¹⁵"pure love & fear"

Start from the beginning
                                    

Penelope, başını yavaşça Harry'nin boynundan kaldırdı ve parlayan ela gözleriyle yeşillere baktı. Bakışları çok geçmeden aşık olduğu dudaklara doğru kaydı ve zaten yakın olan yüzlerini biraz daha yaklaştırdı, Harry'nin dudaklarıyla kendi dudaklarını buluşturdu.

"Onları böyle görmek beni de mutlu ediyor." dedi ve Jessica'ya dönüp gülümsedi, Mike. Kolunu genç kızın omzuna atıp sevgilisine biraz daha yaklaştı. "Uzun zamandır yalnız kalamadık, bebeğim."

Jessica, ufak bir tebessüm ederek bakışlarını Mike'dan kaçırdı. "Evde işler pek de yolunda değil. O yüzden zar zor çıkabiliyorum." dedi, dudağının kenarını ısırırken. Mike'ın bakışları bir saniye için sevgilisinin dudaklarına kaysa da kendisini hemen toparladı ve Harry ile Penelope'ye döndü. "Hey, çifte kumrular."

Harry ile Penelope, birbirinden uzaklaştı ve Mike'a baktı.

"Biz biraz erken ayrılsak bir sorun olur mu?"

Penelope, gülümsemesini saklamak adına dudaklarını birbirine bastırdı ve başını olumlu anlamda salladı. "Elbette, dostum. Bir sorun olmaz. Biz de çok geç olmadan kalkarız zaten." dedi, Harry.

Jessica, beklemediği bu ani soru karşısında şaşkınca kalakalmıştı. Konuşmak için dudaklarını aralasa da Mike, ondan önce davrandı. "Eve geçmeden biraz yalnız vakit geçirmeyi umuyordum. Seni gerçekten özledim, meleğim."

"Evet. Evet, ben de özledim, Mike. Ama ben-"

"Herkese merhaba!"

Masada oturan dört arkadaş, sesin geldiği yöne baktı başlarını çevirip. Harry, hemen masanın önünde ayakta duran kişiyi görünce sabırla iç çekti. Penelope, Harry'ye biraz daha yaklaşıp elini tuttu ve bir gerginlik çıkmaması için hafifçe sıkıp uyarı verdi. Jessica, boğazının aniden kuruduğunu hissederken tek gülümseyen ve de ilk karşılık veren Mike oldu. "Merhaba, dostum."

Zayn, önce Harry ve Penelope'ye sonra da Mike ile Jessica'ya baktı. Bakışları Jessica'dayken gülümsedi. "Herkes birbirini çok özlemiş anlaşılan." dedi. Hemen ardından bakışlarını genç kızdan ayırdı. "Ve ben de arkadaşlarımla vakit geçirmeyi özledim. Size eşlik edebilir miyim?"

Penelope, gözlerini kapatan ve içinden muhtemelen küfür etmekte olan sevgilisine baktıktan sonra emin olmak adına da en yakın arkadaşı Mike'a döndü. Mike, kısaca başını salladı. "Tabii ki, Zayn. Gel." dedi, masayı işaret edip. Zayn, Mike'a gülümsedi ve masadaki tek boş yere, Jess ile Lope'nin arasına oturdu.

"Son anda geldim ama kalkmayı planlıyordunuz sanırım, üzgünüm." dedi, Zayn. Jessica, sertçe yutkundu. "E-evet." Derin bir nefes aldıktan sonra Mike'ın elini sıkıca tuttu. "Ve tam kalkıyorduk."

"Eğer istersen biraz daha-"

"Sorun değil, Mike." diyerek sevgilisinin sözünü kesti, Jess. "Gerçekten. Kalkalım."

Mike ile Jessica, birkaç saniye boyunca konuşmadan birbirlerinin gözlerine baktılar. Sonunda Mike, ufak bir tebessüm edip iç çekti ve koltukta yana kayarak yavaşça ayağa kalktı. Jessica da hemen arkasından kalkmıştı. "Size iyi eğlenceler çocuklar." diyerek elini Jess'in beline koydu, Mike. "Bizim için gitme vakti."

"Eğlenmenize bakın dostum." dedi, Harry, elindeki içki şişesini Mike ile Jess'e doğru hafifçe kaldırıp. Penelope de arkadaşı Jessica'ya bakıp göz kırptı ve gülmemek için kendisini sıkmaya devam etti.

The Sun Go Down | Styles.Where stories live. Discover now