²"to meet & records"

161 25 79
                                    

Yeniden merhabalar, canlar!

Umarım ilk bölüm hoşunuza gitmiştir. Yorumlarınız beni çok mutlu etti. Her zaman belirttiğim gibi düşünceleriniz ve desteğiniz benim için çok önemli.

Neyse, biz devam edelim.

İyi okumalar!

❤️

••

"Çok iyiydin." diyerek Harry'nin önünde durdu ve terden alnına yapışan saçlarını yavaşça çekti. "Her zamanki gibi." diye ekledi ardından.

"Şunu övüp durma, Lope. Sonra başımıza çıkıyor. Kendi egosu yetiyor zaten." dedi, Mike, ufak havlusu ile saçlarındaki teri kurularken. Harry, göz devirerek onu omzundan ittirdi. "Sen kendi sevgilinle ilgilensene."

Mike, gülerek ikisinin yanından geçti ve tribünde gülümseyerek onu izlemeye devam eden Jessica'nın yanına ilerledi.

"Sen Mike'a bakma."

Penelope, gülerek başını iki yana salladı. Kollarını Harry'nin boynuna dolayıp parmak uçlarında yükseldi ve dudaklarına ufak bir buse kondurup geri çekildi.

"Ee, yarın sinemaya gidiyor muyuz?"

"Sinemaya yarın mı gidecektik?"

"Evet. Harry, unuttun mu? Haftalardır bu filmi bekliyorduk oysa."

"Bebeğim, aklımdan çıkmış. Hem yarın için başka planlar yapmıştım."

"Başka planlar mı?" Genç kız, kollarını Harry'den çekip tek kaşını kaldırarak ona bakmaya başladı. "Cidden mi, Styles?"

"Öyle değil." diyerek Penelope'nin kolundan tuttu nazikçe. "Annem seninle tanışmak istiyor ve yarın birlikte akşam yemeği yemek istediğini söyledi."

Genç kızın dudakları ve gözleri eş zamanlı olarak şaşkınlıkla aralandı. Birkaç saniye hiçbir şey söylemeden Harry'nin yüzüne baktı.

"Güzelim?"

"Şaka yapıyorsun," dedi, kısık çıkan sesiyle. Gözlerini yeşil gözlere kenetledi. "değil mi?"

"Hayır, yarın seni yemeğe çağırmamı istedi."

"Aman Tanrım! Sana inanamıyorum, Harry. Annenle tanışacağım ve sen bunu bana bir gün önceden mi söylüyorsun?"

"Şey... Evet?"

"Tanrım..!" diye homurdandı ve hızla arkasını dönüp tribünlere koşmaya başladı. Harry, arkasından ona seslense de genç kız durmadı ve Jessica'yı Mike'ın yanından kaldırıp çekiştirerek sahadan çıktı. Harry, onun bu hâline gülmeden edemedi.

"Kızınızın Harry Styles ile olan ilişkisinden haberdar mıydınız?"

"Evet. Yaklaşık bir buçuk iki ay kadar önce tanıştık." diyerek elindeki peçeteyle ıslak yanaklarını sildi, Joyce.

"Dışarıdan bakınca ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?"

"Açıkçası bu kadar popüler bir çocuğun bu denli iyi ve kibar olacağını düşünmemiştim başta. Basketbol takımı kaptanı, yakışıklı ve kızların hayran olduğu biri. Bu konumda gençler için herkesin aşina olduğu bir genelleme vardır. Ben de Penelope bana bir sevgilisi olduğunu söyleyip Harry'yi anlattığında bu şekilde düşünmüştüm ve kızım için endişelendim. Müsait bir zamanda onu yemeğe çağırmasını söyledim ve ne kadar yanıldığımı gördüm. Harry gerçekten iyi ve kibar biri. Bugüne kadar asla onları üzgün görmedim. İkisi sürekli mutluydu ve birbirlerine iyi geliyorlardı. Özellikle Penelope..."

The Sun Go Down | Styles.Where stories live. Discover now