SEN YOKSAN BEN YOKUM

422 25 0
                                    

Polat Ceylan'ın sözlerinden sonra derin bir nefes aldı.

Öyle uzundu ki yolu, imkansız denilen virajlar, aşılmaz denilen uçurumlar ile doluydu. Derya'nın derin mavilerinde soluklandı gözleri.

Derya da Polat'tan farksız değildi. Hatta nefes almayı bile unutmuştu içindeki yangını izlerken. Hiçbir şey umurunda değildi.

Salonda kopan alkış tufanı onları kendine getirmişti.

Ceylan ise halinden gayet memnun görünüyordu. Onun için defile tüm önemini yitirmiş yerine daha anlamlı şeyler elde etmişti.

Derya ve kızlar selam vererek giyinme odasına geriye döndüler.

Derya önce kızların üzerini değiştirmesine yardım ettikten sonra kendisi elbisesini alarak kabine girdi. Gecenin devamı için şık, kırmızı askılı ve derin yırtmaçlı bir elbise tercih etmişti.

Sade makyajı ve salık bıraktığı saçları ile fevkalade görünüyordu. Kızlar onu hazırlanırken hayranlık içerisinde seyrediyordu.

Ben hazırım güzel kızlarım içeriye gidelim mi? Sonuçta bizi görenler merak içinde içeriye geçmemizi bekliyorlardır.

Kızlar heyecanla kafa sallarken, Derya da gülümseyerek ellerini uzattı onlara.

Hadi gidelim diyerek kapıdan çıktıklarında herkesin kapının önünde onları beklediğini gördü.

Kızım diyerek önce babası sarıldı Derya'ya. Onlar birbirine sarılmış hasret giderirken herkesin gözleri dolu, dolu olmuştu.

Derya babasından ayrılarak az ileride gözü yaşlı bekleyen annesine baktı sessiz ve uzunca. Sonunda anne diyerek kolunu beline sarıp başını omzuna yasladı.

Deli edecektin beni güzel kızım, artık hiç gelmeyeceğini düşünmeye başlamıştım. Bu yaşlı kalplerimiz dayanamaz hale geldi.

Geldim annem artık buradayım döndüm.

Arkada aynı hasret ve özlemle bekleyen bir anne, baba daha vardı. Kapılarına gelinleri olarak adım attığı günden bu yana kızı olarak kabullenmişlerdi.

Annesinden ayrıldı yaramazlık yapmış çocuk edasıyla önlerine durarak sessizce anne, baba diyebilmişti.

Aradan geçen onca zamandan sonra sorgusuz, sualsiz yine kucak açmışlardı evlatlarına. Onlara da sarıldıktan sonra arkada öfkeli ama sevgiyle bekleyen genç bir tayfa vardı.

Sırası ile onlara da sarıldıktan sonra arkada kızgın bir bekleyiş içinde olan abisi vardı. Ne ona yaklaşmış ne de konuşmuştu.

Abi... Yoksa benimle konuşmayacak mısın? Derya, Cihandan bir cevap bekliyordu ama o sadece susmakla yetiniyordu.

Fındığın gelmiş ve sen susacaksın öyle mi?

Benim fındığım arkada bıraktıklarını düşünürdü. Ailesinin üzülmesine izin vermez bizleri bu kadar yıpratmazdı. Bizleri bırakıp gitmezdi.

Ama döndüm...

Kusura bakma, ya da bak ya kusura bak.... Yıllar sonra bizi bu kadar yıpratmışken dönmen ne fayda edecek bir düşün bakalım.

Ama abi olanları biliyorsun.

Olanlar senin olduğu kadar bizim de canımızı yaktı. Ama bak hepimiz yerli yerinde duruyoruz acılarımızdan kaçmadık, diyerek arkasına bile bakmadan oradan ayrıldı.

Derya abisinin arkasından bakakaldı.

Sen üzülme canım ben şimdi onunla konuşur hallederim diyerek Ceylan arkasından koştu. Cihan öyle hızlı yürüyordu ki Ceylan yetişmek için çok çabalıyordu.

SEN BENİMSİN Sebeb-i AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin