72. Bölüm - Aleksev

3.1K 307 73
                                    

Kain'in amblemli işlenmiş çift taraflı kapıyı açıp içeri girdim. Alec ve Lance bugün çalışma odasının kapısındaydılar.

Ellerimi benimle uğraşmayın der gibi belime koyup, hayır cevabını asla kabul etmeyeceğimi belli eden bir ses tonuyla, "Kain'i göreceğim." dedim.

Şaşkınlıkla birbirlerine bakarak gözlerini kırpıştırmaya başladılar.

"Şimdi!"

Lance kafasıyla onaylayarak içeri girdi. O içeri girerken bir an için açılıp kapanan kapıdan, içerisinin kalabalık olduğunu görebilmiştim ve beklemeye başladım.

Bu sırada duvarda bulunan kehanet dedikleri o resme kaydı gözlerim. Duncan'ın kelebeğin kanatlarından bahsedişi geldi aklıma. Resme yaklaşarak, parmaklarımı daha önce dikkatimi çekmeyen belli belirsiz "X" işaretlerinin üzerinde gezdirdim.

Kısa bir süre sonra kapı açıldı ve içerideki kalabalık dışarı akın etti. Hemen ardındasa Kain kapıda belirdi. Önce bana endişeli bir bakış atarak, "Eva." dedi sonraysa kapıyı iyice açıp geçmem için tuttu. Kafası karışmış gibi görünüyordu. Ona ters ters bakarak hızla içeri girdim. Kapıyı arkamdan kapatarak kilitlediğini belli belirsiz fark etmiştim.

Kollarımı hesap sorar gibi göğsümde bağlayıp ona doğru döndüm. "Selene'in sadece eski bir sevgili olduğunu sanıyordum."

Öfke ve sinirden yerimde duramıyordum, sonra işaret parmağımla göğsünü dürterek, "Bana nişanlanacağınızı ne zaman söylemeyi planlıyordun Kain?" diye sordum resmen hırlar gibi.

Hareket ettiğini neredeyse göremedim bile, parmağımla onu dürtüklediğim bileğimi tutarak beni kendisine doğru çekip, bedenine yasladı.

"Kıskançlığın beni azdırıyordu ama sinirli ve kıskanç... Çok daha mükemmel bir karışımmış." dedi elleriyle kalçalarımdan tutup beni iyice kendisine bastırırken.

Onu itmeye çalıştım ama lanet kılıç antrenmanından sonra zaten kollarım tutmuyordu ve kimi kandırıyordum ki... Her ne kadar görmezden gelmeye, ya da inkar etmeye çalışsamda; buraya gelirken bile zihnimin gizli saklı bir köşesinde hep bir şekilde onunla sevişmek vardı. Bu kaşıntı gibi bir dürtü olmuştu benim için ve resmen huzursuz ediciydi. Üstelik tuhaftı da çünkü kendimi tanıyordum. Kesinlikle kafamda bir sorun olmalıydı... 

Onu gördüğüm an ise hesap sorma fikri önemini giderek kaybetmeye başlamıştı ve kahrolası tutkum artık beni korkutacak boyutlardaydı...

Beni öpmeden önce çenemden tutup kafamı kaldırarak gözlerimin içine baktı ve "Öyle bir şey olmayacak Eva." dedi sanki yemin eder gibi.

"Nasıl yani doğru değil mi?" diye sordum yüzümü buruşturarak.

Tutkuyla yanan gözlerini bir an bile gözlerimden ayırmadı. "Selene'in öyle bir beklenti içinde olduğu doğru. Soylular arasında evlilikler sadece çıkarlar için yapılır, benimse kimseden bir çıkarım yok Eva." durup söylediklerini iyice anladığımdan emin olmak ister gibi bekledi.

"Selene'in, bana sağlayacağı fazladan askeri güce ihtiyacım yok, siyasi bağa ihtiyacım yok, paraya ihtiyacım yok." deyip beni hırsla öpmeye başladı. Sonra kafasını kaldırarak yine gözlerime bakıp, "Yani nişan falan olmayacak, şimdi gel buraya." diyerek elbisemin eteklerini yukarı çekiştirip, iç çamaşırımı yırttı ve beni masaya yaslayıp arkadan hızla içime girdi. 

Gözlerimi kapatıp bu karşı konulmaz hissin tadını çıkardım. Saatlerce tekrar ve tekrar içimdeki açlığı bastırmama yardımcı oldu ama bir türlü tam olarak yetmiyordu... 

Benim derdim neydi yahu?

Ertesi gün Duncan'la kahvaltıdan sonra yine kılıç derslerimize devam ettik. Duncan'a yeterli gelene kadar bir önceki günkü hareketleri tekrarladım. Sonra "Tamam bu kadarı yeter." diyerek karşıma geçti. 

EVA +18 (Avesta Serisi 1. Kitap)Where stories live. Discover now