Okyanusun derinliklerindeki hayaller - Bölüm 8

1.6K 283 149
                                    

Bölüm şarkısı : Billie Eilish - Everything i wanted

'Okyanusun en derinliklerinde neler olduğunu görmek isterdim' demişti kızıl saçlı çocuk. Büyük bir hevesle baktığı masmavi okyanusun serin havası yüzüne vururken, kalbinde bir ferahlık hissetti o an. Elini sıkıca tutan abisi olmasaydı belki de kalbindeki meraka yenik düşüp kendini o derin dalgalara atacaktı. Öyle meraklı aynı zamanda korkusuzdu ki küçük yaşına, küçük boyuna rağmen kocaman okyanus bile onu alt edememişti. 

 Onun bu heyecanını gören abisi hafif gülümseme eşliğinde kardeşinin önünde eğilerek alnına dökülen saçları geri itti. "Bazen bu kadar meraklı olman beni korkutuyor." demişti dikkatlice gözlerinin içine bakan bal renkli gözlere sahip çocuğa. 

 Anlamadığı için anlamsızca abisinin yüzüne bakarken bu kadar masum olması abisinin kalbini sıcacık yapmıştı. Masumluğunun yanında taşıdığı merakı onu bazen o kadar korkutuyordu ki bu yüzden yanlış bir şey yapmasından korkuyordu. 

 "Neden korkuyorsun? Meraklı olmak kötü bir şey mi?"

 Nasıl bir cevap vermeliydi ki ne onu incitsin ne de çocukluğu hayal kırıklığına uğratsın diye düşündü. Birkaç saniyelik sessizliğin ardından "Hayır, değil," demişti küçük çocuğu kucağına alıp yüzünü okyanusa çevirirken. Soğuk rüzgar iki kardeşin yüzünü yalayıp geçerken, abi işaret parmağını önlerindeki okyanusa uzatarak "Kocaman dimi?" diye mırıldanmıştı. Hemen kafasını sallayıp "Çok kocaman," diyen kardeşinin yanağına küçük bir öpücük bırakarak derin bir iç çekti. "Buradan bakıldığında sadece su olduğunu görüyorsun ama içinde ne olduğunu bilmiyorsun. Sana göre okuduğun kitaplardan sadece sevimli bebek balıklar, korkunç görünmesine rağmen iyi olan köpek balıkları veya deniz kızı var. Ama emin ol öyle değil kardeşim. Bazen bazı şeyler göründüğü gibi değildir. Ve bu senin daha çok merak etmene sebep olur. Olduğun yerde kalman gerekirken üzerine doğru adımlarsın ve hayalindekiyle tamamen farklı olduğunu anlarsın." 

 Dikkatlice abisinin yüzüne bakan çocuk akan burnunu çekerken bir şey söylemeden dinlemeye devam etti. Abisi söylediği çoğu şeyi anlamadığını biliyordu ama yine de konuşmaya devam etti. "Bu yüzden bazen merak iyi değildir. Senin iyi bildiğin birisi merakla yaklaşmanla aslında kötü biri olmasıyla yüzleşmene sebep olabilir. Taktığı maskeyle, onun ardındaki aynı olmaya bilir." 

 "Ama niye ki? Palyaçolar da bir sürü makyaj yapıyor ve çocuklar onları çok seviyor." 

 Küçük bir çocukla bunları konuşmak belki de anlamsızdı ama yıllar önce babasının ona öğrettiği şeyleri kardeşine öğretmek istiyordu. Şimdiden dünyayla yüzleşmek için çok küçüktü ama kardeşinin akıllı olduğunu bilecek kadar da iyi bir abiydi. 

 "Peki neden palyaçolardan korkuyorsun?" 

 Abisinin sorusu onu utandırırken bir an ne söyleyeceğini bilemedi. Kafasını eğerken "Çünkü gerçek yüzlerini göremiyorum." demişti. "Renklerin ardına saklanıyorlarmış gibi hissediyorum." 

 Dikkatlice kardeşinin yüzüne bakan abisi o an 'Evet,' demişti içinden. 'Evet kardeşim, her rengin ardında bir gizem yaşar ve her gizemin ardında bir hikaye yatar. O renge güvenip güvenmemekse sana kalır. '

 Yıllar önce annemin her gece yatmadan önce okuduğu kitaplar arasında en sevdiğim kitap, 'Okyanus' kitabının satırlarını yıllar geçse bile unutamamıştım. İlk kez annemin ağzından duyduğum okyanus, palyaço, renkler ve onun ardındaki hikayeler belki de beni renklere, resimlere iten sebep olmuştu. 

𝑴𝒐𝒏𝒐 𝑵𝒐 𝑨𝒘𝒂𝒓𝒆 / MinSungWhere stories live. Discover now