8. Bölüm: Merak

118 14 0
                                    

İyi akşamlarr....

Yeni bölüm geldiii

Hadi bakalım müzik yıldız, ve en son yorum yapmayı unutmayınnn..

Keyifli güzel okumalar🌹

8. Bölüm: Merak
"Zaten canımızı hep şu canımızdan sevdiklerimiz acıtmadı mı?"

Bir şeyleri hissediyorum ama ne olduğunu bilmiyorum. Bir yerden kaçıyorum ama nereye olduğu belli değil. Birşeylerden soğuyorum ama yaşamdan mı insanlardan mı sevdiklerimden mi hâlâ çözebilmiş değilim. Şuan bir acı çekiyorum. Farklı bir acı. Anlatamıyorum. Anlatsam ağlarım, ağlarsam eğer gülecekler. Kırgınım ait hissetmiyorum kendimi bu dünyaya. Kırıldığım ve kırgınlığım her saniye büyüyor içimdeki bu kimsesizlik boşluk. Bildiklerim ve işittiklerim öyle yük oldu ki omuzlarıma, Taşıyamıyorum sanki onları. Sessizce fısıldıyorum rüzgara içimdekileri sessizce çığlıklar atıyorum ne duyulduğum oluyor ne de görüldüğüm... Kimse görmüyor beni bu karanlıkta... İşte şimdi kendimden özür diliyorum. Bunca zamandır kendime zaman ayırmam gerekirken kendimden önce sevdiklerime zaman ayırdığım için. Meğer ben sadece sevdiklerim için yaşıyormuşum. Hiçbir zaman kendim için çabalamamış, kendim için yaşamamışım... Ben onların ihtiyaçlarını karşılayacak biriydim gözünde. Halbuki hiçbiri kalkıpta bir gün beni düşünmemiş.Şimdi ise yeni bir devrin başlangıcıydı. O adamın bana sunduğu teklifi kabul etmiştim. Hayatta kalıp her şeyle başa çıkmam gerektiğini bana öğretecekti. Ve ben bu kurallara sonuna kadar uyacaktım. Ben kazanacaktım bu
savaşı. Artık hiç kimse beni üzemeyecekti! Artık hiç kimse beni yok sayamayacaktı! Şu saatten sonra karşılarına çıkacak Hazal Akyol eski Hazal değildi!...

Üzerine giydiği siyah bir t-shirt ile altına giydiği aynı renk kot pantolonuyla oldukça karizmatik duruyordu. Adam her haliyle karizmatikti resmen! Takım elbisesi olsun şuanki kombini olsun kusursuz bir şekilde karşımdaydı.

"Kabul ediyorum..."

Kapının girişinde durmuş ne dediğimi sorguluyordu sanki. Halbuki dediği olmuştu.
Yine ona muhtaç olmuştum.

Yine beni o kurtarmıştı.

Yine o...

Bedenini ağır ağır bana çevirip kapıyı kapattı. Gözlerini bir an olsun üstümden çekmeden yanıma geldi ve başımda azrail gibi durdu.

"Anlamadım?" Hiçte inandırıcı değildi. Bile bile istediğini yapmaya, yaptırmaya çalışıyordu.

"Bana o gece sunduğunuz teklifi kabul ediyorum!" Gururla gülümsedi. Elleriyle yeni yeni çıkmaya başlamış
sakallarını okşadı. Allah bilir aklında hangi tilkiler ne gibi kurnazlıklar dolaşıyordu.

"Hmm. Emin misiniz peki?"

"Eğer kararımdan caydırmaya çalışıyorsanız başarıyorsunuz, çok az kaldı. Tebrikler. Adım kadar eminim. Kabul ediyorum dedim işte!" Sabır dilenir bir şekilde başımı cama çevirip güneşli havayı birazcıkta olsa izlemeye çalıştım. Hava güzelken içim neden karanlıktı? Boğazını temizleyip konuştu.

"Peki. Şimdilik hastanedesiniz diye sizi yormayacağım. Yarından itibaren size ulaşırım.Tekrardan geçmiş olsun Hazal Hanım..." Başımı hemen yanımdan ayrılan bedene çevirdim. Beni burada tek başıma bırakacak mıydı şimdi?

"Heyy! Beni burada mı bırakacaksınız? Bari arkadaşımı arasaydınız." Elini kapının kulpuna yerleştirip indirdi.

"Emre' yle birlikte geliyorlar. Hatta gelmiş bile olabilirler." Dediği an odanın kapısı bir anda açıldı ve odayı Nil'in cırtlak sesi doldurdu.

8 Kuralla Hayatta KalWhere stories live. Discover now