Oysa sadece sarılmak istiyordu... Şimdi ise yerinde duramıyor, Taehyung'a dokunmamak onu yakıyordu. Şu anda çaresiz, aciz... en çokta Taehyung'un vücuduna bağımlı olmak istiyordu Jungkook.

"Kalbimi sızlat bu gece, bana anılarımı hatırlat, yaşanmamışlıklarımı sen tamamla, bu gece benim olmayan babam ol. Sonra sevgilim, sonra hayatım, sonra... Daha niceleri ol bu gece."

Taehyung anladı, Jungkook'un ne istediğini. Utancı bir süreliğine cesarete dönüştü.

"Bu gece çiçeklerini aç, saklanma benden."

"Dokun bana, çiçeklerimi büyüt. Bu gece tarih olsun, kimse görmesin, biz bilelim sadece."

Bu sözlerin altında anlamlar vardı. Bu gece tenleri arasında hiçbir engel olmayacak, bir olacaklardı. En güzel günahlara adım atacak, bulutlara, belki de Taehyung'un peri annesinin yaşadığı yıldıza deyip aşağı düşeceklerdi. Sonra tekrardan yükselecek, masal olacaklardı.

...

Nasıl başlayacağını bilmiyordu...

Asla tatmadığı şeyin, hisettireceklerinden korkuyor, telaş yapıyordu Taehyung. Bıraksa kendini, Jungkook izin verir miydi?

Belindeki ellerin sıkılaştığını hissettiğinde göz kapakları gevşedi Taehyung'un.

"Masalı anlatmadan dokunamazsın çiçeklerin ardındakilerine. Bana masal anlat, çiceklerimin ardındaki ten senin olsun."

Daha çok utanıyordu bu beden, çiçeklerini açmaya. Fakat Jungkook çiçeklerin ardındakilerine dokunmak için çok sabırsızdı. Çok beklemişti.

"Masal... Masal, anlatarak çiceklerini sulayıp, büyüteceğim. Sen durma, aç çiçeklerini."

Taehyung yavaşça kollarını Jungkook'un boynuna doladı. "Başla öyleyse. Dinliyorum. Çiçeklerim açmayı, seni bekliyor. Ama unutma, ben uyursam bile gitme, sakın."

Jungkook burnunu Taehyung'u huylandıracak şekilde boynunda gezdirdi.

"Bir varmış bir yokmuş..." Bir öpücük kondurdu şimdi o bal kokulu boyuna.

Titredi Taehyung.

"Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde bal saçlı bir çocuk varmış."

Jungkook, Taehyung'u sarsmadan kucağına alıp yatağa uzandırdı. Jungkook da yanına oturduğunda ikisinin de gözleri usulca kapandı.

"Ela gözlü adam, bal saçlı çocuğu ilk görüşte sevmiş."

Taehyung'un üzerine çıktı ve her iki yanağına öpücüklerini bıraktı. Taehyung'un gözleri hâlâ kapalıydı.

"Bal saçlı engelini, ela gözlüden saklamış, ona çiçeklerin ardındakileri göstermemiş."

Öpücükleri şimdi Taehyung'un dudakları üzerinde dinleniyordu. "Ela gözlü bu duruma çok üzülmüş, fakat gerçekleri öğrendiğinde bal saçlıyı daha çok sevmeye başlamış."

Zor duruyordu Jungkook. Bu sefer elleri Taehyung'un tişörtünün uçlarını tutuyordu.

"Bal saçlı sihirliymiş. O yıldızlarla konuşabiliyormuş. Ela gözlü, bal saçlı, gözlü çocuğun saflığı yanında kendini çok kirli hissediyormuş."

Araya girdi Taehyung: "Hayır, ela gözlü kirli değil. Sadece aşık."

Gülümsedi Jungkook. "Evet, hem de çok. Ela gözlü, bal saçlının bedenine hasret kalmış, yanmış, kül olmuş; bal saçlı acımamış, odun atmış, sızlatmış."

Şimdi üst bedeni çıplaktı Taehyung'un. Hafiften yanakları pembeleşirken Jungkook gördüğü bedenle masalı unutup görüntüye daldı.

"M-masal?"

Jungkook kafasını iki yana sallarken masala kaldığı yerden devam etmeye başladı: "Acaba bal saçlı, ela gözlüye çiçeklerin ardındakilerini gösterecek miydi?"

Gösterdi. Bir perde çeker gibi, kısa bir sürede hem kendi üstünü hem de Taehyung'un üzerindekileri çıkardı. İkisi de şimdi çıplaktı. Jungkook öpücüklerini Taehyung'un boynundan taşırıp göbeğine doğru yol aldı. Taehyung'un nefes alışverişleri hızlanıyor, Jungkook'un beyni gördüğü kıvrımlı beden karşısında pelte oluyordu.

"Bal saçlının çiçekleri ardında teni varmış, bunu ela gözlüden saklamamış, atmamış onu kor ateşine."

Taehyung kısık bir inleme bıraktı ısırıklara dönüşen öpücüklere. Doyamadı Jungkook, tekrar çıktı çöllerinde su aramaya.

"Bal saçlının dudakları çöl, öpüldü mü suya dönüşüyormuş. Dedim ya! Bal saçlı sihirliymiş."

Dilleri şimdi savaş değil, barış içinde birbirine dolanıyordu. Jungkook çekiştirerek öpmeye başladığında Taehyung dayanamayarak en güzel inlemesiyle Jungkook'un kulaklarına şarkı söylemişti. Bu sefer dayanamamış tırnaklarıyla Jungkook'un sırtına anılarını bırakmıştı.

Daha fazla bekleyemedi Jungkook. Fazlasıyla sabrettiğini düşünüyordu. Önce parmaklarını daha sonra erkekliğini aldı içine Taehyung'un sıcak yuvası. O gece duvarlar iniltilere şahit olarak kutsanmış masala dönüşmüşlerdi.

Jungkook yorgun ama hâlâ konuşmaya hâli olduğunu belirtir bir sesle bitirdi masalı: "Ela gözlü, ömrünün sonuna kadar bal saçlının vücuduna bağımlı; bal saçlı ömrünün sonuna kadar ela gözlünün aşkına karşılık vermiş."

Yazım yanlışım veya herhangi başka bir yanlışım varsa kusura bakmayın, lütfen.

Bu bölüme net ve tek bir yorum yapacağım: hiç içime sinmedi😐

Kitap 19k okunma olmuş. Nice birlikte büyümelere olsun. Hepinize teşekkür ediyorum. Biraz olsun kalbinize dokunabiliyorsam ne mutlu bana.🍻

Bu sefer farklı bitireceğim sözümü: Taekook unutulacak gibi değil.

Defective • Taekook ✓Where stories live. Discover now