Otuz İki

37.7K 2.7K 658
                                    

Ahanda giriş yazısı korkmayın bacılar LCKSŞSKSLSÖÖSMS

Bu gün bölüm atmıştım fakat bunu da yazdım, ben de yazar yazmaz atayım dedim.

Bu yüzden bu bölümde sizden bol bol yorum bekliyorum, hadi bakalım ❤️

Bu arada karar aldım, bundan sonra bölümü okurken dinlemeniz için bir şarkı önereceğim. Fakat bu bölümü şarkıyı açarak okuduğumda, bir şarkı yetmedi. O yüzden iki şarkı söyleyeceğim. Yani bölümün uzunluğuna göre değişecek.

1-Ufuk Beydemir- Ay Tenli Kadın

2- Model- Ağlamam Zaman Aldı

Bu sırayla açıp, okuyabilirsiniz :)

İyi okumalar...

------------------

*Arda*

Elime aldığım havlu ile, daha yeni yıkandığım için ıslak olan saçlarımı kurutuyordum. Böyle dışarı çıksaydım, büyük ihtimalle hasta olurdum.  Bir kaç dakika içerisinde saçımı kurutup çıkabilirdim.

"Gelebilir miyim?"

İçeriden gelen sese kafamı çevirdim. "Gelebilirsin" dediğimde Rana, hızlı adımlar ile yanıma geldi.

''Al Arda''

Gülümsedim. Elinde tuttuğu bardağı alıp kafama diktikten sonra komodinimin üstüne koydum.

''Teşekkür ederim, zana da zahmet- oldu...''

Kaşlarımı çattım. Tam göğsümün üstünde hissettiğim baskı ile kaşlarım çatılırken, nefes almamın zorlaştığını fark ettim. Kafamı eğerken gözlerimi kapattım.

Canım ciddi anlamda yanıyordu. Omuzumda Rana'nın ellerini hissettiğimde, derin bir nefes almaya çalışarak kafamı ona çevirdim.

''Arda? İyi misin? Su getireyim mi? Canın mı acıyor? Hasta mı oldun? İstersen sen kal, ben Fatih'e bakmaya giderim''

Onu bu tedirgin haline istemeden de olsa gülmüştüm. Başımı iki yana salladım ve yavaşça ayağa kalktım.

''İyiyim ben, biraz hava almam lazım. O sırada da Fatih'i ararım'' dedim ve kapının oraya, montumuzu astığımız askılığa doğru yavaş adımlar ile yürümeye başladım.

'' Tamam o zaman, ben de geliyorum''

Rana'nın sesini duymam ile başımı iki yana salladım. Montumu alıp giyerken, ona döndüm. Endişeli gözler ile bana bakıyordu.

''Gerçekten gerek yok-''

''Tamam o zaman, bir dakika bekle'' dedi ve hızlı adımlar ile içeriye geçti. Kaşlarımı çattım. Bir şey demeden arkamı döndüm ve ayakkabılarımı giymeye başladım. Hızlı bir şekilde ayakkabılarımı giydikten sonra montumun önünü çektim.

''Geldim''

Rana'nın sesini duymam ile arkamı döndüm. Elinde bir poşet ve bir şapka tutuyordu. Hızlı bir şekilde gelip şapkayı kafama geçirirken, şaşkınlıktan sesimi çıkartamamıştım. Bütün saçlarımı şapkaya tıktıktan sonra bir adım geriye gitti ve gülümsedi. Ardından poşeti bana uzattı.

'' Al bunu, termosta  çay var. Sıcacık. Sen dışarı çıkacağını söylediğinde hava soğuk olduğu için yapmıştım. İki tane de bardak koydum, Fatih ile birlikte içersiniz.'' dedikten sonra poşetten bir şapka daha çıkarttı.

''Bunu da Fatih'e takarsın, kesin o da kafasını örtmeden çıkmıştır'' dedi ve kendi kendine güldü. Allah'ım kız resmen kendi kendine güldü. Kaşlarım havada kalmıştı bu arada. Hangi ara hazırlamıştı bunları? 

Rus Damat||TextingWhere stories live. Discover now