Rowena'nın yaşadığı sıkıntıların yanındaysa Salazar fazlasıyla keyifliydi. Slytherin ortak salonunda öğrencileri ayakta tutarak bol kahkahalı bir sohbet akabinde küçük sihirli düeollalar yapmışlardı. Kendi binasında olan fazlasıyla becerikli, azimli, hırslı ve gözü kara bu insanları görüyor olmak gururlanmasına neden oluyordu. Hogwarts'taki en iyi binanın kendisine ait olduğu her şeyinden belliydi. En başarılılar, en hırslılar, asa kullanmayı en iyi bilenler... Bütün bunların yanında Godric'le gerçekleştirdikleri yüzleşmenin de getirdiği bir keyif vardı. Asla itiraf edemese de ezeli rakibi olarak gördüğü 'arkadaşına' haddini bildirmiş olmak gücü tekrar hissetmesine neden olmuştu. Aylarca bir ergen bedeninde tıkılı kalmak içindeki kudreti neredeyse unutmasına neden olacaktı ama karşısında korkudan neredeyse titreyecek hâle gelen Gryffindor bütün keyfini yerien getirmişti. Aynı zamanda Rowena'nın da yaşadığı ikilemleri görüyordu. Buraya bitirmek için geldikleri işi bitiremeyeceklerinin farkındaydı, bütün bunlarla beraber içinde bağırıp duran sevgiyi gömmede Rowena'dan kat kat daha iyiydi. Kadının kafası bundan karışıyor olabilirdi ama Salazar hâlâ son derece görevine odaklanmış durumdaydı. Tom'un gerçek bir güç olarak arkasındaydı, çok sevgili arkadaşlarının en ufak hamlesini püskürtmek için hazırdı; ama grubun 'beyninin' son derece karışık olduğu düşünülürse yakın gelecekte herhangi bir hamle gelebilecek gibi değildi. Bütün bunların yanında düşünmemek için çok uğraştığı, keyfini daha çok yerine getirse de aynı zamanda ürküten, Rowena'yla paylaştıkları o öpücük de vardı. İçinde bittiğinden emin olduğu bütün yaşanmamış duygular harekete geçerken afallamıştı. Yine de, Rowena'ya kıyasla o öpücüğün ne olup olmadığını çok daha iyi biliyordu. Duygularına karşı koyabileceğinden emindi. Neredeyse.

Godric'se kuşkuluydu. Daha önce hiç yaşamadığı bir güvensizlik yüzünden uyuyamıyordu. Hayatı boyunca Rowena'dan ilk kez şüphe etmişti. Kadının her zaman kendisinin yanında destek olacağından emindi. Onun dışında herhangi biriyle bu göreve gelmeyi hayal bile edemezdi. Görevin düzenli ve planlı ilerleyeceğinden emin olabilmek adına kendisine eşlik edebilecek en iyi isim Rowena olabilirdi. Ama birkaç gün önce Nagini olarak bildiği 'çocuğun' Salazar çıkmasıyla, bunu Rowena'nın da biliyor olmasıyla birlikte sarsılmıştı. Hayal kırıklığı o denli büyüktü ki öfkesini hissedemiyordu. Geçen üç günde Rowena'nın yanına gitmemişti. Zaten o Rowena'nın yanına gitmedikçe kadının yanına geldiği de yoktu. Karşısına çıktığında ne yapacağını bilemiyordu. Ne demeliydi? Belli etmeli miydi? Belki Rowena da yeni öğrenmişti. Slytherin'in sözlerine öylece güvenip kadına saldırmak en büyük hata olurdu. Rowena kendisine anlatmak için doğru zamanı bekliyor olabilirdi, ona anlatması için zaman ve ortam sağlamak da kendisine düşüyordu. Slytherin'in sözleriyle birlikte harekete geçmek aptallıktan başka bir şey olmazdı. Geldiklerinden beri Rowena'yla bir sürü zorlu şey yaşamışlarken bu sefer fevri hareket edemezdi. Slytherin buradaysa gerçek bir plan yapıp harekete geçmenin zamanıydı, çok bile geç kalmışlardı. Tom için son artık belli olmalıydı.

Diğer gün, Godric gözlerini çok daha dinç, diğer günlere kıyasla güçle dolmuş bir şekilde açtı. Geçen gece kafasına koyduu küçük planı, Ravenclawlarla olan ortak derslerinde harekete geçirecek, gün boyu Rowena ile yalnız olmalarını sağlayacaktı. Kadının yalnız olduğu ilk anda kendisine anlatacağına da emindi. Uzaktan gördüğü kadarıyla bu üç günü hep Nagini'den uzak durup genellikle Tom'la birlikte geçirmişti. Çocuğu kendisinden uzaklaştırmak istemediği için de bir türlü yanına gelemiyor olabilirdi.

Godric, iksir dersine girerken kendisine selam veren herkese aynı şekilde cevap verdi; normalde girmiyor olduğu derste kendisini gören Rowena'nın şaşkınlığı gözlerinden okunuyordu. Oldukça genç görünen fakat binlerine yaklaşmış olan adam yanına oturduğunda Rowena masaya yaymış olduğu kitaplarını hızlıca toparladı.

salazar // dramioneWhere stories live. Discover now