Özel Bölüm: Gözümün Nuru Olgunlaştın

5.3K 427 362
                                    

Herkese SE-LAM-LAR! Bir sürü yorum görmek istiyorum. Umarım istediğim etkileşimi alabilirim. Kitap 100 k olmuş he! Ben de dedim bir şey yapayım. Benden bir şey istemiştiniz. Yaptım sonunda. Özel bölüm geldi.

Umarım hepinizin aklında bu kitap (defective) 'iyi' bir anı olarak kalır. Şimdi de bu kitap için sonkez iyi okumalar diliyorum. 💞

Taehyung'dan.

İlk defa mevsimler bana bu kadar hoş gelmeye başlamıştı. Önceden bu kadar güzel gelmiyordu. Güzeldi, güzel olmasına ama o zaman gözlerim görmüyor, yanımda da prensim yoktu. Ah, benim yakışıklı prensim. Ne iyi kaplidir o. Bir de onu kötü görenler yok mu! Ne kadar yanlış tanımışlar ela gözlümü.

Elimdeki tarakla, kehribar rengi saçlarımı tarıyordum. Bukleli saçlarım, tarağı her vuruşumda düzleşiyor, benim her çekişimde de geri eski haline dönüyordu.

Eşimin, bana çok yakıştırdığı sarı elbisem vardı üzerimde. Daha önce giymiştim hani. Omuzları kalın askılı, dizlerime kadar gelen bir elbiseydi. Jungkook'la evleneli üç yıl oluyordu. Bizimle bir dalga geçtiler, bir dalga geçtiler... Anlatılmaz, yaşanır. Yok 'iki erkek evlenir mi?', yok 'siz deli misiniz?' yok 'reziller.' Hiçbiri umrumda olmadı, üzülmedim bile.

Odamdan dengeli adımlarla çıktım, mutfağa doğru. Yemek koymuştum fırına. Jungkook 'patatesli börek'e bayılır! Hemen elime havluyu aldım, fırının kapağını çekerek açtım. Burnuma gelen nefis kokuyla derin bir nefes aldım. Fırını kapattım. Ocaktaki çorbaya baktım, o da olmuştu. Ocağı da kapatıp içeri geçtim, masayı hazırlamak için.

Akşama misafirlerim vardı. Yoongi, Yoongi'nin eşi Soo Bin, Jimin ve Minjae gelecekti. Yoongi gittiği yerde bir kızla tanışmış, beğenmiş, konuşmuşlardı. Soo Bin'i bir anlatışı var bana, çok aşık Vallahi! Soo Bin yukarı, Soo Bin aşağı. Gece gündüz bana onu anlatırdı. Arada evime gelir, kahve içer, şöyle derdi: 'Soo Bin'i gördüm yine, yine çok güzeldi. Sana selamı var bal çocuk! İlet, dedi.'

Biliyordum, biliyordum merak etmeyin! Yoongi'nin beni sevdiğini biliyordum, beni unutmak için gittiğini de biliyordum. Neyse ki, onun da gerçekten sevildiği ve sevdiği bir kız çıktı karşısına. Yoksa ona çok üzülüyordum. Kendimi de yıpratıyordum. Hele ki Jungkook hapishanedeyken bana gönderdiği mektupta yazılanlar... Mektuptaki yazılanları okudum. Bir aşk mektubuydu; ama karşılıksız bir aşktı.

Jungkook'un hapishaneye girdiğini kimse bana söylememişti. Oysa ameliyattan çıkar çıkmaz Jungkook'la karşılaşacağımı düşünerekten ameliyatta olan her şeyle savaşıp olumlu cevaplar vermiştim. Başlarda Jungkook'umun benim için hapishaneye girdiğini bana söylemedikleri için onlara çok kızdım. Hem de çok. Ama sonra onları anladım. Bu arada o zamanlar Jimin'le Minjae de yoktu. Onlar da tıpkı Jungkook gibi bir anda ortadan kaybolmuşlardı. O gece evdeki ağlayışlarımı kimse bilmiyordu. Jimin'in babası felç kalmıştı, onları ziyarete, yurt dışına gitmişlerdi. Sonra da bir daha dönmemişlerdi. Bana ise yine kimse haber vermemişti.

Kremlerimi de kimse almıyordu. Sonradan öğrendim, kremlerimin tarifi başkasında varmış, artık o üretiyormuş. Eh, onların paraları bol olunca, satma imkanları da çok oluyordu dolayısıyla. Hatta bir ara 'çalıntı' suçlamasıyla yüz yüze geldim. Neyseki kremin tarifini alan adam bana her şeyi anlattı, bir daha da kremi yapmamamı söyledi. Jungkook'a minettarım. O suçlu değildi. O benim için en doğru kararı vermeye çalıştı. O ne yaptıysa benim için yaptı. Hâlâ onun 'kötü' olduğunu düşünüyorsanız, açıkça yanlış düşündüğünüzü söyleyebilirim.

Sonra uzun bir süre yalnızlığa mahkum yaşadım. Her gece yatmadan önce umutla Jungkook'un gelmesini bekledim. Kapımın ritmik çalışını (Jungkook'un çalışı) duymak istedim.

Defective • Taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin