"Yalnız değilim ki, Jimin var."

Sıkıntılı bir nefes verirken ellerimizi ayırarak boynuma dolamıştı kolunu. Bende beline sarıldığımda bu sefer böyle yürümeye başlamıştık.

"Evet ama o da eve döndüğünde yalnız kalacaksın orada." Hemen ardından birkaç saniye duraksayıp tekrar dönmüştü bana. "Bizimle yeni eve mi taşınsan acaba?"

Sorusu beni de duraksattığında merakla bakıyordu yüzüme ama düşününce bu çok büyük bir olaydı bence. Ayrıca evimi de seviyordum her şeye rağmen.

"Aslında... evimden ayrılmak istemiyorum." Tepkisini ölçmek için yüzüne baktığımda kaçırmıştı gözlerini benden.

"Doğru gerçi, sende haklısın. Tüm zamanların o evde geçti şimdi hemen bırakman çok zor." Kafamı sallayarak onu onaylarken daha bu sabah Jimin ile konuştuğumuz konuyu açmıştım.

"Aslında Jimin yanıma taşınmayı düşünüyor."

Kaşları şaşkınlıkla kalktığında birkaç saniye sessiz kalmıştı.

"Uzun zamandır beraber yaşamak istiyorduk zaten şimdi boş bir ev var elimizde."

Sonra hiç beklemediğim bir anda durarak sızlanmaya başlamıştı. "Ama Taehyung, bende seninle yaşamak istiyorum!"

Kahkaha attığım sırada bedenine kollarımı dolamış ve sevimli olduğunu düşündüğüm şekilde yüzüne bakmıştım. "Benim minik Kookie'm istediğinde gelip bizde kalabilir."

"Hiç çıkmayacağım o zaman o evden!" dediğinde yanağına öpücük bırakmıştım. Böyle yaptığı anlardan içime sokasım geliyordu onu, çok fazla tatlıydı.

Ardından tekrar yürümeye başladığımızda başka şeylerden bahsetmiş ve gülüşerek evimizin önüne gelmiştik bile. Jungkook aniden durduğunda anlamsız bakışlarım ile ona bakmış sonrasında baktığı yere baktığımda bende duraksamıştım.

Bayan Jeon kapının önünde öylece durmuş ve bize doğru bakıyordu. İlk kez gördüğüm ciddi ifadesi yüzüne yerleşmiş ve dik duruşuyla aslında oldukça sert duruyordu. Tekrar Jungkook'a baktığımda stres içinde parmaklarımı oynatmıştım. Olan olaylardan haberim vardı. Jimin yanıma gelerek bir şeyler anlattığı gün oldukça sinirli bir şekilde bu konuya da değinmişti.

Jungkook'un tepki vermeyeceğini anladığım sırada ileri atılarak Bayan Jeon'un yanına ilerlemiş ve gülümsemiştim. Her ne olursa olsun o kadının üzerimdeki emeğini yok sayamazdım ben.

"Bayan Jeon, hoşgeldiniz." Kafasını sallayarak selamımı aldığında devam etmiştim. "Hava biraz serin yukarı çık-"

"Ne işin var burada?"

Arkamdan gelen bıçak gibi keskin ses ile cümlem yarıda kalırken şok içinde Jungkook'a bakmıştım. Böyle sert olmasına gerek var mıydı cidden?

"Yukarıda konuşalım." diyerek apartmanın içine adımladığında arkada kalan sevgilim ile bakışmış ve ikimizde arkasından ilerlemiştik. Bizim kata geldiğimizde öne geçmiş ve cebimden çıkardığım anahtar ile açmıştım kapıyı.

Önden girerek Bayan Jeon'u salona buyur ettiğimde ellerinde cips kasesi ile film izleyen ikili de bize taraf dönmüştü. Yoongi hyung kolunu Jimin'in omzundan çekerek ayaklanmış ve Bayan Jeon'a baş selamı vermekle yetinmişti. Önce bize sonra da annesine bakan Jimin en sonunda dayanamayıp konuşmuştu.

"Sen burada ne işin var?" Söylediği şey gülmek istememe neden olduğunda dudaklarımı birbirine bastırarak bunu engellemiştim. O ikisi cidden kardeşti ya, tepkileri bile aynıydı.

"Arkadaşımın evi burası aynı zamanda oğlum gibi gördüğüm çocuğunun da evi, gelemez miyim?"

Bayan Jeon'un söyledikleri yüzümde bir gülümseme oluşturduğunda kafamı eğerek ensemdeki saçlarımla oynamıştım. Olacakları az çok tahmin edebiliyordum, bu yüzden derin bir nefes alarak konuştum.

"Oturun lütfen, Bayan Jeon." Koltuğa geçerek oturduğunda bizde hareketlenmiş ve koltuklara oturarak ona bakmaya başlamıştık. Yanıma oturan sevgilimin gerginliği vücudundan bile belliyken elimi bacağına koyarak sıkmış ve ona bir nevi rahat olması gerektiğinin mesajını vermiştim. Bana dönerek gülümsediğinde bende gülümsemiş ve sonrasında bakışları üzerimizde olan annesine dönmüştük.

"Öncelikle buraya gelme nedenimi zaten bildiğinizi varsayıyorum."

Hepimiz kafamızı sallayarak onu onaylarken devam etmişti. "O gün söylediklerini çok düşündüm Jimin." Halıyı izleyen Jimin annesinin sözleri ile kafasını kaldırarak ona bakmıştı. "Haklıydın aslında. Tüm bu olaylar yaşanırken senin tek korkun benim gibi olmaktı ama ben en başından beri senin benim gibi korkak olmadığının bilincindeydim."

Duraksadı sonra birkaç saniye. Gözleri yerdeki halıda takılı kaldı. Hepimiz susarak konuşması bekledik bu süre boyunca. Burnunu çektiği sırada içimin acıdığını hissettim. Bayan Jeon'a kızgın ya da kırgın değildim. Annemin kendi içine kapandığı ilk zamanlar gerçekten çabalamıştı ve bunu gözlerimle görmüştüm. Ancak bir süre sonra vazgeçmişti. Önceden her gün uğradığı bu eve önce haftada bir sonra ayda bir derken bir gün gelmeyi bırakmıştı. Ona kızamazdım çünkü bu durum onu da yıpratıyordu. En yakın arkadaşını kaybetmek onun için zordu.

"Şimdi de korkmuyorsunuz, görebiliyorum bunu. Kendi cinsiyetinizden birini seviyorsunuz." Ardında dolu gözleri üzerimizde gezinmişti. "Belki de aşıksınız, bilmiyorum bu konuda hiç doğru düzgün konuşamadık. O gün söylediklerim için kötü hissediyorum ve size bir özür borçluyum, hepinize."

Elleri ile yüzünü yellerken gülmüştü. "Tanrım bu cidden çok zormuş, bakmayın bana öyle!" Tepkisi hepinizi güldürdüğünde devam etmişti. "Özür dilerim, hepinizden. Babanız ve biz ne olursa olsun bizi hayal kırıklığına uğratmayacağınızı biliyoruz. Kaldı ki sevgilileriniz de tanıdığımız insanlar bu yüzden içimiz bir tık daha rahat."

Sonra duraksamış ve bize baktıktan sonra devam etmişti. "Tamam işte özürde diledim, sarılalım artık!"

Jimin ve Jungkook anında ayaklanarak annelerinin kolları arasına girdiğinde dolmuş gözlerim ile bu sahneyi gülümseyerek izlemiştim.

Uzun zamandır bu şekilde sarılacak bir annem yoktu benim ama sorun değildi. Onlar için mutluydum.

Bayan Jeon ile göz göze geldiğimiz sırada elini uzatarak Yoongi hyung ve beni de çağırması ile hızla yanlarına giderek sarılmalarına dahil olmuştuk.

Duygu dolu sarılmamız sonlanırken Bayan Jeon bu sefer ayrıyeten bana sarıldığında eksikliğini hissettiğim anne sarılmasını tam anlamıyla iliklerime kadar hissetmiştim. Dolu gözlerimden akan yaşların arasına bir hıçkırıkta karıştığında Bayan Jeon sırtımı okşamıştı.

"Ağla Taehyung, istediğin kadar ağla. Sarılmak istediğinde buradayım."

Kollarım ile daha sıkı sarılırken bir eli saçlarımı okşamıştı. Benim annemde yapamaz mıydı bunu? O kadar zor muydu gerçekten bana birazcık sevgisini göstermesi? Ne olursa olsun kırgınlığım geçmiyordu ve ben buna dayanamıyordum işte, affedemiyordum.

Sonunda kendimi toparlayarak geri çekildiğimde gülümsemeye çalışmış ve teşekkür etmiştim. Jungkook kolunu belime sararak beni kendine çekerken arkasından beline dolamıştım kolumu.

"Peki anne aşağıda neden bu kadar sert duruyordun o zaman? Sanki bizi zorla ayıracakmışsın gibi bakıyordun."

Jungkook'un sorusu üzerine omuz silken Bayan Jeon'un ağzından çıkanlar ise hepimizi güldürmüştü.

"Sadece sizi biraz korkutmak istemiştim."

Yazılma Tarihi: 19.04.21
Yayınlanma tarihi: 01.06.21

called me | taekookWhere stories live. Discover now