EMEKTAR 🚛

320 7 0
                                    

"Ne çok hata yapmışım, oysa ki bu filmin sonu böyle bitmeyecekti. Sevda'mın ölümüne sebebiyet verdim. Eşimin çocuk sevdasını kendinden olmayan bir çocukla bastırdım. Ya Deniz hayatının koskoca bir yalandan ibaret olduğunu öğrenince dünyası başına yıkılacak beni asla affetmeyecek. 
   Yalnız kalıp tek başıma ölmekten çok korkuyorum. Yaşattığım acıların şimdi  bedelini ödüyorum. Aman Allah'ım telafisi olmayan hataları nasıl da yapmışım ve hala daha yapma da devam ediyorum. İçimdeki hırs bir gün benim sonum olacak."    Odasına girip yatağına uzandı. Yorgun  düşen gözleri hemencecik uykuya daldı. Uyanınca  yaşananların   rüya, uyanınca bu kabus, gözlerini açınca son bulacak sanıyordu.
   Güneş Hatay'da güne merhaba demişti. Bulutların arasından kaçamak kaçamak bakıyordu. Sessiz süren fırtına kaldığı yerden devam ediyor bu fırtına iki Aşk'ın sonu  mu olacaktı? Deniz'in ellerinin arasından kayıp gidecek miydi? Deniz yataktan delice fırlayıp geç kaldım prenses beni gebertecek bakışlarıyla yüzünde hafif bir gülümseme oluştu. O gözler aklına geldi ve de aklı başından gitti. Onun sıcaklığı bedenini esir almıştı.
" Oy oy köylü kızım içimdeki sana olan bu hasret ne zaman bitecek, bugün zor geçecek yanında olup tam anlamı ile dokuna mamak...
İçimdeki tutkunun arzum ve isteğimin yarım kalması beni çıldırtıyor.  Sabrın sonu selamettir derdi rahmetli dedem. Bakalım bu sabrımın bir mükafatı bana nasıl geri dönecek. Aslında çok bir şey istemiyorum sevdiğim kadın yanımda olsun bana yeter de artar bile."
    Düşüncelerle kıyafetlerini giydi banyoya doğru yürüyüp günlük ihtiyaçlarını karşıladı. Gözleri aynaya takıldı, takılan gözleri aynada Elsima'nin yansımasına görmüştü. Geçen birkaç saat özlemesine neden olmuştu. Aynadaki yüzle ufak bir konuşma olmuştu.

" SENİ ÇOK SEVİYORUM BE KADINIM.
ÖLÜM DAHİ  OLSA GİTME BENDEN OLUR MU?
 BENDEKİ BU AŞK SENSİZLİĞE DAYANAMAZ KAYBOLUP GİDER SENSİZLİĞİN UÇURUMUNDA,   UÇURUMDA Kİ BEN HA DÜŞTÜM HA DÜŞERİM UÇSUZ BUCAKSIZ KARANLIKLARA."

   İç hesaplaşma onu korkutmuş olsa gerek ki titreyerek kendine geldi. Yüzünde hafif bir gülümseme oluştu bütün olumsuzlukları bir kenara bırakıp :
" Yeşeren aşk güzel olacak sevdiğim." Kapıyı yavaşça açıp arabasına bindi. Muhtarlık odasına doğru sürdü arabasını, yolda gördüğü köylülerle konuşup selamlaştı. Hafif bir müzik, diline dolanan bir şarkı...

Kalbim duraksız haykırışlarda,
Ne yapsam ayrılamam ki senden asla. Hafife alma aşk vurur insana,
Bu kadar kolay sanma Delikanlım.

    Şarkı Deniz anlatıyordu. Hava esintili  hafif de Güneş vardı. Yerler çamurdu içinden:
" İnşallah  gezinti sonrası tek başımıza kalırız sevdiğim. Seninle ilk gece mi geçirme fırsatı yakalarım bu gün zor olacak zor."
Muhtarlığa gelmiş arabadan inip muhtarlık odasının kapısını açtı. "Selam Halil Amca."
"Oooo doktor bey oğlum ALEYKÜMSELAM hoş geldin."
"Senin emektarı almaya geldim."
Halil Bey masanın üzerinde duran anahtarı eline alıp "Buyur İnşallah sizi yarı yarı yolda bırakmaz. İyice eskidi sağı solu belli olmuyor, nerede ne zaman ne yapacağını inan ki bilmiyorum ayar tutmuyor artık."
"Bir şey olmaz Halil Amca siz merak etmeyin Eski toprak bu araba sahibine saygısı mutlaka vardır. Haydi eyvallah Halil Amca."
"Selametle gidin."
   Arabaya bindi kendi kendine konuşmaya başladı.
"Ben istedim bir göz Allah verdi iki göz hadi be güzelim bizi dağ başında ıssız bir yerde bırak, kervan geçmez, kuş uçmaz olsun  kimsecikler bizi rahatsız etmesin."
Beklenen buluşma gelmişti. Sancar askerden izine ayrılmış, düğün hazırlıkları başlamıştı. Elsima Gülşeker ile beraber bahçede yapılacakların listesini hazırlıyordu. Gülşeker Deniz'i görünce arkadaşına dönüp;
" Seninki gelmiş."
Arkasını dönüp baktı Elsima gözleri ışıl ışıl parlamaya başladı. İki Kutup yıldızı bir araya gelmişti. Yağmurdan dolayı her yer çamur olmuş yürümekte zorluk çekiyordu.
" Günaydın güzellik nasılsın bakalım."
" Hoş geldin Deniz bizde düğün için hazırlıklara başladık."
" Nasip olursa düğün ne zaman? "Haftaya inşallah  darısı sizin başınıza Sancar'ı arayayım gelsin hep beraber kahvaltı yapalım. Hem siz de tanışmış olursunuz."
"Canım arkadaşım aslında güzel olurdu ama yaylaya çıkacağız havada yine yağış var. Hayvanların aşı olması şart. O yüzden erken gidelim erken gelelim kahvaltı yarına erteleyelim." "Sen de haklısın arkadaşım yarına erteleyelim."
"Deniz  gidelim mi?"
" olur sevdiğim emrine amadeyim." "Kalkalım o zaman."
Üzerinde siyah keten pantolon beyaz tişört vardı. Gömleğini yanına alıp beline bağladı. Uzun saçlarını  at kuyruğu yapmış, dudaklarına nemlendirici kondurmuş, o kara gözlerine göz kalemi ve sürme çekmişti. Yürüyüşü, asaleti, bakışı her şey bir yana insanlara olan yaklaşımı samimiyeti, doğallığı, cana yakınlığı sevmeye yeterdi. Arabaya binip dağ yoluna doğru ilerlediler.

BALCAWhere stories live. Discover now