25 / BİRLİKTE

927 136 204
                                    


° BİRLİKTE


“Beni oyuna getirdin!”

Omzumdan sertçe ittirdiğinde sırtım duvara çarptı.

“Bana oyun oynadın! Oynadınız! İkiniz bir oldunuz, suçu üstüme yıkmaya çalıştınız!”

Duvardan uzaklaşacağım sırada yeniden indirdi ellerini omuzlarıma, sırtım yeniden sertçe çarptı duvara. Yüzüm acıdan buruşurken omzumdaki ellerini tutup onu durdurmaya çalıştım.

“Sana oyun oynamadım Meral.” dedim tüm samimiyetimle. O nasıl dumura uğradıysa ben de en az onun kadar dumura uğramıştım. “Yemin ederim.” Öfkeden alev saçan gözlerinin içine baktım. “Sana... oyun... oynamadım.”

“Hadi ordan be!” diye bağırdı. Ellerini hızla savurup ellerimden kopardı. Sağ elini tehtit eder gibi bana doğrultup işaret parmağıyla göğsümden ittirdi. “Yalancı, pisliğin tekisin.”

“Meral-”

“Kes sesini!” Ellerini saçlarının arasına geçirdi hırsla. Asla ama asla dinmeyen öfkesiyle volta atmaya başladığında sırtımı tamamen yasladım duvara. Ona karşılık verecek gücüm bile yoktu, kalmamıştı. Bıraksa olduğum yere yığılıp kalacaktım fakat bana saldırmaktan, bağırıp çağırmaktan, itip kakmaktan yorulmamıştı bir türlü.

“Ama aptallık bende. Ben nasıl anlamadım senin bana tezgah kurduğunu? Ayağıma geldiğin o gün anlamalıydım. Sen benimle konuşmaya bile tenezzül etmezdin, ben o gün bu işin içinde bir bit yeniği olduğunu fark etmeliydim.”

“Meral ben sana oyun oynamadım.” Adım atmayı bırakıp tam karşımda durdu. “Gerçekten.”

“Hakim beni yaka paça dışarı atarken niye bir şey yapmadın o zaman?”

“Ağzını bozdun Meral.” dedim, ettiği küfürleri hatırlatarak. “Hakim seni bu yüzden dışarı attı, suçlu olduğunu düşündüğü için değil. Öyle olsaydı dışarı atmak yerine tutuklatırdı.”

Sinirli bir kahkaha attı. “Gerçekten mi ya?” dedi gülüşlerinin arasından. Bir adım uzaklaşıp alkışlamaya başladı. Şak şak seslerinin tüm koridorda yankılanmasını umursamadı. Üzerimize dönen bakışların altında ezildim, benim aksime Meral onların farkında değildi. “Bu tespitiniz çok işime yaradı avukat hanım.” dedi ellerini birbirine vurmayı bıraktığında. “Eksik olmayın.”

“Yeter artık ama. Tamam, anlıyorum öfkelisiniz ama öfke dediğin de bir yerde söner gider. Ne dinmek bilmeyen bir öfkeniz varmış! Kus kus bitiremediniz!”

Önüme geçti Nevra. Duvarla sırtı arasında kaldığımda gözlerimi kapattım bitkince. Meral’in hedef tahtası olmak iyi bir fikir değildi, üstelik konudan en bağımsız kişi de oyken. Elimi kaldırıp omzundan kavradım onu durdurmak için, o sırada Meral yapacağını yapmış “Sen karışma be!” diye bağırarak onu önümden kenara itmişti. Omzundaki elim o savrulmada koluna kayıp onu sıkı sıkıya tutmasa yere kapaklanacaktı.

Nevra’nın Meral’in üstüne atılmasına müsaade etmeden çantamla cübbemi ellerine tutuşturuverdim. “Beni arabada bekler misin?” dedim çenesinden tutup öfkeli bakışlarını bakışlarıma çevirerek. “Ama Karaca...” diye itiraz etti. Kendimi gülümsemeye zorladım. Kolunu sıvazladım iyi olduğumu sözsüz de olsa ifade etmeye çalışarak. “Beş dakika sonra ben de geleceğim.” dedim.

K U M P A S | TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now