❇️-22-❇️

294 41 11
                                    

Omuzumdaki hafif sızı ile kendime geldiğimde elimin altındaki yumuşak yorgana baktım. Daha sonra uzandığım yatağa ve odaya. Daha önceden uyandığım odadaydım tekrar. Bu defa sırtüstü uyanmıştım ve uyurken omuzuma yüklenmiş olmalıydım ki ağrıyordu. Kendimi toparlayarak oturur pozisyona geçtim. Odada açık olan kapılardan biri ara salona çıkarken diğeri muhtemelen banyo olmalıydı. Kalkıp kapıyı açtığımda ise doğru tahmin ettiğimi anlamıştım. Elimi yüzümü yıkayarak önce banyodan daha sonra odadan çıkmıştım. Merdivenlerden inerken düşmemek için uzun paçalarıma dikkat ediyordum. Burnuma güzel kokular gelirken ilk önce büyük salona girdim. Bütün perdeler açıktı ve evin büyük bir kısmı camdan oluşuyordu. Güneş ışıkları büyük salonu aydınlatırken gözlerim kamaşmıştı. Etrafa bakınırken ayağımın etrafında dolanan küçük kediyi kucağıma aldım. Bana kocaman gözleriyle bakarak miyavlayınca ben de gülümseyerek ona karşı "Sana da günaydın" dedim. Küçük kedi minik ayaklarını sallarken onu yere bırakmıştım.

"İkinize de günaydın."

Gelen sesle arkamı dönerek Yeosang'a baktım. Üzerindeki mutfak önlüğü ile eli belinde kapının yanında duruyordu. Komik haline gülümserken o da üzerine bir bakış atarak gülümsedi.

"Kimse yok mu?"

"Hayır. San'ın bir işi vardı çıktılar. Birazdan burada olurlar. Sen boşver onları gel kahvaltı yapalım."

Boş koltuklardan birine oturarak ayaklarımı kendime çektim.

"San gelmeden bir şey yemek istemiyorum."

O da yanıma gelerek oturmuştu. Elini omuzuma koyacağı sırada aklına yara gelmiş olmalı ki elini geri indirmişti.

"Bir şeyler yemen lazım Wooyoung. San dışarda yemiştir zaten. Onu beklemene gerek yok. Kahvaltı hazır gel beraber yapalım."

"Hayatım boyunca her zaman yanlız yemek yedim zaten. Burada olduğum süre boyunca San ile birlikte yemek istiyorum. Lütfen."

Derin bir nefes alıp yüzüme bakarken pes etmiş ve kafasını sallamıştı. Yanımdan kalkarak tekrar mutfağa ilerledi. San ile kalacağım süre boyunca onunla birlikte yemek yemek istiyordum. En azından bir süre de olsa onunla birlikte birşeyler yapmış olurdum. Dün benimle ilgilenmesi ve yemek yedirmesi çok hoşuma gitmişti. Şımardığımdan değil ama tekrar yanımda olmasını istiyordum.

Karşımdaki camdan bahçeyi izliyordum. Giriş kapısı buradan görünüyordu ama yine de uzaktaydı. Burası büyük bir evdi. Tam da düşündüğüm gibi San zengin bir aileden geliyor olmalıydı. Ama aslında bu umurumda dahi değildi. Onunla kırık dökük bir barakada bile yaşardım.

Uzun süre boyunca hareketsiz bir şekilde  camdan bahçeyi izledim. Duyduğum kapı sesi ile bir anda yerimden kalkarak salondan çıktım. San'ı görmem ile yanına ilerleyerek ona sarılmıştım. Boynuna sardığım kollarına karşı ellerini belime yerleştirirken birlikte geldiği arkadaşları dağılmışlardı. Muhtemelen kendi odalarına girmiş olmamlılardı.

Huzurlu bir şekilde ona sarılırken bir elini saçıma çıkarmış ve okşamaya başlamıştı.

"Neden yemek yemedin?"

"Seninle birlikte yemek istedim."

"Sabah erken işim olduğu için dışarda yedim ben. Bir daha evde olmadığımda beni bekleme."

"Hayır. Her zaman seninle birlikte yemek istiyorum. Yanında olduğum süre boyunca tek başıma yemek yemek istemiyorum. Seninle daha fazla olmak istiyorum."

Onun yönlendirmesi ile mutfağa giderek hazır masaya oturmuştuk. Tam karşımda otururken yemek yemek değil tüm gün onu izlemek istiyordum.

Onu izlediğimi fark edince kaşlarını çatmış ve saçlarımı karıştırarak yüzümü yemeğime çevirmişti.

Hidden Screet / Woosan Where stories live. Discover now