20

2.2K 238 226
                                    


Gökyüzünde ki son kuş sürüsüde koyu mavi ve kızıllıkların birbirine karıştığı semâda son bir tur atıp gözden kayboldu ve yerini karanlığa ve karanlığın getireceklerine bıraktı.

Yatak odamın camından gökyüzünde olanları izliyordum. Aşağıdaki dağınıklıkla uğraşmak yerine bunu yapmanın sinirlerimi gevşettiğini fark ettim.

Kızıllıklar son bir kez birbirine düğümlenip pembeleşti ve ardından rengini soğuk bir maviye bıraktı. Kararmaya yüz tutmuş bir mavilik. Bu gecenin çökeceğinin habercisiydi. Birkaç dakika sonra karanlık penceremden içeri uzandı ve yatak odamı kucakladı. Soğuk, görünmez kollarını omuzlarımda hissettim, parmak uçlarını siyah saçlarımda dolandırdığını hissettim, belki de onları kendine yakın hissetmişti, daha sonra ensemde ürpertici soğuk nefesini. Bir anda bedenim kaskatı kesildi ve arkamda kalan yatağıma dönüp bakmaya ölesiye korktum. İlk cinayetimi işlediğim, iki haftaya yakındır herhangi bir temasta bulunmadığım yatağımdan hâyali gıcırtılar duydum. Pencereden giren rüzgar odamın içini turladı ve ansızın yatağımdan kanlı çarşafların kokusunu getirdi. Junmyeon ve Joohyun'un yırtık, yanmış ve kanlı bedenlerini gererek yatağımda doğrulduğunu ve yanmış göz çukurlarını bana çevirdiklerini hâyal ettim, boğazımdan hırıltılı bir inilti kaçtı ve bir titreme tüm vücudumda esti geçti.

"Yatağında hiç kimse yok. Kendine gel salak." Tükürürcesine tısladım şahsıma doğru. "Yalnızsın, yapayalnızsın." Dedim birden. "Onları öldürdün ve şimdi yapayalnızsın." Sesim sonlara doğru çatladı ve acı dolu bir iç çekişe döndü ve o anda hayatımın her anında yalnız olduğumu hatırladım.

"Yalnız değilsin, güzelim."

Arkamdaki karanlıktan, yatak odasının derinliklerinden kalın bir ses yükseliverdi. Hiç bir tepki vermedim, kulaklarım sanki bu sesi duymayı bekliyormuş gibiydi, bedenim sanki onun varlığı hissetmek için çırpınıyormuş gibiydi. Çok saçma bir şekilde o an sesini duyduğum için korkmadım, aksine rahatladım ve orada olmasına sevindim bile. Bir şekilde beni anlayacak tek kişi oymuş gibi hissettirmişti bana. Sol gözümden bir yaş süzüldü yanağıma ve ay ışığının yansıdığı koluma düştü, oradan dirseğime süzüldü ve karanlığa damladı. "Buradasın." Dedim, çatlamış sesimde umut çiçekleri açtı. Nasıl olurdu da gelmesine sevinebilirdim?

"Buradayım." Dedi. Yatak tekrar gıcırdadı ve nefesini kulağımın arkasına üfledi. Birkaç siyah tutam havalanıp geri düşmüştü, saçlarımın arasında tekrar soğuk parmaklarını hissettim. "Beni özledin mi?" Cümlesinin sonuna baştan çıkarıcı bir hımlama ekledi.

"Sen buraya geldiğine göre beni çok özlemiş olmalısın."

Buna yorum yapmak yerine bir emirde bulunmuştu. "Bana bak." Kıpırdayamadım, gözüm, üzerinde ne tek bir kuş ne de tek bir bulut olmayan karanlık gökyüzündeydi hâla. Sıcak dudakları omzuma değdi. "Bana dön." Sesi bu sefer daha dâvetkardı. Yine de itaat edemedim. Koltuğumu sertçe kendisine doğru çevirdi.

Şimdi, beyaz ay ışığının yansıdığı esmer çehresi karşımdaydı işte. Kare çenesi, ince dudakları, dudağının kenarlarından yukarı doğru çıkan kesik izleri, alnına dökülen boyası akmış yeşil saçlar.. karşımdaydı işte. Oradaydı, dokunabileceğimden çok daha yakınımdaydı. Ben yalnız değildim, çünkü o oradaydı, hemen karşımda.

"Sakinleş biraz pikaçum." Parmakları zarifçe alnıma saçılmış siyah tutamları fırçaladı. "Sen oldum artık, nasıl sakinleşeyim?"

"Ben olmak kötü mü?" Dedi yüzü yüzüme yavaşça yakınlaşırken. "Çok stresli olduğu kesin." Diye yanıtladım, dudaklarına uzanmadan önce.

Alt dudağımı dişlerken dillerimiz birbirine sarmalandı, nefesini nefesimde hissettim. Bir eli öpücüğe daha fazla derinlik katmak için boğazıma sarıldı, narince. Boşta kalan eli kalçama indi ve usulca beni kucağına çekmeye başladı. Birkaç saniye sonra çoktan misyoner pozisyonuna gelmiştik. Kendimi ona bıraktım, kaçmadım ve her şeyi akışına bıraktım.

Elleri kaburgalarımı, göğsümü ve kalçamı arşınladı. "Buraya nasıl gelebildin?" Diye sordum dudaklarımı dudaklarından ayırmayı başarırken. Beni ikinci bir derin öpücüğe çekmeden önce "Aşağıda ki iki yeni ceset için üzgünüm." Diye yanıtladı beni, dudaklarından kaçan kıkırtısı dudaklarıma bulaşırken.

Alt dudağını emiyorken üzerimde ki t-shirtü çıkarıp attı, dudakları bu sefer boynuma iniyorken bacaklarımı beline doladı ve beni yatağa bıraktı. "Burada olmaz." Dedim doğrulmaya çalışıyorken, omzumdan sertçe geri ittirmişti. "Neden, ilk cinayetini burada mı işledin yoksa?" Yüzünde alay dolu bir sırıtış vardı. "Ellerini kana buladığın ilk yerde seninle sevişecek olmak beni daha çok tahrik ediyor." Elim sertçe alnıma çarptı. "Sen kafayı yemişsin."

Göğsüme doğru eğildi ve dudaklarını tenimde gezdirdi. "Unutma, sen de benim gibisin." Daha sonra bir şeyi hatırlamış gibi gözleri büyüdü ve doğruldu. "Ne var?" Diye sormuştum eli arka cebine gidiyorken. "Bana bir iz bırak." Dedi ve arka cebinden çıkardığı bıçağı uzattı.

"Taehyung sen ciddi misin?"

"Ciddiyim. Yüzümde, sana ait bir iz taşımak istiyorum. Bana bir iz bırak."

İsteğini yerine getirmek için bıçağı açtım, gümüşi metal, çarpan ay ışığının beyazlıklarıyla karanlıkta yansıma yaptı. "Nasıl bir iz istiyorsun."

"Sen nasıl istiyorsan öyle bir iz." Bıçağın ucunu sol gözünün altına yaklaştırdım ve minik bir çizgi çektim, daha sonra aynı çizginin aktına uzunlamasına bir çizgi daha çekip ucunu kıvırdım. Ufak bir 'J' harfi oluşmuştu. Kanın sol yanağını süslemesini ve çenesine süzülüp oradan göğsüme damlamasını seyrettim. "Bitti."

"Şimdi sıra bende." Demişti bıçağı hevesle elimden alırken.

Bıçağın soğuk sırtı yanaklarımda gezindi, çenemi narice okşadı ve dudaklarıma sürtündü. "Nasıl bir iz istiyorsun." Diye sordu bana. "Sen nasıl istiyorsan öyle bir iz." Diyerek onu taklit ettim.

Yüzüne şehvet dolu bir gülümseme yayıldı. Bıçak dudağımın sol kenarına konumlandı. "Senin biraz mutlu olmaya ihtiyacın var güzelim." Dedi dudağımın sol kenarından yanağıma doğru minik bir oluk oluştururken ağzımdan acı dolu iniltiler kaçtı. "Bıçağımla yüzüne hiç silinmeyecek bir gülümseme çizeceğim." Dedi iniltilerimi bastırmak istercesine, beni başka bir öpücüğün içine çekiyorken.




Nedensiz bir şekilde içimden bunları s2ştirmek geldi lol







joker ⚛ vsoo ✓Where stories live. Discover now