18: i want you to touch (m)e there

89 6 4
                                    

[smutasımsı, rahatsız olacaklar okumasın. ayrıca medyadaki şarkıyı belirttiğim yerde açmanızı tavsiye ederim. iyi okumalar.🔞]

"Açın kapıyı orospu çocukları! İçeride olduğunuzu biliyorum!"

Jungkook tatlı uykusunun içinde fazlasıyla gürültülü bir ses duymaya başlamıştı. Göz kapakları yavaşça aralanırken bilinci henüz yerinde değildi ancak kulaklarını tırmalayan o gıcık ses fazlasıyla rahatsız ediciydi. Gözleri daha tam açılmamışken yattığı yerden doğruldu yavaşça ve neler olduğunu çözmeye çalıştı. Boğazı yırtılırcasına bağıran adam aynı zamanda dış kapıyı kıracakmış gibi vuruyordu.

"Bu ne sikim?" Uykulu bir şekilde mırıldanmıştı Jungkook. Eline telefonunu alıp saate baktı, saat henüz sabah 7 civarıydı. Yavaşça yatağın diğer tarafında kıpırdanan Jimin'e döndü. Kendisinin aksine Jimin çoktan ayılmıştı.

"Açsanıza lan kapıyı! Öldünüz lan siz!"

Kapıdaki adam nefes almadan bağırmaya devam ederken şaşkın iki gencin bakışları buluşmuştu. Jimin'in mevzuyu çözmesi de pek zaman almamıştı.

"Babam! Jungkook kapıdaki babam!"

Jungkook'un da uykusu nihayet duyduğu şeyle birlikte uçup gitmişti. Jimin'in çabucak girdiği panik havası onu da sarmıştı. Tıpkı turuncu saçlı beden gibi o da yataktan fırlamıştı. Şaşkınca Jimin'e ilerledi.

"Tamam, önce bi' sakin ol. Kapıyı açmazsak giderler belki."

"Hayır Jungkook." Jimin'in endişesi yüzünden rahatlıkla okunuyordu. "Kapıyı açmazsak kırarak girerler. Kesin dün gece partide olanı duydular. Sana zarar verecek, lanet olsun!"

Jungkook kafasını hızla iki yana salladı. Bir çözüm yolu olmalıydı. "O zaman sen burada kal, kapıya ben çıkayım. Eğer dün gece ile ilgili saçmalarsa inkar ederim ama sen sakın olaya dahil olma, tamam mı? Burada olmadığını inandırmamız gerek."

Jimin küçük ellerini saçlarından geçirdi. "Anlamıyorsun Jungkook, o kadar basit değil. Sen kapıyı açar açmaz içeri dalacak."

Jungkook ellerini Jimin'in iki omzuna koydu ve onu sakinleştirmeye çalıştı. "Başka şansımız yok Jimin, lütfen dediğimi yap. Eğer içeri dalacak olursa banyoya koş ve kendini kitle. Sakın ama sakın çıkma."

Kafasını salladı Jimin, korkusu gözlerinden okunuyordu. Jungkook küçüğünü yatak odasında bırakarak çıktı odadan ve kapıyı da arkasından kapattı. Gece yatarken üzerine bir şey giymemişti ve şimdi de yalnızca altında gri pijaması giyiliyken çıkıyordu kapıya.

Dış kapıya ulaşınca derin bir nefes aldı ve kapıyı açtı. Bağıran adamın yüzü kıpkırmızıydı ve kapının açılmasıyla birlikte eli havada asılı kalmıştı. Arkasında da Jimin'in abileri olan diğer üç oğlu dikiliyordu.

"Seni orospu çocuğu! Demek kapıyı açacak cesaretin var ha!"

Jungkook bir adım ileri çıkan adamı göğsünden geri itikledi.

"Noluyor lan sabah sabah? Siktir git kapımdan, yoksa polis çağırırım." Jungkook'un sakin kalma çabalarına karşılık adam bas bas bağırmaya devam ediyordu.

"Jimin nerede? O Jimin olacak orospu nerede?! Onu öldürmeliydim! Onu heriflerin altına yatmadan önce öldürmeliydim! Senin orospun olmadan öldürmeliydim!"

Jungkook'un sinir seviyesi tavan yapmış durumdaydı. Karşısındaki herifi yalvarana kadar boğmamak için zor duruyordu.

"Doğru dürüst konuş pis herif! Jimin'in burada ne işi olacak da arıyorsun?!"

Kamu telah mencapai bab terakhir yang dipublikasikan.

⏰ Terakhir diperbarui: Aug 21, 2021 ⏰

Tambahkan cerita ini ke Perpustakaan untuk mendapatkan notifikasi saat ada bab baru!

why'd you only call me when you're high • jikookTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang