Kanatlarını hisset.

Start from the beginning
                                    

Bütün vücudumun titrediğini hissediyordum. Bunun gerçek olmasını hayal bile edemezken yaşanabilecek olması ürkütüyordu.
"Bunu nasıl engelleyebiliriz?Kimsenin ölmesini istemiyorum!" 

Namjoon kafasını kitaptan kaldırıp taktığı gözlüğünü kenara çıkardı. Yorulmuş olan gözlerini ovarken bana cevap verme gereği duymuştu.

"Elbette bir sürü olasılık olacak. Ve bizimde bir şekilde Taehyung'un ölmemesini sağlayacak bir plan yapmalıyız. Emin ol senin kadar bende ona değer veriyorum."

Taehyung buruk bir şekilde gülümsedi daha sonrasında ayağa kalktı. Onunla birlikte kalkacağım sıra kalkmamı engelledi.
"Bir sigara yakıp geleceğim sadece otur." Sigara içeceğini duymak daha da ortamı garipleştirirken dinlemeyerek çıktığı balkona yanına ilerledim.

Arkada kalanlar hala cümleler ve kitaplar üzerine konuşurlarken Taehyung elinde oluşturduğu sigara ve çakmakla dikeliyordu. Balkon kör bir noktada olduğu için sadece sokak lambasının sarı ışığı yansıyordu. Sigarayı dudakları arasına aldığı zaman yüzüne yansıyan ışık ile çok güzel görünüyordu. Balkondan içeriye adımımı attığımda kafasını bana çevirmemiş sadece sigarasını yakıp bir nefes çekmişti.

"Sana otur demiştim." Dediğinde balkon demirlerine yaslanmış dirseklerini sarkıtmıştı. Aynı şekilde bende balkon demirine kollarımı yaslayıp sokaktaki tek ışığa baktığımda benimde bir sigaraya ihtiyacım olduğunu düşünüyordum. Sigarayı ondan istemek yerine dudakları arasında duran sigarayı elimle kapmıştım. Sadece ufak bir sırıtışla bana bakıp sigaradan bir nefes çekişimi izlemişti.

Sigaradan çektiğim dumanı dışarı vereceğim zaman aniden dudaklarını dudaklarıma bastırmış sigaranın zararlı dumanını dudakları arasına sızdırmıştım.  Sigara dumanını içine çekip dudaklarımızı ayırıp dışarı verdi.

"Her şey oluş sırasına göre ilerliyor Jimin. Sadece sabret. Eğer sana yok gösterirsem bu kaderi değiştirmek olur ve sonucunda başka ölümlere neden olur. Bu yüzden bildiği yoldan kalbinin istediği şekilde ilerle. Sonucunda bana ulaşacaksın. Ruhen veya bedenen." Elimdeki sigarayı alıp bir nefes çekti. Yanağımı yanağına dayadı ve dudakları hemen kulağımın altına değerken nefesini dışarıya verdi. Dumanın izlediği yol boynumu sarmalarken dumanı her hissettiğim yerin titrediğini hissediyordum.

"Biliyorum beni sevmiyorsun. Seni sadece etkileyebiliyorum ve bir sürü bağlantılı olayımız var diye benden hoşlandığını zannediyorsun. Ama değil Jimin. Kalbinin hızlanması sadece arzulamandan kaynaklı. Belki de acımışsındır bana bilemiyorum."

Boynumdaki kafasını itip yüz yüze geldiğimde yüzündeki tepkisiz ifadeden anlayamıyordum.

"Nasıl bu kadar emin konuşabiliyorsun? Altıma yatacağım bir sürü an varken  veya altında inleyeceğim biri sürü fırsatım varken neden bu fırsatları kullanmıyorum. Elde edilmesi zor değilsin Taehyung." Balkon demirine yasladığı elinin üzerine elimi koydum.

"Bedenen elde edilmesi kolaysın ama ikimizde benzeriz. Ruh eşimmiş sikeyim ruh eşini. Ben senin bana bir bakışınla nasıl hissediyorum biliyor musun? Ah doğru uzun zaman zaman önce iç sesimide dinlemiyorsun. Dinlesen gerçekleri bileceğin için dinlemiyorsun. Ne yapmamı bekliyorsun öleceksin diye sana kalbimi açmayayım mı?"

Sakin konuşuyordum fısıltıyla tartışıyorduk içerdekilerin bizi duymasını istemiyorduk. Elini çekip bir adım geriledi.
"Evet bunu yapmalısın çünkü. Sana yaptığım şerefsizliklerden sonra nasıl bu kadar affedici olabiliyorsun anlayamıyorum. Aptal olma be ölünce benim adıma üzülme."

Aramızdaki mesafeyi kapatmak için birkaç adımlayıp burnunun dibine girmiştim.

"Senin güçlü olman lazım. Aptal duygularla babamı yenebileceğini mi düşünüyorsun. Dünya'daki kaç bin insanı katlediyor deney yapıyor haberin var mı?" Elimi yüzüne çıkarıp okşadığımda geri çekilmemişti. Elini elime bastırdığında bunu istemsiz yaptığını anlamıştım.

"Senin gösterdiğin yolda adımladığım sürece babanı yenebileceğiz. Sen ben içerideki beş adam. Bunu unutma. Ben seni sevmek istiyorum. Sen sevmesende ben seni sevip sana güvenmek istiyorum. Eğer hayatımda olmayacaksan hiçbir şey için çabalamayacağım. Diğer insanlar umrumda olmaz. O kadar vicdanlı bir insan değilim duydun mu?" Dudaklarına doğru konuştuğumda gözlerini kapatmıştı.

"Seni seviyorum demek bu kadar zor olmamalıydı..." fısıltıyla söylediği şeyden sonra onu arkasında az mesafe olan duvara itmiş ellerimi yüzüne sarıp o güzel dudaklarını dudaklarım arasına almıştı. Biraz öncesinde de öpmeme rağmen onu her öptüğümde kendimi yenilenmiş hissediyordum. Daha güçlü ve daha ilgiye aç hissediyordum. Dudaklarımı dudaklarında ayırırken ıslak bir şekilde öpmüş yanağından kayarak kulak memesine doğru dilimi kullanarak öpücükler bırakıp en son kulak memesini emmiştim. Elini belime sararken beni kendine daha çok çekmişti.

Öpücüklerim arasında fısıldamıştım. "Söyleme o zaman." Elinde zorla tuttuğu sigarsını alıp bir nefes çekip aşağıya fırlattığında içimde tuttuğum nefesi köpürcük kemiğine doğru üflemiş ardından ise ıslak öpücükler bırakmaya devam etmiştim.

Belimdeki elleri saçlarıma çıkıp beni kendine daha çok bastırdığında köpürcük kemiğinden adem elmasına yükselmiştim. Bana yer açmak için kafasını yukarıya kaldırmış bir eliyle yüzümü tutmuştu.

Eliyle kafamı kaldırıp dudaklarıma yapıştığında ise elimin benden izinsiz haraket ettiğini biliyordum. Pantolonun üzerinden okşamaya başlarken dudağıma doğru inlemiş ve elime kendini bastırmıştı.

"Jimin durmalıyız." Büyülenmiş gibi onu öpmeye devam ediyordum. Pantolonun düğmesini açıp elimi içeriye gönderdiğim de boynumu öpmeye başlamıştı. Avcumun içerisine alıp kavradığımda ise dişlerini boynuma geçirmişti.

"Jimin du-durmalıyız. Siktir çok iyi hissediyorum." Hafif kıkırdayıp diğer elimle kafasını daha fazlasını gömmüş kafamı yan çevirmiştim. Dili ile boynumda izler bırakırken benim durumumda ondan farksız değildi. Bana dokunmasını istiyordum. Kendim elimin olduğu aletine bastırıp inlediğimde yutkunmuştu.

"Bana dokunmadan durmayacağım Taehyung. İstediğin buydu." Dediğim de ise eli gerekeni yapmıştı. Ben onu boxerı üzerinden elliyorken o direkt tenimle temas etmişti. Kendimi eline bastırdığımda küçük bir inleme daha bırakmıştım.

"Bu hissi sevdiğini biliyorum Taehyung. Anlamıyor musun kimseye karşı bu kadar arzulu değilim. Kimseye bana böyle dokunsun diye yalvarmam. Kutsal ellerin bende güzel duruyor." Dudağına tutkulu bir öpücük bıraktıktan sonra elimle son bir kez aletini okşayıp elimi çekmiştim.

Aynı şekilde elini geri çektiğinde bu ele ne kadar ihtiyacım olduğunu biliyordum. Yine de ona bir ders vermek istemiştim.

"Umarım dediklerimi anlamışsındır." Karşımda nefes nefese dağılmış saçlar ve kızarmış dudaklarıyla bakıyorken özellike boynundaki kızarmış esmer teni ve benim için şişen uzvu ile öyle büyüleyici görünüyordu ki onu yatağa atmamak için zor duruyordum.

"İzninle, dağılmış halimi düzeltmek için lavaboya gideceğim." Balkon mutlak ve salonla ortak olduğu için onlara görünmeden mutfaktan geçecektim. Yanından geçerken yamuk bir gülüş sunmuş kulağına yaklaşmıştım.

"Ha, bu arada benden sonra sen de lavaboya gitsen iyi olur. Dağılmışa benziyorsun."

_______

ABİ NEEEEEEEE

BURAYI OKUYAN ARKADAŞIM MESAJDA BANA YAZACAK AZGIN DİYE aüwndüwjxğnexğnwğxmwğnd

Nasıldıı

Bu arada fark etmeyenler olur diye söylüyorum. Her bölümün başına bakarsanız cümleler içerisinde kullanacağımı fark edersiniz :)))

TelepatiaWhere stories live. Discover now