1.1

31 18 0
                                    

Birlikte oldukça yorulmuştular

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Birlikte oldukça yorulmuştular. Jin JiSoo için aldığı tokayı JiSoo'nun saçına taktı. Çiçek, JiSoo'nun saçında daha parlak görünmüştü.

Geniş yatağa, ilk defa yan yana yattılar. JiSoo, başını Jin'in göğsüne yasladı ve ona tekrar sarıldı. Güneş batarken, evleri turuncuya bürünmüştü.

“Günlüğümü okudun değil mi?”

“Senin günlüğün mü var?”

“Jin. Saçını çok kötü çekerim.”

Jin, JiSoo'nun vanilya kokan saçlarına minik bir öpücük bıraktı.

“Okumuş olabilirim sanırım.”

“Sanırım-mış. Bildiğin okumuşsun işte.”

“Fazla zekisin...”

“Cidden mi? Sadece dikkatli olduğumu düşünüyorum. Teşekkürler.”

“Ayrıca her yönden, çok güzelsin.”

.
.
.

.

JiSoo, sabahın köründe kalkmıştı.
Uyanır uyanmaz Jin'in alnına minik bir buse kondurdu. Sonrasında ise hızla doğruldu.

Jin, ateşler içindeydi.

Hızla Jin'in üstündeki battaniyeyi çekti. Jin'in bedeni tir tir titriyordu. Korku ve endişe ile bakarak, evden çıktı ve ıslattığı soğuk bezleri getirdi. Jin'in kıyafetlerini çıkardı. Onun da elleri titremeye başlamıştı. Jin'i soğuk tutması gerekti. Bu yüzden ıslak soğuk bezleri Jin'in vücuduna koydu ve hızla koşmaya başladı.

Yine onu izleyen birinin olduğunu hissediyordu. Ancak bunu umursamadan ormanın derinliklerine koştu. Ormanı geçince, ablasının evine vardı.

Ablasının Jin'i tedavi etmesini istiyordu. Çünkü ablası böyle hastalıklarda uzmandı. Jin'e bakmasını isteyecekti. Jin'i öyle görünce kendini kaybetmişti.

Birden ayağı takıldı ve yere yığıldı. Bacağında küçük bir yara oluşmuştu. Durmamalıydı. Ayağıya kalktı. Ellerini birbirine vurarak tozu attı ve tekrar koşmaya başladı.

Arkasından bir kükreme gelmişti. Oldukça büyük bir boz ayı tam olarak arkasında duruyordu. Yutkundu ve kıpırdamadı. Ani bir hareket yaparsa, ayı onu pençeleri ile parçalara ayırırdı.

Jin'in ona verdiği tokayı hatırladı. Yavaş hareketler ile tokayı saçından çıkardı. Avucunda sıkıca tuttu. Ablası ayının bağırışını duyunca, ses doğru koşmuştu.

JiSoo ayının arkasında duran ablasını görünce rahatladı. Ablası küçük bir taşı alıp ayıya attı. Ayı arkasını döndüğünde JiSoo ayının üstüne atlayarak elindeki tokayı ona batırdı. Ayı yere yığılmıştı.

JiSoo ayıyı kontrol edip derin nefes aldı. Ayı sadece bayılmıştı. Ablası JiSoo'nun tokasına baktı.

“Şanslısın. O tokayı alana canını borçlusun, hatta borçluyuz.” JiSoo ile birlikte ayıyı uzak bir yere taşıdılar, ve önüne bal bıraktılar.

Ayılar, sadece aç olduklarında onlara saldırırdı. JiSoo sonrasında, ablası ile evlerine doğru koştular. İçeriye girdiklerinde, hem Jin'in, hem JiSoo'nun bileğinde kırmızı bir halka oluştu. Biraz parladı ve sönüp yok oldu.

Ablası, Jin'i kontrol etti. Sonrasında JiSoo'ya hüzünle baktı.

“Veba... Salgını tetikleyebilir. JiSoo vebanın ilacını henüz bulamadık. Maalesef her türlü... Sonu ölüm...”

“Abla, ona canımı borçluyum. Bileğimizde oluşan halka ne biliyorsun değil mi? O halkanın anlamı, o ne derse onu yaparak ona olan borcum kapanacak. Bizim canımızı bilemeden de olsa kurtardı. Onu yaşatmalıyız abla... Onsuz yaşamak istemiyorum... Kendimi sevdiğimin katili bilmek istemiyorum!”

 Kendimi sevdiğimin katili bilmek istemiyorum!”

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
behind the black hole Where stories live. Discover now