Otuz Dokuz

33.5K 2.4K 1.9K
                                    

Bölüm ithafı: @O1Mafaz

Siz sürkeli sormak 'yeni bölüm ne zaman gelecek?' Ama hiç sormamak 'yazarım bir derdin var mı? İyi misin?' Neyse kdldjslfdkx alın size bölüm.

Bölüme geçmeden önce de şu akrabalık bağlarını bir anlatmak istiyorum size çünkü çok sorun çıkmış ndlskdşdmdö

Yıllar önce Ardaların babasının kuzeni olan Berfin Hanım, başka birisi ile kaçmış. Bu durumda Ardalar ve Ranalar kuzen çocukları oluyorlar. Yani, kuzen bile değiller ve aralarındaki akrabalık bağları o kadar fazla değil. Olsa olsa genlerinin %2 si falan aynıdır çünkü araya başkalarının genleri de giriyor. Sonuçta Arda ve Fatihi babası doğurmadı ya da Berfin Hanım kendi kendine üretmedi Rana'yı.

Bunu biraz büyütenler olmuş ama kendi tercihleri. Ben bu kadar rahatsız olunacak bir konu olduğunu hiç düşünmemiştim çünkü kuzen bile değiller, üçüncü kuşaktan akraba falan oluyorlar anca.

Neyse yine de sizin kararınız, bu kadar küçük bir detay için kitabı bırakacaksanız da siz bilirsiniz. Benim hiç bir şey demeye hakkım yok çünkü kendi tercihiniz.

Gönül isterdi, buraya komik bir giriş yazayım. Ama nasip değilmiş... Çünkü sinirden, ne yazacağımı unuttum xksşxkdşxkdlxm

——————————————-

Rana Deniz'den

''Yemekten sonra yan konağa gideceğiz. Nikah orada kıyılacak''

Babamın cümlesi, sessizliğin içine bomba gibi düşmüştü. Elimdeki çatalın tabağa düşünce çıkarttığı ses ile herkes bana dönmüştü. Şaka mı bu? Reşit bile değilim ben! İstemiyordum. Arda'ya aşık olsam bile, daha küçüktüm ve istemiyordum. Beni istemediğim bir şeye zorlayamazlardı.

''Bu kadar çabuk mu?''

Annemin titrek çıkan sesine karşılık, babam başıyla onayladı. ''Buraya bunun için gelmiştik zaten. Nikahı gözlerinin önünde kıydıktan sonra gideceğiz''

Bu saçmaydı. Annemle babamın günahını neden ben çekiyordum? Ki, yaptıkları şey günah bile değildi! İkisi de kendi rızası ile evlenmişlerdi.

Günah olsa bile, onların günahı olurdu. Kime ne?

''Anne...'' dedim, bıkkın bir sesle. Gözlerim dolu doluydu fakat yaşların akmaması için kendimi tuttum. Sofradaki herkes bana dönerken derin bir nefes aldım. ''Ben evlenmek istemiyorum. Bu kim olursa olsun, reşit bile değilim!''

Sofradakiler, ellerinde tuttuğu çatallar ile kala kalırlarken annem, bakışlarını babama çevirdi. Babam, ağzına götürmek için hazırda beklettiği çatalını yavaşça tabağına bıraktı. Ardından başını olumlu anlamda salladı ve ayağa kalktı.

''Haklısın kızım, en azından liseyi bitirmelisin''

''Üniversite'' diye düzelttim. ''Üniversiteyi bitirmeden evlenmeyeceğim. Mesleğimi elime almam lazım''

Bıkkın bir nefes aldı ve sandalyesini, masaya yerleştirdi. Ardından yavaş adımlar ile mutfaktan çıktı.

Derin bir nefes aldım ve yavaşça ayağa kalktım. Anneme döndüğümde, bana bakmıyordu. Hatalıydılar fakat kime göre? Bu saçma şeylerden bıktım usandım. Cidden... İki insanın birbirini sevmesinden daha doğal ne olabilirdi ki? Asıl onlara izin vermeyerek hata yapanlar, aşiretin kendisiydi.

Rus Damat||TextingWhere stories live. Discover now