"Sen nasıl öğrendin?"

Kalktığım banka tekrar otururken Umut da yanıma oturmuştu.

"Babam bu akşam şehir dışına çıkacaktı ve anahtarını evde unutmuştu. Yarın geldiğinde kapıda kalmasın diye anahtarını götürmek için şirkete gittik kızlarla. Odasına girdiğimde o kadın da oradaydı işte. Tamamen tesadüf eseri oldu."

'Anladım.' dercesine başını salladı.

"Açıklama yaptı mı peki?" Omuz silktim. "İzin vermedim. 4 aydır anlatmak için zamanı vardı."

"Baban seni çok seviyor Deren, böyle olsun istememiştir."

"Ya niye herkes böyle diyor?" Ani çıkışımı kimse beklemiyor olacaktı ki yüzlerinde şaşkınlık ifadesi vardı.

"Madem bana çok değer veriyor, madem beni çok seviyor o zaman niye böyle bir şeyi benden saklıyor? Vereceğim tepkiden korkmuş olabilir ama çok mu iyi oldu kendim öğrenmem?"

"En başından sana anlatsaydı ne tepki verecektin?"

Umut'un sorduğu soruyla duraksadım. Sahiden, ne tepki verecektim? Ne demem gerekirdi? Hayatım boyunca attığım adımdan verdiğim tepkilere, konuştuğum sözlere kadar planlamıştım fakat böyle bir şeyi aklımın ucundan geçirmediğim için ne tepki vereceğimi ben bile bilmiyordum.

"Bak canımın içi," diyerek elimi tuttu. "Sen bile tepkini tahmin edemezken babanın bundan korkması çok normal. Hiçbir şey kesin değilken söylemek yerine ilişkisinin oturması için biraz beklemiş olabilir. Bu seni kırmış, farkındayım ama baban da böyle olsun istemedi. Sen bugün öğrenmeseydin eminim en yakın zamanda sana söylerdi."

Umut'un dedikleri mantıklıydı. Bunun zor bir şey olduğunun farkındaydım fakat kalbimin kırılmasını da engelleyememiştim.

"Akşam Burak amca sana her şeyi anlattığında ilişkisini onaylayacak mısın?"

Çağla'ya omuz silktim. "Benim onayım için biraz geç."

"Öyle düşünme. Sen şuan istemediğini söylesen Burak amca ilişkisini bitirir."

"Yani," dedim kararsızca. "Mutlu olmasını her şeyden çok istiyorum ama birlikte mutlu olacağı kişinin annem olmasını da çok isterdim.."

Gözlerimin dolmasına izin vermeden sertçe sildim. Malesef böyle bir seçeneğimiz yoktu. Görünen o ki babam bu konuyu aşmıştı zaten, annemi pek dert etmemişti.

"Her neyse," diyerek ellerimi dizlerime vurup ayağa kalktım. "Artık dağılabiliriz. Teşekkür ederim yanımda olduğunuz için."

Çantamı omzuma asıp gülümseyerek onlara dönerken Alina bana sarılarak, "Saçmalama salak tabii ki olacağız. Sıkma canını tamam mı?" dediğinde başımı salladım hafifçe.

Ardından hepsi moralimi yükseltmek için komik şeyler söyleyip bana sarıldıktan sonra Umut'un beni eve bırakmak için ettiği ısararı onaylayıp arabasını park ettiği yere doğru ilerledik. Evin önüne gelene kadar ikimiz de tek kelime etmemiştik.

İnmeden ona dönüp hafifçe gülümsedim. "Görüşürüz o zaman."

"Görüşürüz birtanem."

Kapıyı açıp ineceğim sırada kolumu tutmasıyla duraksayıp ona döndüm.

"Daha fazla ağlama olur mu? Çok üzülüyorum."

Başımı salladım ve uzanıp yanağını öptükten sonra geri çekilmeme fırsat vermeden dudaklarımdan öpmüştü.

"Her zaman güçlü olmak zorunda değilsin, düşersen de beraber kalkarız. Seni seviyorum."

İç çektim. "Ben de seni seviyorum."

Küçük Sevgilim/ TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin