on sekiz

2K 173 66
                                    

Düşünmeden hareket eden bir insandım. İstediğim şeye ulaşmak için bazen saçma sapan davrandığım oluyordu, belki de bu en sevmediğim huyum olabilirdi.

O an tek amacım, sadece o aptal kızı başımızdan savmaktı.

Elbette bunun için birini öpemezdim, hele Taehyung'u hiç. Fakat buna bir nevi bahane diyordum. Ne zamandır hoşlanıyordum bu aptaldan, neden elimdeki fırsatı iteyim?

Dudaklarım onunkinin üstünde sadece duruyordu. Öpmeye geçmemiştim, öpüşüyor gibi görünmek yeterdi. Tabii böyle durmak eksik hissettiriyordu orası ayrı.

Taehyung onu bir anda çektiğim için ilk başta sendelemişti. Daha sonra boy farkımızdan dolayı kafası eğik olduğu için rahatsızca kıpırdanmıştı. Komik görünmüyoruzdur umarım, diye geçirdim içimden. Ayrıca henüz beni itmemişti, gariptir ki itmeye meyilli gibi de görünmüyordu.

Kız gitti mi diye pozisyonumuzu bozmadan yana baktım. Şaşırmış bir şekilde bize bakan kız üzgün duruyordu, yüzünün düştüğü buradan belli oluyordu. Birkaç saniye sonra yavaşça arkasına dönmüş ve omuzlarını düşürerek ait olduğu yere çıkmaya başlamıştı.

Yazık, üzülesim gelmişti.

Hedefime ulaştığım için mutluluk duyarken içimde kalmasın diye Taehyung'un alt dudağını hafifçe emdim. Sadece iki saniye sürse bile o an hissettiğim şey gerçekten güzeldi. Eminim ki Taehyung'un kaba tavrına rağmen onu öptüğüm için kendime kızacaktım ama şu an umrumda değildi.

Geri çekileceğim sırada bir şey oldu. Dudaklarımda bir baskı hissetmiş, ben kendimi çekene kadar öyle kalmıştı. Şaşkınlıkla geri çekildiğimde Taehyung eğildiği için bükük duran omuzlarını dikleştirmiş ve tek eliyle boyun kısmını ovarken oflamıştı. "Bu yaptığının bir açıklaması var mı?"

Bana karşılık vermişti. Resmen, bu anı bekliyormuş gibi bana karşılık vermişti. Beremden dolayı birbirine giren ve önüme gelen saçlarımı geri atmaya çalışırken, "Bir daha yakın değiliz dersen yalan söylemiş ol diye." diye karşılık verdim.

"Bir de o çirkin kız gitsin diye." Diye devam ettim şirince gülümserken. Daha çok, ufacık şeytanlık barındıran bir gülüştü bu. "Kafana göre hareket etmemeyi öğrenmen gerekiyor Jennie."

Hayretle kollarımı göğsümde bağladım ve, "Karşılık verdiğini farketmem mi sandın Taehyung? Bunu yapmasaydın belki birazcık pişman olabilirdim." dedim gözlerine cevap beklercesine bakmaya başlarken.

Cevap verecek gibi görünüp ağzını araladı ama sonra tekrar kapattı. Ben dikilirken dudaklarını yalayarak, "O bilerek olmadı." gibi aptal bir cümle kurdu. Gözlerimi devirdim. Daha saçma bir bahane olamazdı herhalde.

"Çok güzel bir cevap..." Diye mırıldandım onun duyabileceği bir sesle. Daha sonra ileriden Lisa ve Jisoo'nun bu tarafa geldiğini gördüğümde tek kaşımı kaldırarak bana gelişlerini izledim. Lisa fazla hızlı gelmeye çalışırken Jisoo güle oynaya peşindeydi. Bir süre beni göremeyince düştüm falan mı sanmışlardı acaba?

Son kez baktım Taehyung'a. Ona hem uzak hem yakın davranmak arasında gidip geliyordum. İkisi bir arada oluyordu bu yüzden ilerleme kaydedip etmediğimi bilmiyordum. Kafamı karıştırıyordu sadece.

Baş ağrısından başka bir şey olmadığı için sorgulamama kararı alıyorum.

Taehyung gözlerini kaçırınca bende bakmayı kesip kızlara ilerledim. Onlara bu olayı anlattığımda büyük ihtimalle kızmak ve sevinmek arasında gidip geleceklerdi. Bir anda Lisa yanımda belirdiğinde bu kadar acele gelmesini garip bularak gözlerimi kırpıştırdım. "Ne acelen va-"

aside from tunes .·ٜ۬・ taennieWhere stories live. Discover now