30-Işık Ölüyor

371 40 103
                                    

HEYYOOO!

Nasılsınız?Bende iyiyim, sağolun, var olun.

Acelem var bölümü verip gideceğim.

İyi okumalar dilerim!

Severus Snape, şömineyle Malfoy malikanesine giderken oldukça gergindi.

Kolundaki işaret şimdiden simsiyahtı, Voldemort gerçekten dönmüştü.Henüz kimseyi çağırmamış olsa da işareti taşıyan herkes onun döndüğünü bilecekti.Bazıları kaçacakken bazıları döndüğüne sevinecekti.

Severus kaçmak isteyenler kısmında yer alıyordu.Kaçanlar bile değil.

Şömineden çıktığı gibi karşılaştığı görüntü, onun için şaşkınlık vericiydi.Lucius, hiç işkence görmediği belli halde kucağında dosyalar ile bir o yana, bir bu yana koşarken Narcissa yemek masasında oturan yakışıklı adama çay koyuyor, adam ona teşekkür ediyordu kibarca.

Adam çayından küçük bir yudum aldıktan sonra onu fark etti ve elini sallayarak yanına doğru çağırdı."Buraya gel, Severus.Benimle çay iç."

Severus Snape'in bu sesi ve hitap şeklini tanımaması mümkün değildi.Elleri titrese de gizleyerek masaya yürüdü, adamın işaret ettiği koltuğa oturdu sakince.Kolundaki işaret sızlıyordu, fakat adamın öfkeli olmadığından hiç emin değildi.Bu gülümseyen yüzüne kanmamalıydı.

"Varis Malfoy sana iletmiş olmalı, eski dostum.Umarım uyarımızı dikkate almışsındır."dedi ve gizli tehditkar bakışlarıyla gözlerini kıstı, adam.Severus kıpırdanırken başını salladı onaylar biçimde."Öyleyse güzel.Harry'e üzüntülerimi iletmem gerekecek.Senin Dumbledore'a söylemeni bekliyordu."

Severus bu sözlerin anlamını kolayca alabilmişti.Harry denen deli çocuk ona işkence etmek istemişti ve Lordu çocuğu asla tutmayacaktı.Sadece ölmemesini ve iksir yapabilecek durumda olmasını istiyor olmalıydı.

"Potter..."diye mırıldandı Severus, her an Crucio yemeye hazır bir şekilde.Adam başını yana eğdi ve tek kaşını kaldırdı, bir nevi devam etmesini istedi."O, nerede?"

"Bir görev verdim, yakında dönecek.Sence ona işaret vermeli miyim?Bana sihirli yemin etti, hayatının sonuna kadar yardımcı olacağına dair."

Başından kaynar suların döküldüğünü hisseden Severus Snape zihninden ışık tarafına veda etti.Geçen haftadan beri öyle bir taraf kalmayacak, tekrar yükselen Karanlık Lord Voldemort ve yardımcısı Harry Potter hüküm sürecekti.Casusluğu da bırakıp onlara katılmalıydı, sadakati çocuğa olduğu için, buna mecburdu.

"Oldukça şaşırtıcı, değil mi Severus?Ailesini öldürdüğüm çocuk, kendi takipçilerimin aksine gücüme kavuşmamı sağladı.Üstelik sihirli yemin etti.Böyle bir sadakate sahip olduğum sürece ölüm yiyenlere ihtiyacım kalmaz."dedi adam, hafifçe sırıtarak.Bu kızıl gözlerin onun içini okuduğunu biliyordu, nasıl bilmezdi?Her zaman yapardı bu deli adam.Şimdi daha az deli olsa da sürekli kendi ölüm yiyenlerinden şüphelenirdi, düşüşünden önce.

"Onu tutacak mısınız?"

"Benim yanımda kalmak isteyen çocuğun kendisi."dedi hafif bir alayla.İksir Profesörü iç çekmemek için kendini tutup başını salladı.Bunu gerçekten bekliyordu.Okuldayken bile bu çocuğu, ilk geldiği andan itibaren Voldemort'un küçük versiyonu olarak görmüştü.Onun gibi yürür, gülümser, asasıyla oynardı.Adımları sessiz ve düzenli, yüzü ifadesizdi.Daha iyisini bilmese onun Slytherin bölümünde olması gerektiğini düşünürdü ki çocuğun kendisi bir yılan gibi davranıyordu.

"Öyleyse...Okula dönmeyecek mi?Dersleri almadan nasıl sınavlardan geçecek?"

"Bunu bilmen gerekmiyor.Buraya seni çağırdım çünkü Dumbledore'a söylemeni istediğim bilgiler var."

Malédiction D'éternité // TomarryWhere stories live. Discover now