ÇİLLİ BADEM 🐣

579 19 0
                                    

Akşam yemeği yenilmiş herkes evinde sıcak yatağında uyuya kalmıştı .Doğan güneşin ilk ışıkları köye ılık ılık yansıması ile başlamıştı. Sabahları uyanıp güneşin doğuşunu izlemek Elsima'yı çok mutlu ediyordu. Pencereden yansıyan güneş ışıkları gözlerini kamaştırıyordu. Kömür karası gözleri bir başka bakıyor, yüzündeki yansıma güzelliğine güzellik katıyordu.
Bu gün başka bir gün olacak diye geçirdi içinden . Saçlarını taradı yandan örük yapıp önüne aldı. . Böyle güzel oldu, gözüne sürme çekmiş gözlerinin güzelliği daha da bir belirginleşmişti. Bakışları harikaydı insanın içini ısıtıyordu.
Beyaz bir tişört ve kot pantolon giymiş mutfağa yönelmişti. Ocağa çayın suyunu koymuştu. Çok garipti halası bugün kalkmamıştı . Dolaptan taze köy peyniri, yumurta ,tere yağı, zeytin çıkardı . Halası patatesli böreği çok severdi , böreği de kızartıp kahvaltıyı bahçeye hazırladı. Kızarmış köy ekmeği olmazsa olmazıydı. Elsima gözlerini kapatıp:
" Mis gibi bir gün kuşların sesi ,kuzuları melemesi uzaktan yakından gelen tüm sesler çok güzeldi."
Bahçeye ekmiş olduğu çiçeklerin kokusu buram buram geliyordu. Her şeye anlam yüklüyordu içeriye girip halasının odasına doğru ilerledi. Kapıyı çaldı.
"İçeriye gelebilirsin meleğim" hep böyle severdi. Küçüklüğünden beri, içeriye girip
"Günaydın hallacım" deyip öpücük yağmuruna tutardı.
" Bugün geç kaldın hallacım neyin var ."
"Yok meleğim birazcık ağırlık var üzerimde kendimi yorgun hissediyorum."
Hastalığı iyicene ilerlemişti .Ağrı kesicilerle ayakta zorla durabiliyordu. "Sen git kuzum ben birazdan geliyorum."
Lavaboya gitti elini yüzünü yıkayıp havluyla kurularken gözü aynaya takıldı. Göz altındaki morluklar iyicene belirginleşmişti .Göğüs kanseri iliklerine kadar ilerlemişti. Fazlası ile canı yanıyordu. Elsima'ya anlatmalıyım artık hazırlıklı olmalı yalnız kalmaya, ama nasıl anlatabilirim yıkılır! Kahrolur meleğim. "
Giyinip odasından çıkıp. Bahçeye yöneldi.
" Döktürmüşsün yine, ellerine sağlık." "Afiyet olsun hallacım. Seni ellerimle besleyeceğim."
Kızarmış ekmeğe tere yağı üzerine bal sürdü ısrarla yedirdi.
" Güzel kanatsız kuşum kendini unutma." deyip gülümsedi... "Önceliğim sensin hallacım."
"Bugün başka bir güzelsin köye gelen doktorla alakası var mı ?
Elsima utanarak...
" Aman hala" diyebildi. Elif Hanım bu utangaçlığın anlamını biliyordu.

"SENİN YÜREĞİNE SEVDA ATEŞİ DÜŞMÜŞ BİR KERE. HAYAT UZUN OLSADA ÖMÜR KISA GİDEN ZAMAN GERİ GELMİYOR. SEVDANI EN GÜZEL ŞEKİLDE, O DUYGUNUN SANA VERMİŞ OLDUĞU AŞKI BÜTÜN GÜZELLİĞİYLE YAŞA. YAŞA Kİ GİDEN ZAMAN İÇİN PİŞMAN OLMA."

" Halam benim teşekkür ederim bana vermiş olduğun cesaretin için." Kahvaltıyı toplayıp her şeyi yerli yerine yerleştirdi. Ahıra yöneldi rüzgarı besleyip , ineği sağıp buzağıyı besledi. Kümese gitti çilli ve bademi yemledi. Çilli ve bademin kuluçka dönemleriydi. Eliyle okşadı. "Yavrularınızı sabırsızlıkla bekliyor olacağım."
Artık gitme zamanı gelmişti. Rüzgarı bahçeye çıkarıp eve doğru yürüyüp odasına çıkıp aynaya baktı. Son dokunuşları yapıp, hazırlamış olduğu kahvaltılıkları alıp bahçeye çıktı.

BALCAWhere stories live. Discover now