13

2.1K 268 209
                                    


Merhabalar, normalde bu bölüm dün yani bayramın ilk günü yayınlanacaktı bayram hediyesi mahiyetinde ama yetiştiremedim, bugüne nasip oldu. Bayramınızı kutlar ve keyifli okumalar dilerim<3

Kafeteryadan çıktıktan sonra elimde kahve kupasıyla arkadaki boş masalardan birine ilerledim. Sanki herkes bana iğrenerek bakıyormuş gibi hissediyordum sanki herkes gece yaptıklarımdan haberdarmış gibi.. oysaki herkes kendi işindeydi, kimsenin umrunda değildim belkide.

Masalardan birine geçip bir yandan kahvaltımı yaparken bir yandan da laptobumdan Junmyeon'un kara kutusunda ki kayıtları sıfırladım. Daha sonra hafıza kartını çıkarıp kendi arabamın ki takarak dünkü kayıdını sildim. Kahvaltımda bu esnada bitmişti, ellerimi birbirine vurup silkeleyerek Junmyeon'un kara kutusunu kuruvasanın peçetesine sararak çöp kutusuna attım. Laptobumu alıp kalmak üzereydim ki, arkadamdan duyduğum sesle durdum.

"Hey, Jisoo-ssi."

Soğuk soğuk terleyerek arkama döndüm. "Bu-buyrun Jinyoung-ssi."

Esmer çehresine tuhaf bir ifade yayıldı. "Sen iyi misin Jisoo?" Tanrım, her şeyi batırıyordum. Lanet olsun, sakince nefes al ve gülümse, nefes al ve gülümse.

"Hayır, gâyet iyiyim. Bir sorun mu vardı?"

"Yok, dosyanı masanın üzerinde unutmuşsun sadece. "

Titreyen bacaklarımla yanına yaklaşıp, ellerimin titremesini bastırmaya çalışarak az önce kalktığım masada ki dosyayı aldım. "Teşekkürler Jinyoung."

"Yorgun görünüyorsun Jisoo."

Ensemden sırtıma ter damlarken yutkundum. "Dün gece biraz geç yattım, benim şimdi randevum var. Gitsem iyi olacak, iyi çalışmalar!"

Hızla yemekhaneden çıkıp koridora saptım, bir süre hızlı hızlı yürüdükten sonra nefessiz kalıp duvara yaslamıştım omzumu. Nefes alamıyordum; göğsüm daralıyordu, aldığım nefes ciğerlerime yetmiyor gibiydi.

Elimle göğsüme bastırırken omzuma değen elle irkilmiştim. "Hey, Jisoo. İyi misin? "

"Miyeon?"

"Revire gitmek ister misin? Kötü görünüyorsun. " Kahve saçlı kadın biraz kulağıma yaklaştı. "Junmyeon yine bir şey mi yaptı yoksa?" Fısıldayarak sormuştu. Göz kapaklarım titredi ve sertçe yutkundum.

"Ah! Çok özür dilerim. Bu beni ilgilendirmezdi. Ama ne zaman konuşmak istersen ben buradayım."

Kendimi gülümsemeye zorladım. "Teşekkürler Miyeon."

"Rica ederim ve bu arada, Taehyung'un raporları yanındaysa eğer senden alabilir miyim başhekim istiyorda."

"Ta-tabii." Titreyen parmaklarımla elimdeki dosyadan Taehyung'un raporlarını çıkarmaya çalıştım.

"Sakin ol Jisoo, acelesi yok."

"Al, buradalar." Gerekli raporları ona uzatırken zoraki bir gülümseme yerleştirdim yüzüme. Raporları aldıktan sonra omzumu patpatladı. "İyi ol tamam mı? Takma o pisliği kafana. Üzme kendini."

İlerleyip gözden kaybolduğunda tuttuğum nefesimi dışarı bıraktım gürültüyle, kusmak istiyordum. Gözüm bileğimdeki saatime kaydığında randevu saatimin geçtiğini gördüm ve adımlarımı hızlandırdım.

Taehyung'un odasının olduğu kata yaklaştıkça gürültüler artıyordu. Taehyung yine bağırarak şarkı söylüyordu, kat görevlisi ise çileden çıkmış gibiydi.

"Sana içeri gir dedim Taehyung." Elindeki şok cihazını göz dağı vermek için göz hizasına kaldırmıştı. "Beni bunu kullanmak zorunda bırakma."

"Mary had a little lamb
It’s fleece was white as snow, yeah
Everywhere the child went
The lamb, the lamb was sure to go, yeah

He followed her to school one day
And broke the teacher’s rule
And what a time did they have
That day at school

Tisket, tasket,…"

Bağırarak çocuk şarkısını söylemeye devam ederken onlara yetiştim ve kat görevlisine sorunun ne olduğunu sordum.

"Günde 30 defa tuvalete gitmek için izin alıyor, üstelik kullanması gereken tuvaletleri değil diğer tuvaletleri kullanmak istiyor. Resmen onun yüzünden hergün defalarca kez katları dolaşıyoruz. Daha az önce tuvaletten getirdim fakat odasına bile girmeden tekrar gitmek istediğini söyledi. Kısacası amacı beni çıldırtmak bayan. Bu herif yüzünden akıl sağlığıma zarar gelmesinden korkuyorum."

"Sakin olun, siz işinize dönün ben onunla ilgilenirim."

"Aaaaa Jichu benimle ilgilenir miymiş.." kahkaha atarak gülmeye başladığında onu kolundan yavaşça tuttum.

"Hadi içeri girelim Taehyung. Randevu saatimiz geldi."

Kendimle beraber odanın içine sürüklerken söylediği şeyle beni dumur etmişti. "Tamaaam, tamam. Zaten seninle konuşacak birçok şeyimiz var, o yüzden heyecanlıyım."











joker ⚛ vsoo ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin