Bölüm 41

13.3K 1.1K 689
                                    

MERHABA BEN GELDİM

On gündür bu bölümü yazıyorum aksmdbdnskkafhs. Her gün 200-300 kelime yaza yaza ilerledim çünkü şu sıralar yoğunum. Hatta wattpade ara verecektim biraz ama arada giremeden edemiyorum. Ben de dedim bari boş anlarımda biraz biraz yazayım. İyiki de öyle yapmışım

Umarım beğenirsiniz

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Keyifli okumalar~

Güne gözlerimi araladığımda, hissettiğim ilk şey karnımdaki ağırlıktı. Uyku sersemliliğini üzerimden atıp kendime gelmek için gözlerim bir kaç kez kırpıştırdıktan sonra bakışlarım karnıma doğru indi. Gördüğüm manzara ise dudaklarımda küçük bir tebessümün baş göstermesine neden olurken, aynı zamanda gözlerimin dolmasına da neden olmuştu. Hatta göz yaşlarım bir bir yanağımdan süzülmeye başlamıştı bile. İnsan mutlu olduğu için ağlar mıydı?Taehyung bana mutluluktan ağlamıyı da öğretmişti.

Gece boyunca sohbet etmiştik. En son hatırladığım şey ise onun göğsüne yattığımdı. Ben ona sığınarak uyuyorken, o ise güçlü kollarıyla beni sıkıca sarmalıyordu. Fakat şimdiyse akşam uyuduğumuz pozisyondan farklı olarak Taehyung başını karnıma koymuş, kollarını ise belime sıkıca sarmıştı. Yumuşak yanağı tam karnımın üzerinde, bebeğimizin olduğu yerdeydi. Bu manzara ağlamam için yeter de artardı.

Bir elim hafif uzamış saçlarında gezinmeye başlarken, gözlerim uyuduğu için Taehyung'un şişkin olan yüzündeydi. Kırmızı ve dolgun dudakları öne doğru büzülmüş, kapalı gözleri nedeniyle uzun ve sık kirpikleri ortaya çıkmıştı. Bir koala gibi karnıma sarıldığı haliyle ve yüzündeki ifadeyle kocaman bir bebekten farksızdı. Taehyung benim kocaman bebeğimdi.

Saçlarındaki dokunuş nedeniyle yerinden biraz kıpırdandı. Yanağını karnıma sürttü ve dudaklarını bir kaç kez açıp kapattı. Sonraysa gözlerini araladı ve sıkıca sarıldığı karnıma baktı. Yan profilinden gülümsediğini görebiliyorken, o karnıma minik bir öpücük bıraktı ve bir eliyle karnımı nazikçe okşadı.

Sonraysa başını kaldırarak alttan yüzüme baktı. Uyanır uyanmaz yüzünde yer edinen tebessüm gözlerimdeki yaşları görmesiyle son bularak yerini endişeli bir yüz ifadesine bıraktı. Uykulu ve boğuk sesiyle "Jeongguk." Diye mırıldandığında hızlıca yerinden doğruldu. "Noldu? Neden ağlıyorsun?"

Endişeli çıkan sesi ve panik olmuş haline karşı ona kocaman gülümsedim ve daha fazla endişelenmemesi için hiç bir şey olmadı der gibi başını iki yana doğru salladım. "Bir şey yok." Dediğimde hızlıca gözümdeki yaşları parmaklarımla sildim ve iki elimle yüzünü kavradım. Gülümsemiş olmam ya da hiç bir şey yok demem yüz ifadesinden anladığım kadarıyla onu rahatlatmamıştı. Hâlen neden ağladığımı sorguluyordu. Oturup Taehyung'un bu hassasiyetine karşı bile ağlayabilirdim. Bu adam her türlü beni ağlatıyordu.

"Taehyung, bakma öyle. Hiç bir şey yok. Seni karnıma sıkıca sarılmış bir şekilde görünce duygusallaştım."

Saniyeler içinde çatık kaşları düzeldi ve dudaklarında minik bir tebessüm oluştuktan sonra gözleri karnıma indi. Bu sırada karnımdaki eliyle tekrardan yavaşca dairesel hareketler yapmaya başladı. Karnımı okşarken sürekli titrek nefesler veriyor, küçük bir çocuk gibi gülümsüyordu.

Taehyung, hamile olduğumu öğrendikten sonra beni kolları arasına almış ve ağlamıştı. İlk kez onu ağlarken görüyordum ve bu durum benim için çok garipti. Kendi mutluluktan akan göz yaşlarımı unutmuş ve onun ağlayışlarına dikkat kesilmiştim. Aynı zamanda da ne yapacağımı bilemiyordum. Karşınızda biri mutluluktan ağlarken hiçbir şey yapamıyordunuz.

I Want Only You | Taekook Where stories live. Discover now