18

1.9K 257 172
                                    


"Taehyung klinikten kaçmış."

Telefonum yavaşça elimden kayıp parke zemine düşerken aptal beynim henüz yeni yeni bir şeyleri kavramaya başlıyordu. Arabayı sattığım adam oydu.

Siyah berenin altından fıskırmış bir kaç yeşil tel, yüzünde kalın siyah bir maske ve robotik sesli bir görüntü beliriyor zihnimde. Benimle resmen dalga geçmişti. Junmyeon'un arabasını ona satmıştım. Belki de internet üzerinden konuşup fiyat üzerinden anlaştığım kişide oydu. Benim aklıma dalga geçmişti.

Kim Taehyung kimsenin baş edemeyeceği türden psikopattı. Onu anlayamazdınız, çözemezdiniz, ne yapacağını kestiremezdiniz.

Telefondan gelen sesler kulağımda uğuldamaya başlamıştı. Ellerim siyah saçlarımın arasında kayboldu, yüzüm endişeyle sarardı. Etrafımda ki her şey bir an bulanıklaştı ve kırılganlaştı. Sanki tüm dünya yükünü bana verip hafiflemiş ben ise her saniye artan yükümle yerin dibine çekiliyormuşum gibi his oluştu içimde. Ben yavaş yavaş cehenneme gidiyordum. Taehyung ile aynı yolun yolcusuydum, hayır, onun çoktan yol arkadaşı olmuştum.

Boğazımdan tüm salona doğru bir çığlık kopuverdi. Yüzümdeki endişeli sarılık yerini öfkeli bir kırmızıya bıraktı. Aklımda etrafımda ki her şey gibi yavaşlayarak durmuştu sanki bir an. Ellerim salonumu dolduran tüm eşyaları bir yerlere fırlatıyorken kaybettiğim aklımın geri gelmesini ümit ettim. Zamanı geri çevirmeyi veyahut başka bir hayata doğarak tekrardan 'normal bir insan' olmayı ümit ettim fakat öfkemi bağlayan pamuktan ipler çoktan kopmuştu. Normal bir insan değildim artık, Taehyung gibi olmuştum. Onlardan biri olmuştum, kliniğe kapatıp iyilileştirmeye çalıştığım kişilerden birine dönüvermiştim bile. Öfkemi bağlayan ipler yoktu artık, onları söküp atmıştım içimden. Kendi zincilerine tutunan zavallı bir kızken bir anda tehlikeli bir özgürlüğün içinde buluvermiştim kendimi. Artık kendi cehennemimin esiri olmamak başkalarını ölüme esir eden biri yapmıştı beni. Özgürlük bu muydu sahiden? Birilerinin canını yakarak kendimi rahatlatmak benim gibilerin özgürlük anlayışını oluşturuyordu belki de.

Benim kadar dağılmış gözükem salonumun ortasında yüzükoyun uzanmışken kapı sesiyle öfkeden kırmızıya çalmış yanağım soğuk parkeyle temasını kesti. Kapı da biri vardı. Ya oysa? Ya benim için geldiyse?

"Bayan Kim ben Dedektif Hwang. Lütfen kapıyı açın. "

Sürünerek ayağa kalktım, elim kapı tokmağına ulaştığında tereddütle doluvermiştim. Ya katil olduğum ortaya çıktıysa ve beni almaya gelmişlerse?

"Bayan Kim? Orada mısınız?" Kaçacak yerim yoktu ve kaçmayacak kadar da dağılmıştım. Teslim olma zamanı gelmişti belki de. Daha fazla beklemedim ve kapıyı açtım.

"İyi misiniz?" İki sivil polis içeri girmişti. Dağılmış olan salonumu görünce biraz etrafı süzdüler. "Taehyung'un kaçtığını öğrenmişsiniz anlaşılan. İsterseniz oturalım, konuşucağımız çok şey var."

"Tabii buyrun." Kırılmış ve dağılmış eşyaların üzerinden atlayıp kanepeye geçtim. Karşıma oturmuşlardı. İçeriye girdiği andan beri konuşam tek polis olan Hwang elinin tersiyle zigon sehpanın üzerinde ki vazo parçalarını yavaşça ittirdi ve dosyasını bıraktı.

"Evet, Taehyung ne yazık ki kaçtı. Dışarıdaki Jeon Jungkook adlı ortağından yardım alarak. Endişenizi anlayabiliyorum o tehlikeli birisi fakat kendinizi bu kadar dağıtmayın. Size göz kulak olmak için görevlendirilmiş iki polisimiz var. Bunun dışında," sehpaya koyduğu dosyasının kapağını açtı. "Konuşmak istediğim bir diğer konu, eski erkek arkadaşınız Kim Junmyeon hakkında. Kendisi bir haftadır Bae Joohyun ile kayıp. Belki çok yanlış bir zamana denk geldi fakat sizi bu konu hakkında sorgulamak zorundayım çünkü Junmyeon'un sizi evli Joohyun'la aldattığı ve kaybolmadan kısa bir süre önce sizinle kavga ettiği hakkında bilgiler elimize geçti."









joker ⚛ vsoo ✓Where stories live. Discover now