Zor değil,Hadi bir dene!

Start from the beginning
                                    

"Lütfen çıkın." Jungkook ağzını açıp konuşmak istemişti bunu bana olan bakışlarımdan anlıyordum. Hoseok onu dürterek çıkması için önüne itmişti. Kendisi yanımdan geçerken omzuma dokundu. Bu onun çağırdığında emen buraya geleceğim deme şekliydi. Jin de göz temasını çekemeden Hoseok tarafından çekilmiş odadan çıkmıştı. Yoongi ve Namjoon kalmıştı.

"Sizde beyler."

"Çağırdığında hemen geleceğim." Namjoon çıkmadan önce konuşmuş daha sonrasında Yoongi ile birlikte çıkmıştı. Kapı yüzüme kapanınca kafamı iki elimin arasına aldım. Başım deli gibi ağrıyor artık hiçbir şey düşünemiyordum. Kendimi çok sıktığım için diş etlerim bile sızlıyordu.

Kapı tekrardan açıldığında bizimkilerden biri olduğunu düşündüm.

"Gelme." Yinede buna rağmen içeriye giren bedene baktığımda bu asıl aradığım kişiydi. Hızlı adımlarla yanına doğru gidip yumruk yaptığım elimi suratına geçirmiştim. Sarsılıp geriye doğru kapıya yapıştığında bir eli dudağına gitmişti.

"Sen bunu hakettin Kim Taehyung." Akan kanı elinin tersiyle silip bana doğru birkaç adım atmıştı. Her ne kadar o suçlu olmasada o bedenden korkuyordum. Buna engel olamamıştım. Bu yüzden onun attığı iki adıma karşılık bende geriye iki adım atmıştım.

"Yaklaşma," dedim. Ama hala bana doğru yürüyordu. Elini bana doğru uzattığında korkuyla geriye doğru bir adım daha atmıştım. Her an o gözlerindeki gri parlamayı göreceğim diye korkuyordum.

"Yalvarırım yaklaşma!" Çığlık atarcasına bağırmam üzerine olduğu yerde donakalmıştı. Elinin titrediğini görüyordum ama onun ellerine nazaran benim bütün vücudum titriyordu.

"Korkma benden Jimin," elini bana doğru uzattığında eline bakakalmıştım. O el ile kafamı duvara vurmuştu,saçımı çekmişti,dövmüştü.

"Çek pis ellerini." Gözleri şokla açılmış hemen elini geriye çekmişti. Gözlerinin dolduğunu görebiliyordum.

"Özür dilerim Jimin. Yemin ediyorum ben hiçbir şeyi isteyerek yapmadım. Ben bile değildim o!" Olduğu yerden konuşmaya devam etti.

"Bırak benim açtığım yaralarını iyileştireyim. Çok acı çektin,yardım edeyim güzelim lütfen." Bir adım daha yaklaşmayı denedi. Tepki veremedim. Gözümdeki perde kalkmıştı,artık ondan korkmak yerine eski sinirim ortaya çıkmıştı.

"Ben yoruldum Taehyung. Sen hayatıma girdiğinden beri sürekli kötü şeylerle uğraştım. Ve ben seni açıklama yapman için darlamadım bile! Bana her şeyi anlatabilirdin. Senden kaçabilirdim!" Bu sefer o bağırmıştı. İşte buna çok şaşırmıştım.

"Kaçamazdın! Kaçamazdın Jimin, senle ben bağlıyız. Bu bedende olduğum sürece seni bu Evrede bulabilecek tek kişiyim. Bana aitsin,sana aitim. Her şeyi öğrenmek mi istiyorsun. Tamam,artık sana her şeyi açıklayacağım yeterki sana yaklaşmama izin ver." Bir adım daha atmıştı. İşte bu konuşma benim son direnişimide silip süpürmüştü. Bu sefer ilk adımı ben atmıştım. Söylediği şeyler kalbimin ağzında atmasını sağlıyordu. Gerilmiştim ve artık hiçbir şeyi umrumda değildi. Bir adım daha attım ellerim hızla yanaklarını kavrarken sadece beni izliyordu.

Boyu uzun olduğu için hafif kendime doğru eğdim ve tapılası dudaklarını üzerine dudaklarımı yerleştirdim. Öpmeye başladığımda ilk başta tepki verememişti. Daha sonrasında idrak etmiş olacakki elleri belimi kavramış beni kendine doğru çekmişti. Öpmeye başladığında alt dudağımı,dudakları arasına almış kendine doğru çekiştirmişti.

Yüzünden çektiğim bir elimi saçlarına daldırmış okşarken diğer elim yanağını okşuyordu. Tüm vücudumun buna ihtiyacı olduğunu hissediyordum. Onun ilgisine,öpüşüne ihtiyacım vardı.

Alt dudağını dudağımın arasına aldığımda ısırdım. Isırmamla gülümsemiş ellerini sıkılaştırmıştı. Sıcak dilini dilimde hissettiğimde içim titremişti. Kesinlikle hiçbir kızda hissetmediğim duyguları hissediyordum. Bir öpüşmenin bu kadar ağır geleceğini hiç düşünmezdim. Nefes almak için ayrıldığımızda hala kendini bana yakın tutmuş boynumdaki izlerin üzerine öpücükler kondurmuştu teker teker.

"Hadi şunları yok edelim,daha fazla acımasın canın."

Dudağı az önce kanadığı için kanının tadını alıyordum hala.

"Öncelikle dudaşını halletsen daha iyi olacak. Sert vurmuşum."

"Daha fazlasını hakettim,boşver." Gözlerindeki o hüznü gördüğümde içim parçalanmıştı.

"Taehyung, senin bir suçun yok. Sen değildin o kendini suçlama artık." Elimle yanağını okşarken yanağını elime bastırmıştı. Gözünden bir damla yaş düşmüştü. Baş parmağım ile sildiğimde diğerinden akmıştı.

"Ben her anı izlerken senin acı çığlıklarını duydum. Çok kötüydü Jimin."

Bana karşı bu kadar bağlı olduğunu öğrenmek beni niye bu kadar sevindiriyordu bilmiyordum.
"Daha fazla konuşmayalım bunları. Koca bir bebek oldun sende. Hani nerde o alaycı çocuk?" Diye dalgaya vurmaya çalıştığımda burnunu çekmişti. Cidden küçük bir çocuk gibi görünüyordu.

"Gitti o bir süreliğine,eşine düşkün bir oğlan geldi." Şaşkınlıkla ona bakarken o dediği şeyi yeni idrak etmiş dudaklarını büzmüştü.

"Eş?" Ellerini belimden çekip saçını kaşıdığında mahçup bir şekilde gülümsedi.

"Ah bir de o konuyu anlatmam gerekiyor galiba... Hepsini anlatacağım!"

_________

NASILDIIIIII

TelepatiaWhere stories live. Discover now