26. New Guests

10 2 10
                                    

ZAYN

Gece yarısı odama giderken kütüphanenin kapısının aralık olduğunu gördüm. Kapıyı ses çıkarmadan biraz daha açtım. Kitaplığın önünde elindeki kitabı okuyan Daisy'i gördüm.

Yavaşça ve ses çıkarmadan içeri girdim. Kollarımı Daisy'nin boynuna sarıp yanağını öptüm.
"Yine burada sabahlamayı düşünmüyorsun değil mi?"
Daisy yerinde irkildi.
"Zayn sessizce gelmekten vazgeç."
Gülerek ayrılıp elindeki kitabı aldım.
"Saatin farkındasındır umarım."
Kitabı elimden geri aldı.
"Taşların gizemini çözmemiz lazım. Bunu sen de biliyorsun."

Göz devirerek masaya yaslandım. Grace içeri girdi.
"Ne oluyor burada?" diyerek ellerini göğsünde birleştirdi.
"Gel Grace gel. Daisy yine kitaplara bıraktı kendini."
Gülerek kaşlarını çattı.
"Kitabı bırak ve aşağıya gelin. Canımız sıkıldı."

Grace odadan çıktıktan sonra Daisy kitabı kapatıp derin bir iç çekti. Beraber aşağıya indik.

Hepimiz aşağıda oturup konuşurken Daisy kafasını omzuma yasladı ve bir süre sonra uyuyakaldı. Bir süre onu izledikten sonra Grace'e döndüm.
"Grace benim gitmem lazım."
Hafifçe kaşlarını çattı.
"Bu saatte mi?"
Kafamı salladım.
"Önemli bir şey. Uzun sürmez."

DAİSY

Uyandığımda şömine yüzünden gözlerim kamaştı. Yanımda Zayn'i beklerken Niall'ı gördüm. Yerimde doğruldum.
"Zayn nerede?"
Grace bana döndü.
"Bir işi varmış. Gelir birazdan."
"Bu saatte mi?"
"Aynısını ben de sordum. Önemli dedi ve gitti."

Kafamı sallayıp ayağa kalktım.
"Ben odama gidiyorum. İyi geceler."

Uykum olmadığı için üstüme bir şal alıp dışarı çıktım. Jonas'ın yanına doğru giderken Kraliçe'nin mezarının başında birini gördüm. Yaklaşınca onun Zayn olduğunu anladım.

Yavaşça yanına yaklaştım.
"Zayn."
Bana dönüp dolu gözlerini gözlerime dikti.
"Daisy ne işin var burada hem de bu saatte?"
Yanına oturdum.
"Hem senin için hem de Jonas için geldim."
Gülümseyerek beni kollarının altına aldı.
"Senin uykun yok mu? Bu saatte burada ne işin var?"
Ayrılıp Zayn'e baktım.
"Aynı soruyu önce benim sana sormam lazım."
Gülerek ayağa kalktı ve beni de peşinde sürükledi.

••

Saraya vardığımızda kapıda üşüyen ellerini nefesiyle ısıtmaya çalışan Jack'i gördük. Bizi görünce hızlı adımlarla yanımıza yaklaştı.
"Neredeydiniz siz?"
Zayn kaşlarını çatıp Jack'e bakarken ona izin vermeden konuştum.
"Yürüyüşe çıktık. Sen niye bizi burada bekliyorsun?"
"Sizi merak ettim. Sonuçta başımızdaki belaların hepsi bitmiş değil."

Jack içeri girerken Zayn keskin bakışlarını üzerinden çekmiyordu.
"Takma onu boşver."
"Burada bizimle kalmak zorunda mı?"
"Zayn hepimizin bir arada kalması lazım."
Kafasını sallayarak göz devirdi.

••

Sabah uyandığımda üstümü değiştirip odamdan çıkmak için kapıyı açtığımda Zayn kapıdaydı. Havada kalan elinin indirdi.
"Günaydın."
"Günaydın."

Kolunu omzuma attıktan sonra merdivenlere doğru yürürken Louis arkamızdan bağırınca geriye döndük. Nefes nefese konuşmaya başladı.
"Zayn sonunda buldum seni."
"Louis kötü bir şey mi oldu?"
"Zayn, Joseph ve Abby buraya geliyormuş."
"Ne?"
"İnan ben de bu sabah öğrendim. Öğleden sonra burada olacaklarmış."

Louis ve Zayn konuşurken anlamayarak onlara bakıyordum.
"Joseph ve Abby kim?"
Louis bu sefer bana döndü.
"Joseph benim ikizim. Ailemiz öldüğünde ikimiz de farklı akrabalarımıza verildik. Abby de Joseph'in yanında kaldığı teyzemin kızı."
"Ne kadar kalacaklar?"
"Bilmiyorum."
Zayn önden yürüyerek konuştu.
"Şuan da çok açım. Onları düşünemem."

Krallık'tan KaçışWhere stories live. Discover now