'Bu sen olamazsın

En başından başla
                                    

"Ahh doğru şartım.Sana çok naçizane bir teklifim var."

"Ne."

"Seks oyuncağım olacaksın.Seni istediğimde becereceğim yani hergün.İstediğim seks oyuncaklarını üstünde deneyeceğim ,sana bağırsam bile ,kızsam bile ,dövsem bile sesini çıkarmayacaksın.Sadece bana itaat edeceksin.Benden başkası sana dokunamayacak.Aynı şekilde sende ben istemediğim sürece kendine dokunmayacaksın.Söylediklerime uyup beni dinlersen ceza almassın.Ama dediklerimin aksini yaparsan çok kötü cezalar alırsın.Çok ileriye gidersen sana sonu ölümle biten cezalar bile vere bilirim.Kabul ediyormusun? Zaten etmekten başka çaren yok etmediğin an seni tam alnının ortasından öldürürüm.Tıpkı senin babanın benim babamı öldürdüğü gibi".

Şoktaydım.

Bana sunduğu teklife mi şaşırsam yoksa babamın bir katil olduğuna mı bilemiyordum.

O gün o beni kasıtlı mı bulup arabasına çarpamama neden olmuştu şuan bunu düşünüyordum.

Yoksa arabasına çarptıktan ve onunla yatdıktan sonra mı beni araştırmıştı bilmiyordum ,bilemezdim.

Bana sunduğunu teklifi kabul etmektense ölümü seçerdim evet ama korkuyordum ölmekten.

Hep korkuyordum.Küçüklüğümden beri.Şuan onunla gidip 1 bir kaç gün kaldıktan sonra oradan kaça bileceğimı düşünüyordum.Ama sadece düşünüyordum...

"Bakıyorum hayal dünyasına dalmışsın.Kabul ediyormusun teklifi mi?".

"Evet ,evet ediyorum.Seninle geleceğim".

"Güzel.Zaten öyle olacağını biliyordum".

"Tamam.Lütfen ellerimi çöz bileklerim acıyor".

"Ohooo sen daha 1 saat bileği bağlı duramıyorsan seninle işimiz var demektir.Her neyse".

Kafasıyla yanındaki adamlardan birisine bileklerimi çözmesi için işaret yaptı.

Bileklerim ve ayaklarım açıldıktan sonra cidden canım yanmıştı.

Bileklerim kıpkırmızıydı ve yanıyorlardı.

El ve ayak bileklerimi ovduktan sonra ayağa kalktım ve Jungkookun yanına gitdim.

"Hadi gidelim".

Arabasına doğru gitmeye başladık ve kendisi şoför koltuğuna oturdu ben ise arka koltuğa oturdum.

Hayır orada oturmamı o söylemedi ben onun şerefsiz suratını daha fazla görmek istemiyordum sadece.

Sanırım telefonumu biryerlerde düşürmüştüm.

Hiçbir yerde yoktu çünkü.

Telefonumu aramayı bırakıp kafamı cama yasladım ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Yarım saatden sonra kolumum dürtülmesi ile uyandım.

"Hadi uyan geldik".

Kalın ve tok bir ses kulaklarımı doldurdu.

Gözlerimi açtığımda Jungkookun yanımda olduğunu gördüm ve irkilerek uyandım.

Geçen geldiğimiz evin 4 katı büyüklüğünde olan ve şatoyu aratmayacak kadar gösterişli bir evin önündeydik şuan.

1 saniyelik Jungkookla göz göze geldim ve bana onu takip etmem için kafasıyla işaret yaptı.

İçeriye girdiğimizde içerisi gerçekten çenemin düşmesine sebep olacak derecedeydi ama ben umursamaz bir tavırla yeri izliyordum.

"Hadi gel sana kalacağın odanı göstereyim.Merak etme bugün sana birşey yapmayacağım.Zaten şirkette işlerim var.Ama yine de sen emin olma belki de gece güzel geçer".

Dedi ve güldü.

3cü kattaydı odam.

Hayatımı satsam bile bu büyüklükte odam asla olamazdı benim.Odayı inceledikten sonra duvarlara gözüm sataştı.

Duvarda türlü türlü kırbaçlar ,kelepçeler ve daha adlarını bile bilmediğim ama seks oyuncağı olduğunu 100 metre öteden belli eden eşyalara baktım ve sesli bir şekilde yutkundum.

Yine korkamya başlıyordum.Bu adam cidden benim gözümde korkutucu bir hal alıyordu.

Bu gittikçe devam ediyordu hem de.

"Sen duş falan yap dinlen biraz.Dolapta kıyafetler var.Ben şimdi şirkete gidiyorum.Gelince gorüşürüz."

Tam kapıdan çıkacakken:"Bu arada sakın kaçayım deme.Yoksa karşılığında yürümek için bile bana yalvarır vaziyetde olursun.Anladın mı?".

"A-anladım".

"Peki o halde.Hoşçakal".

"Hoşçakal".

Kaçıcaktım tabi.

Ama şuanlık bunun için bir plan yapmam lazımdı.

Bu manyak adamın yanında benim sonum elbet gelecekti.

Göz göre göre sonumu kendi ellerimle getiremezdim ,getirmemeliydim...

***

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Lap Dance / TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin