love in the kingdom-Jikook

4

Merhaba! Uykusuzluktan ölüyorum 😔

👉👈

Kral park yüzündeki ufak gülümsemeyle at'a binip birazdan başka bir krallığa gidecek olan oğluna baktı. Yüzündeki gülümseme çokça üzüntü barındırıyordu.

Oğlu kendi alfasıyla karşısında duruyordu.

Halktan belli bir kesim, soylular, krallıklardan gelen prensesler ve prenslerde yeni evli çifti gülümseyerek izliyor baba oğulun vedalaşmasını bekliyorlardı.

Asıl şenlik jeon krallığında evlilik kısmı ise park krallığında gerçekleşecekti.

Aslında Jungkook düğünün 3 gün bile sürmesini istemiş fakat jimin fazla abartı olduğunu ve bu sırada oluşacak seslerin halkı rahatsız edeceğini söyleyerek red etmişti.

Bu nedenle iki krallığıda memnun etmek adına böyle bir karar verildi.

Babası kollarını iki yana açıp oğlunun gelmesi için işarette bulundu. Genç omega dolu gözleriyle babasına sıkıca sarıldı.

Baba oğulun birkaç dakikalık sarılmasından sonra kral park bu sefer jungkook'a sarılmak istemişti.

Jimin abisi ile vedalaşırken aynı zamanda ağlıyor önünü göremediği için kendine kızıyordu.

Alfa jungkooku kendine çekip sarılırken kulağına kimsenin duymaması adına sessizce fısıldadı:

"Bunu sana kral olarak değil baba olarak söylüyorum ki,narin oğlumu üzüp kırarsan sana karşı hiçte narin olmam. Senin güvencen altına bırakıyorum."

Jungkook kralın hafif kızgın sesine karşı çatılı kaşlarıyla başını sallayıp onaylamış sarılma faslı bittikten sonra jiminde usulca abisinden ayrılmıştı.

Iki krallıkta 2 gün sonra görüşecekleri için uzunca vedalaşmamış jimin ve jeon krallığı atlarına doğru giderken arkadan bir ses duyuldu.

"Orada dur jimin!" Jimin yanındaki alfaya birlikte adımları dururken tanıdık sese kafasını çevirdi.

Annesi üstünde günlük kıyafetiyle sinirden seğiren gözü sıktığı elleriyle hızla jiminin yanına ulaşıp onlarca soylu ve halkın içinde sol yanağına sert bir tokat attı.

Yüzüklü parmağı sayesinde beyaz tenli tombul yanakta büyük bir kırmızı çizgi olmasına yol açmıştı.

Jiminin kafası sağa düşerken jungkook sinirlenen kurduyla kraliçeyi sertçe itip jimini arkasına aldı.

"Seni gidi adi! Senden iğreniyorum. Kendini yamadın sonunda jeon krallığına." Annesi ard arda cümlelerini sıralarken jungkook onu umursamamış arkasında öylece duran ve sessizce gözyaşlarını akıtan jimine döndü.

Eliyle çenesini kaldırıp yüzünü ortaya çıkarmaya çalışsa bile jimin başını kaldırmamış onca insanin içinde kendi öz annesinden tokat yediği için o hissi sindirmeye çalışmıştı.

Jeon krallığı dâhil halktan herkes şaşkın nidaları kesip sus pus olmuşlardı.

Sessizliği ve kraliçenin ardı arkası kesilmeyen hareketlerini kralın gür sesi bozdu.

"Ablanın kocasına  göz diktin üstüne üstlük onunla evlenip düğün yapıyorsun ha sen-" kral ileri doğru atılıp kraliçenin kolunu sertçe kavrayıp muhafızlara sertçe baktı.

Muhafızlar ileri atılıp kraliçeyi bağırtıları arasında saraya sokarken kral sinirden köpürüyordu.

"Jimin bana bak lütfen. Çok acıyor mu?" Jungkook çenesini tutup yüzünü kendine çevirmeye çalışsa bile jimin dayanamamış eliyle yüzünü kapatıp hıçkırarak ağlamaya başlamıştı.