2

15K 883 125
                                    

Merhaba!

Bugün covit19 ilk aşımı vurdurdum. Sizde durumlar nasıl?

Lütfen desteklerinizi esirgemeyin. <3

Multimedya : Lia&Hades temsili.

İyi okumalar!

Önceki bölümden;

Üstüme düşen yaprağı düzelterek yatakta iyice kıvrıldım.

Gözlerimi kapatacağım sırada, toprağın şiddetli bir şekilde sarsılmasıyla ağaçtan düştüm. Hayır, bu depremdi. Sesler ormanın girişindeydi. Kanatlarımı gerip havaya doğru zıpladım. Kanatlarımla ağaçların arasında süzüldüm ve ormanın girişine doğru uçmaya devam ettim.

Ormanın girişine geldiğimde yerde yatan bir adam ve onun etrafında 2 kadın 1 erkek ona bakarak gülüyordu. Kadınlardan biri yerdeki sarmaşıklarla adamı tutarken diğeri ise sadece izliyordu. Erkek ise elindeki altın mızrağa bakarak gülüyor, her an yerdeki adama saplayacakmış gibi bakıyordu. Buna izin veremezdim.

Elimi yere koyup sözcüklerimi fısıldadım. Kadının yerden çıkan sarmaşıklarını büyülü sözlerimle geri gönderdim. Burası benimdi. Ben istemediğim sürece topraklarımı kullanamazdı.

Kadın sarmaşıkların gitmesiyle etrafa korkulu gözlerle baktı. Sarışın, mavi gözlü ve oldukça uzundu. Yerde yatan adam, artık onu tutan sarmaşıklar olmadığından üstündeki adamı kolayca devirdi ama ayağa kalkamadı. Etrafa bakıp beni ve onları gördü. Yorgun bakışları benim üstümde dururken kafası yorgunlukla geriye düştü. Sanırım fazlasıyla dayanmıştı.
Etrafını saran siyah-kırmızı renklerden oluşan şeffaf bir kalkan oluştu. Güçlü bir aurası vardı. Ruhu onu korumaya almıştı.

Sağ omzumda hissettiğim acıyla kafanı çevirdim. Yerdeki adamın üstünde olan, bana bıçak fırlatmıştı. Canımı çok yakıyordu. Dizlerimin üzerine çöktüm. Yere basan ellerim toprakta sarsıntı yaptı. Yerden çıkan dikenli sarmaşıklar iki kadını sardı. Etrafta yankılanan çığlıkları, acımın yanında bir hiçti. Erkek olan elindeki bıçağı yeniden fırlatmak üzerindeydi ki arkasından ona bir köpek saldırdı.
Zeus aşkına!
Bu normal köpeklerden değildi. Onların, evet onların! Tam üç tane kafaları vardı. Bu köpekleri hiç görmemiştim ve ölesiye korkuyordum!

Adam üzerine saldıran köpeğe, az önce arbede de yere düşmüş bıçağını kaldırırken elimde hazırladığım suyu ona fırlattım. Tekrardan bir küre oluşturdum ve yerdeki bıçağı suya hapsettim. Gözleri bana döndü. Öfkeden koyulaşmış mavi gözlerinin hedefi artık köpekler değil bendim.

Üzerinde ona saldırmaya çalışan köpekleri kolay bir hamleyle üzerinden attı. Az önce yerdeki adama saplayacağı mızrağı alıp köpeklere fırlattı. Sesi gelmemişti ve umarım iyilerdir. Dikkatim bana koşarak gelen adama ve elindeki mızrağa kaydı. Kanatlarımı gerip havaya doğru zıpladım. Kanatlarımla aşağıda kalan adamı rüzgarla savurdum. Ayağa kalkıp elindeki mızrağı bana doğru fırlattı. Iskaladı. O sırada içimde bir şey sızlamıştı. Başımı çevirip kadınlara baktım. Sarmaşıklarımı parçalıyorlardı. Onları daha fazla tutamazdım ve eğer üç kişi saldırırsa buradan hiçbirimiz sağ çıkamazdı.

Uçarak ormanın giriş kapısına geldim. Ormana kapının koruyucuları olan trollere haber vermesini, ben gelene kadar ormanda giriş-çıkış olmamasını söyledim. Yerden çıkan dikenli, uzun ve kalın sarmaşıklar ormanı içine almış, ormanım etrafındaki duvar haline gelmişti. Geriye dönüp adama doğru uçtum. Elimdeki suları ok şekline getirip adama fırlattım. Geriye doğru uçarken, köpeklere bakındım. Ortada yoklardı. Hala baygın olan adama doğru eğildim. Ona yaklaşınca kalkanından yüzüne baktım. Vücudundan kanlar akıyordu. Siyah saçlı, hafif sakallı ve en son hatırladığım siyah gözleri vardı. Ayağa kalkan adam üzerime gelirken ona bir kez daha oklarımdan fırlattım. Kadınların parçalamaya çalıştığı sarmaşıkları çoğalttım ve etrafıma kalkan yaptım. Bu beni idare edemezdi. Çünkü benden güçlü oldukları adamın attığı mızraktan belli oluyordu.

Hades'in PerisiWhere stories live. Discover now