9.Secrets

21 2 4
                                    

İçeri geçtiğimizde Zayn bir süre konuşmadı.
"Ne söyleyeceksin?"
"Daisy, Mark'tan uzak durman lazım."
"Neden?"
"O çok tehlikeli biri Daisy. Sana zarar verebilir ondan uzak durmalısın."
"Zayn ne diyorsun? Ne tehlikesinden bahsediyorsun?"
"Daisy sadece uzak dur lütfen."
"Zayn birden evime gelip benden Mark'tan uzak durmamı istiyorsun ama nedenini söylemiyorsun. Sence de çok saçma değil mi?"
"Daisy olayın garipliğinin farkındayım. Ama sadece bana güvenmeni istiyorum."

Dediklerine bir türlü anlam veremiyordum. Acaba sadece Mark'ı sevmediği için mi böyle söylüyordu? Kapı çalınca kapıya yöneldim.

"Selam Daisy, nasılsın?"
"Selam Mark. İyiyim sen?"
"İyiyim bende sağol."
"İçeri geçmez misin?"
Kafasını sallayarak içeri girdi. Kapıyı kapatıp yanlarına gittim.

Zayn gözlerini Mark'tan çekmiyordu.

"Aslında ben seni görmek için geldim. Hem belki biraz vakit geçiririz dedim. Ormana gidebiliriz istersen?"
"Olur aslında. Ben yukarı çıkıp hazırlanayım."

Ben odama çıkıp eşyalarımı alırken Zayn odaya girdi.
"Daisy, napıyorsun?"
"Dışarı çıkıyorum."
"Daisy, Mark'tan uzak durman lazım. Neden anlamak istemiyorsun?"
"Asıl sen neden ondan uzak durmamı istiyorsun? Mantıklı bir açıklaman bile yok."
Zayn söylediklerime kızmış olacak ki odadan bir hışımla çıktı.

Bende aşağıya indim. Mark ile birlikte ormana gittik. Bir yere oturup çizim yapmaya başladık. Zayn'nin söylediklerine inanmak istemiyordum ama ya haklıysa?

"Ne düşünüyorsun öyle?"
Mark'ın sorusuyla ona döndüm.
"Önemli değil." dedikten sonra çizimime geri döndüm. Bu cevabımla tatmin olmamıştı.
"Daisy benden bir şey saklama lütfen. Bana güvenilirsin."
Anlatıp anlatmamak arasında gidip gelirken en sonunda dayanamayıp söyledim.
"Zayn senin tehlikeli biri olduğunu söylüyor."
Bir kahkaha attıktan sonra konuştu.
"Zayn bu kanıya nereden varmış?"
"Bilmiyorum."
Yanıma gelip oturdu.
"Zayn'nin neden böyle dediğini bilmiyorum ama ben sana zarar vermem Daisy." güldüm. Daha sonra çizimlere devam ettik.

Mark erkenden eve gitti. Ben de biraz daha oturduktan sonra kalktım. Yürürken meydanda tek başına oturan Louis'i gördüm. Yanına oturdum.
"Selam."
"Selam."
"İyi misin?"
"Değilim."
"Grace ile neden ayrıldınız?"
Kafasını kaldırıp bana baktı.
"Böyle olması gerekiyordu."
"Madem ayrılman gerekiyordu neden şuanda bunun için üzülüyorsun?"
Bir süre sessiz durduktan sonra konuştu.
"Her şeyi bilmek zorunda değilsin Daisy." diyerek yanımdan kalkıp gitti.

Herkesin böyle sinirli olmasının bir sebebi olmalıydı. Tabii bir de gizli bir tehditçimiz vardı. Kraliçeyi tehdit ediyordu ama benim annemi öldürmüştü. Bizimle ne ilgisi vardı bu olayın? Bunları Liam'a anlatmak istiyordum ama yeterince üzgün ve yorgundu. Bir de bu olayla ilgilenmesini istemiyordum. Grace'e anlatabilirdim ama o da yeterince üzgündü. Ne yapmam gerektiği konusunda hiçbir fikrim yoktu. Bunları düşünürken eve vardım. Hiçbir şey yapmadan uyudum.

Sabah kahvaltı yaparken Liam aşağıya indi.
"Nasılsın canım?"
Neşeli olması beni de mutlu etmişti.
"İyiyim abi. Bugün yardım lazım mı dükkanda ben gelebilirim istersen.
"Gerek yok canım."

Kahvaltı yaptıktan sonra ikimizde evden çıktık. Ben biraz çiçek toplamak için ormana gittim. Yürürken Mark'ın sesini duydum. Onun olduğu tarafa bakarken yanında bir adam gördüm.

"Daha fazla bekleyemem. Bu işi bitirmek için 3 günün var."
"Ne!? Delirdin mi sen? Daha güvenlerini kazanabilmiş değilim. Zaten sadece Daisy bana inanıyor. Eğer bu işi hemen yaparsam onu da kaybederim. Bütün uğraşların da boşa gider."

Krallık'tan KaçışWhere stories live. Discover now