Hayatta kaybedeceğim bir şey yoktu ve oyun mu, oyuncak mı olacağım belli değildi.

Daha önce bahsettiğim konu gibi hayatta kaybedeceğin hiç bir şey olmadığı zamanlar düşünmeyi bile bırakırsın hayatını mahvedersin çünkü tek başına kendin için kazanmak anlamsız gelir böyle bir şeyi düşünmezsin bile.

Kral Jeon bir kaç dakika daha beni izlemiş ve sessizce gitmişti.

Ne için geldiğini bilmiyorum ki sessizce gitmesinde tuhafıma gitmişti.

Derin nefes verip uyanmak üzere olan Jimin ve Hoseok'a bakmaya devam ettim.

Belki de hayatta kaybedemeyeceğim insanlar elde etmek için şu anda yaşıyorumdur.

Saçma olabilir ama inanmak istediğim şey bu.

...

Karşımızda durup bizi soğuk kovalarla ıslatıp işkence eden adamlar sadece bakıyordum.

"Kral Jeon onların sınırlarını zorlamamızı istedi komutanım!"

Karşımdaki adam güldü "Hmm Kral jeon'u sevmemin nedeni de bu, eziyeti ve acıyı seviyor tam bir sadist."

İğrenç olduğuna kesin olan gülüşlerinden birini tekrar yüzüne takındığında bağırmama çok az kaldığını hissediyordum.

Jimin'e yaptıkları yüzündün çoktan bayılmıştı bile, bedeni narindi.

Hoseok ise bacağı yüzünden daha fazla acıya dayanamamış ve bayılmak üzereydi.

Ve bu benim sinirimi bozuyordu.

Kral jeon denen adamın sayesinde şu an bunları yaşamamız...

Direk öldürmeyi tercih etmek daha doğru olmaz mıydı yani.

Ya kaçarsak, bundan hiç mi korkmuyor.

İşkence devam ederlerken sabrımın iyice taştığını hissediyordum.

Öyle ki burnumdan dumanlar çıktığına bile emindim.

Öfkeyle önümdeki adamın gözlerinin içine baktığımda, göz bebeklerimdeki baskı ve yanma hissini hissetmiştim.

Ama bunu umursayabilecek durumda olmadığım için sadece önümdeki adama dikkat kesilmiştim.

Adam korkuyla gözlerimin içine bakıp bağırmaya başlamıştı" Aman tanrım! Herkes burayı boşaltsın, her kez çıksın! "

Ne dediğini anlamamıştım sadece içimdeki koruma iç güdüsünü dinlemek istiyordum ve ilk odağımda komutan olmuştu.

Komutana arkasını dönüp kaçmaya çalıştığında içimdeki öfke daha da kabarıklaştı ve bütün hırsımla bileğimi bağladıkları ipleri kopararak ayağa kalktım.

Üstümden dumanlar çıktığını hissediyordum, çok fazla sıcaklamıştım ve yanmak üzere gibi hissediyordum.

Hırsla kaçmaya çalışan komutanın kolunu tutup duvara doğru fırlattım ve çarpıp düşmesini sağladım.

"Kral Jeon'a haber verin!"

Merdivenden koşarak dışarı çıkan askerlerin bağırışlarını duyduğumda onları göz ardı edip yere düşen adamı boynundan tutarak duvara sertçe kafasını çarptırdım ve boğazını iyice sıktım.

Avcumun içi fazla sıcak olduğu için adamın boynundan dumanlar çıkarak yanmasını sağlıyordu.

Adamın yüzüne baktıkça sinirim daha çok artıyordu.

Ona türlü türlü işkenceler yapmak istiyordum.

Sonunda adam acıdan tamamen bayılmış bir şekilde kendini saldığında onu yerde sürükleyerek merdivenlerden çıktım ve sarayın içinde biriken askerlere baktım.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 31, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Year of the dragon -Taekook-Where stories live. Discover now