15: Cevapsız Sorular

79 9 2
                                    


Herkeslere selammm^^

Biz geldikkk, SÜRPRİZZZZ!!!!

Bölüme başlamadan hemen yukarıdaki müziği açalım ardından YORUM VE OYLAMA YAPMAYI da unutmadan keyifle bölümü okumaya başlayalımmm ( küçük bir ricayı da çok görmezsiniz değil miii???)


Keyifli okumalar🌹




15. Bölüm: Cevapsız Sorular
"Her cevap yeni bir bilgiydi hayatımda..."


Korku, heyecan ve ne yapacağım korkusu ile karşımdaki otuz iki diş gülümseyen gereksize bakıyordum. Ne işi vardı burada, bu saatte ve odamda? Elimi kalbimin üzerine koymuş korkak bir şekilde yüzüne bakarken o hâla gülüyordu.

"Hazal, Hazal kızım iyi misin?" Annem çığlığımı duyup gelmiş kapımda bana seslenirken bu sefer vücudumu sadece korku sarmıştı. Ya onu görürlerseydi? Çantamı kenara fırlatıp kapıyı araladım.

"Bir şey yok anneciğim, böcek gördüm ama meğer böcek görünümlü siyah bir ipmiş." Mahçup bir şekilde anneme bakarken annem derin bir oh çekti.

"Eh be kızım bende korktum sana bir şey oldu diye."

"Tamam anneciğim korkma iyiyim ben, hadi git uyu sen." Annem başını sallayıp odasına girdi. Kapımı kapatıp kilitledim. Arkamı döndüğümde hâla gülüyordu. Yatağımda yatmış beni izliyordu. Sinirli halimle yanına ulaşıp kısık sesle ne kadar kızılabilirse kızdım ona.

"Ne işin var senin burada! Manyak mısın sen bu saatte evime gizlice giriyorsun?!"

"Sevgilimin evine girdim yabancı birinin değil." Pişkin pişkin gülerek cevap vermesi sabrımın sınırını zorluyordu.

"Bana bak Burak hemen çık git buradan, hemen!" Yatakta doğruldu.

"Seninle konuşmadan hiçbir yere gitmiyorum." Ciddi bir tavırla yüzüme bakıp cevap vermemi bekliyordu. Neyin cevabını bekliyordu? Ona neden soğuk yaptığımın mı yoksa artık onunla ilgilenmediğim için mi? Bunu cevabını neden merak ediyordu? Kendisi istemiyor muydu onunla ilgilenmememi? Biz bunca zamandır sevgili değilmişiz ki, biz bunca zamandır kuklaymışız pardon kukla olan benim. O gerçek bir insanken ben onun kuklasıydım.

"Ne konuşacaksın Burak bu saatte? Annemler geldi eğer sesimizi duyarlarsa hiç iyi olmaz, git lütfen yarın konuşuruz."

Başını olumsuz anlamda salladı. "Hayır gitmeyeceğim. Hem ne güzel kayınbabam ve kayınvalidemle tanışmış olurum."

"Saçma sapan konuşma, git buradan."

"Gitmeyeceğim diyorum sana Hazal, otur şuraya konuşalım ondan sonra gideceğim." Başka şansım yoktu. Ya oturup konuşacaktım ya da... ya dası hiç iyi değildi.

Odamdaki tekli koltuğa oturdum. O benim yatağımda otururken ben tekli koltukta tam karşısındaydım. Yanına gidip oturacağımı sandığından o kadar emindim ki şuan yüzü bunu kanıtlar nitelikteydi.

"Neden bana uzak davranıyorsun Hazal, ne oldu da beni artık görmüyorsun?" Bunu defalarca sorması ve benim bunun cevabını bildiğim halde konuşamam ve öfkemi kusamam ızdırap vericiydi. Günlerdir içimde ne yaşadığımı bir ben bir Allah biliyordu.

"Sana uzak filan değilim yanlış anlamışsın." Stresten ellerimle oynuyor ve bir yandan da yüzüne bakmamaya çalışıyordum.

"Ne yaptığımı söyle bana o zaman. Eğer bir hatam varsa söyle de aramızdaki bu gerginlik yok olsun. Ben bizi özledim." Olmayan bizi mi özlemişti? Hep var olduğunu sandığım ama hiç var olmayan bizi mi? Gerçekten özlemiş miydi peki, inanmalı mıydım ona? Ona neden soğuk yaptığımı anlatsam barışır mıydık? En büyük soru; Onu hâla seviyor muydum?

8 Kuralla Hayatta KalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin