12.The Silence Before The Storm

9 2 2
                                    

Birkaç saat öncesi

ZAYN

Ok çalışması bittikten sonra üstümüzü değiştirmek için saraya gittik. Odama geçerken sağımdaki bir odadan annemin ve yabancı bir adamın sesi geliyordu. Kapı aralığından baktığımda içeride Grace ve Niall'ın babası olan Kral Richard'ı gördüm. İçeri girmeden sadece konuşmalarını dinledim.
"Thomas'ı ve eşini öldürdün. İntikam için yetmez mi? Daha ne diye bizimle uğraşıyorsun?"

"Sen beni çok yanlış anlamışsın Trisha. Benim istediğim bu değil. Ben sizin acı çekmenizi istemiyorum. Hepinizin bu hayattan bıktığını düşünüyorum. Yanlış mıyım? Hepinizi öldürmek bana daha cazip geliyor."

Bu sözleri ile içeriye dalıp adamı yakasından tutup duvara yasladım.
"Yetmedi mi yaptıkların? Ne diye hâlâ uğraşıyorsun bizimle?"
"Çocuklarımı almadan bu işi bitirmeyeceğim."
Adamın yüzüne bir yumruk atmak için hareket ettim ama bana annemi gösterdi. Adamlarından biri annemin boğazına bıçağı dayamıştı. Elimi indirip adamı bıraktım.
"Yavaş yavaş yola geliyorsun."
Sinirlerimi son zerresine kadar zorluyordu.

"Şimdi delikanlı, bana çocuklarımın yerini göster ki annen yaşasın. Nasıl anlaşma? Bunu sevmediysen başka bir şey düşünelim."
"Ben olduğum sürece ona bir şey yapamazsın."
"O zaman şöyle yapalım. Şu kızın ismi neydi? Heh, Daisy. Daisy'nin yaşamasını istiyorsan bana çocuklarımın yerlerini gösterirsin."
"Onu nereden tanıyorsun sen?"
"Ah evlat, beni çok hafife almışsın anlaşılan. Hakkımda bilmen gereken daha çok şey var."

Ben cevap vermeyince adamlarından birine işaret verdi.
"Tamam! Sana çocuklarını göstereceğim ama bir şartla."
"Konuş bakalım."
"Onlara tek bir kelime etmeyeceksin. Sadece uzaktan göreceksin."
Biraz düşündükten sonra cevap verdi.
"Tamam kabul."

Odadan çıkınca Kral Richard da arkamdan beni takip ediyordu. Louis bahçedeydi. Kralı yanımda görünce şaşırdı ve geldi.
"Zayn bu adam niye burada?"
Yüzüne bakmadan cevapladım.
"Çocuklarını görmek istiyor."
"Sen kafayı mı yedin?"
"Beni annemle ve Daisy ile tehdit etti. Ne yapabilirim Louis?"

Ormanın içine girince Kral konuştu.
"Daha ne kadar gideceğiz?"
"Biraz ilerideler sabırlı ol."
Ben konuştuktan sonra karşımıza birkaç adam çıktı. Louis ve beni kollarımızdan tutarak halatla ağaca bağladılar. Kral kahkaha atarak yanımıza geldi.
"Ah evlat, sana bunu yapmak istemezdim ama mecburum. Çok iyi niyetlisiniz sevdim bunu."
Arkasını dönüp gidecekken tekrar konuştu.
"Ha bu arada annen güzel bir kadındı. Yazık oldu."
"Naptın anneme? Anlaşma yapmıştık!"
"Sence oradan bakınca küçük bir çocukla anlaşma yapacak kadar salak mı duruyorum?" diyerek yürümeye devam ettiler.

Halatlardan kurtulamak için biraz uğraştım ama işe yaramadı.
"Kahretsin! Şimdi ne yapacağız Zayn? Her şeyi anlatacak!"
"Bilmiyorum Louis! Şuan sadece buradan kurtulmaya odaklanır mısın? Daha yararlı olursun!"
Louis susup biraz daha yerinde hareket etmeye çalıştı.

Kıyafetimin bilek bölgesinde olan çakıya ulaşmaya çalışıyordum ama çabalarım boşaydı. Biraz daha uğraşınca çakıyı aldım ve halatları kestim. Oradan kurtulup Louis'i de kurtarınca adamın gittiği tarafa koşmaya başladık. Diğerlerinin olduğu yere gittiğinde kolundan tutarak konuştum.
"Bunu yapamazsın!"
"Nasıl yaptığımı izlemek ister misin?"

DAİSY

Ayağa kalkıp Louis'in yanına gittim.
"Kim bu adam?"
"Sana bahsettiğim kral."
Duyduğum cümleyi sindirmem uzun sürdü. Şuan da büyük bir beladaydık.

Adam Grace ve Niall'ın yanına gitti. Eğer şimdi öğrenirlerse her şey daha da kötüye gidecekti. Zayn'in yanına geçtim.
"Bir şey yapamaz mısın?"
Zayn yüzüme baktıktan sonra adamın suratına bir yumruk attı. Kral yere düşünce üstüne gidip ona daha da çok vurmaya başladı. Niall ve Harry Zayn'i tutup geriye çektiler. Louis kralın kalkmasına yardım etti ama kralın yürümeye bile hali kalmamıştı.

Niall Zayn'i omzundan tutarak konuştu.
"Zayn kim bu adam?"
Zayn sadece yüzüne bakmakla yetindi. Adamın diğer kolundan tutarak konuştum.
"Zayn ve Louis bana yardım edin. Yaralarını temizlemek için dükkana götürelim."
Zayn ve Louis adamın iki kolundan tutarak yürümeye başladılar.
"Ben de geleyim mi? Yardım ederim."
Arkamı dönüp Grace'e cevap verdim.
"Hiç yorulma canım ben hallederim."
Cevap vermesine fırsat vermeden arkamı dönüp oradan uzaklaştım.

Dükkana geldiğimizde Kral baygın bir şekilde uzanıyordu. Ben de bu sırada yaralarını temizledim. Temizledikten sonra Zayn'nin yanına oturdum. Elindeki yara dikkatimi çekti. Elini avucumun içine alıp konuştum.
"Elin çok kötü görünüyor. Nasıl oldu bu?"
"Önemli bir şey değil. Boşver."
Ayağa kalkıp yarayı sarmak için bir şey aradım ama bulamadım. Yarayı temizleyip bileğimdeki fuları eline sardım. Louis konuştu.
"Kral'ın adamları bizi ormanda halatla bağlayınca Zayn de kurtulamak için çakı ile halatı kesmeye çalıştı. O sırada elini kesti."
Zayn'e dönüp konuştum.
"Ne yapacaksınız şimdi?"
Zayn iç çekerek konuştu.
"Ne kadar daha baygın kalır dersin?"
"Birkaç saat daha kalır. Niye sordun?"
Zayn gülerek konuştu.
"Eve dönmesinin zamanı geldi."

Zayn ayağa kalkıp saraya gideceğini söyleyerek çıktı. Louis yanıma geldi.
"Daisy, Grace ve Harry'nin arasında ne var biliyor musun?"
"Bilmiyorum. Grace ile bu olaylardan dolayı doğru düzgün oturup konuşmadık."
Kafasını tamam anlamında sallayıp önüne döndü.
"Ama sanırım Grace Harry'nin yanında mutlu."
"O ne demek şimdi?"
"Yani sabah Harry buradaydı."
Louis'in iyice yüzü düşmüştü.
"Louis seni üzmek istemedim."
"Boşver."

Bir süre sonra kapının önüne saraydan bir araba geldi. İçinden de Zayn çıktı.
"Misafirimizi gönderme zamanı geldi." diyerek adamı arabaya götürdü.
"Oraya varmadan uyanırsa ne olacak?"
Zayn bana dönerek yanıtladı.
"O zamana kadar kasabaya yaklaşırlar."
Kafamı sallayıp önüne döndüm.

Hava kararınca Zayn ve Louis saraya, bende eve gittim.

Robert, Brian ve Mark ortalarda görünmüyordu. Mutfaktaki Liam'ın yanına gittim.
"Diğerleri nerede?"
"Evin tamir işlerini bugün bitirdik. Öğleden sonra onlarda eve geçtiler. Sen niye bu kadar geciktin?"
"Önemli bir şey değil. Dükkana yaralı bir adam geldi. Onunla ilgilendim."

Biraz duraksadıktan sonra konuştu.
"Zayn sabah seni sordu."
Geriye geçip sandalyeye oturduktan sonra konuştum.
"Neden beni sorsun ki?"
"Akşam senden bir çizim istemiş. Onu almak için gelmiş. Haberin yok muydu?"
Telaş yaptığım için elim ayağıma dolanmıştı.
"Ah evet. Tamamen unutmuşum."
Liam bakışlarını biraz üzerimde gezdirdikten sonra odasına çıkıp uyudu. Bende arkasından odama çıkıp yattım.

Sabah erken kalkıp kahvaltı hazırlamak için mutfağa gittim. Kapı çalınca elimi temizleyip kapıyı açtım. Grace karşımda elinde bir kağıtla duruyordu.

Krallık'tan KaçışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin