Dedektif PINAR

551 42 81
                                    


Uzun zamandır dedektiflik ve polisiye üzerine çalışmalar yaptım. Epeyce kendimi geliştirmek için uğraştım. Mükemmel bir kurgu ve cinayet serisi ile yola çıktım. Tek söyleyeceğim. KATİLi tahmin etmek sandığınız kadar kolay olmayacak.

GİRİŞ

Genç adam öfkeden kızarmış gözleri molozların arasında sakince yürürken, yirmi yılını yoksulluk içinde geçirdiği evi gördü. Artık o evden kalan moloz yığınları arasında attığı her adımda ailesinin feryatlarını duyar gibiydi.

  Öldüklerinde fazla acı çekmediklerini düşündü. Zaten yaşayan ölülerdi. Bankanın iki odalı kerpiç eve haciz koyduğu gün, elektrik şirketi de vadesi geçmiş borç nedeniyle elektriklerini kesmişti. Borç içinde boğulan baba, düşünme yeteneğini kaybetmişti. Boş odada ağlayan karısı ve çocukları ile ne yapacağını bilemeyen baba, namussuz sefil bir hayat yaşamak yerine namusuyla ölmeyi düşündü. İçinde bulunduğu durumda aklına gelen en iyi fikir ölümdü.
Askerdeyken ailesinin intihar ederek öldüğü haberini almıştı. Genç adam, babasının çaresizliğini anlamlandırdı, ancak ölümü anlamlandırmak zordu. Yeryüzünde yapa yalnız ve yetim kalmıştı. Onu yalnız ve yetim yapanın kapitalist sistem olduğunu biliyordu.

Moloz yığınları arasında gözüne bir oyuncak çarptı. Birkaç adım atıp büyük bir taşı kaldırdı ve oyuncağı eline aldı. Oyuncağın rengi tozdan grileşmişti. Tozu silkeledi ve oyuncağı cebine koydu.

Öfke, nefret, intikam…

Bakışları bu üç kelimeyi tamamen yansıtıyordu. Acele etmeyeceğine söz verdi. Sabırlı olur, zamanı gelince öfkesini kusar, intikamını büyük bir sevinçle alırdı.

Elini cebine attı ve kardeşinin yarı yırtık pamuklu oyuncağını okşadı. Oyuncağa dokunduğunda ifadesiz sert bakışları değişti. Yüzü ekşidi... Öfkesi artı da artı... Taşmasına izin vermedi. Tıpkı gözyaşlarının akmasına izin vermediği gibi. İntikamını aldığında istediği kadar ağlayabilirdi.










1.BÖLÜM

GİZEMLİ  MİSAFİR
"Adam terden alnına yapışan saçları geriye attı. Nefes almakta zorlanıyordu, korkuyu iliklerine kadar hissedebiliyordu. Duyduğu ses çok uzakta olamazdı ama neredeydi?

‘Beni kurtar baba! ’

Çılgın gibi etrafına bakındı. Ay, bulutların arkasına gizlenmiş loş ışığından yoksun bırakmıştı. Tek bir ışık kaynağı yoktu. Kızına yardım edecek bir şey aradı ama hiçbir şey yoktu. Kızının sesi her yönden geliyor gibiydi, kanlı karanlıkta bir adım daha ilerisini göremiyordu. Onun olduğu yerde yön kavramı yoktu.

‘Baba! Çok, çok korkuyorum. kuyorum… Yorum... Rum...Rum...m…'

Ses duvarlara çarptı ve aşırı derecede yankılandı. Kızının sesini duydukça daha çok endişeleniyor, nefes alması daha da zorlaşıyordu. Kör karanlıkta sesin nereden geldiğini bulmaya çalışıyordu. Nefesini tuttu ve kıpırdamadan dinlemeye devam etti. Ne olursa olsun sakin kalması gerektiğini biliyordu. Panik yapmanın şu anda en mantıksız şey olduğu açıktı ama kendine engel olamıyordu. Söz konusu olan beş yaşında küçük bir kızdı. Durdu ve nefes almadan dinlemeye devam etti.

'Ba-ba ,Ba-ba!'

Ses zayıflayıp azalsa da sağ taraftan geldiğini fark etti ve dengeli adımlar atarak o yöne doğru ilerlemeye başladı.

'Korkma kızım, seni kurtaracağım.'

Bu söze olan inancı zayıflamıştı ama vazgeçemezdi. Babalar kızlarının süper kahramanıdır. Ne pahasına olursa olsun kızını kurtaracaktı. Vaiz, üzerindeki paniğin azalması için gözlerini kapatıp bekledi

PEMBE PANTER CİNAYETLERİ - RAFLARDA Where stories live. Discover now