Yirmi Sekiz

39.1K 3K 670
                                    

*ÖNEMLİ*

Arkadaşlar okuyun, okutturun. Fatih SADECE ARDA'NIN TELEFONUNA girebiliyor. Özür dilerim mantık hatası yapmışım. Sadece Arda'nın telefonu.

Haliyle Arda'nın telefonunda da Sırma'nın Fatih'i sevdiği ile ilgili bir şey geçmediği için Fatih, Sırma'nın onu sevdiğini bilmiyor.

Teşekkürler, teşekkürler...

————————————

*Fatih*

Telefonumu hızlı bir şekilde cebime koydum ve Arda'ya döndüm. Elimi omuzuna atıp sıvazladım.

''Konuştuğumuz gibi olacak Arda, tamam mı?'' dediğimde titrek bir nefes alıp başını salladı. ''Sakin ol kardeşim'' dediğimde kafasını bana çevirip gözlerimin içine baktı.

''Fatih, gerçek anonime ne olacak? O beni Ayza ile gördüğünde üzülmeyecek mi?''

Söylediği şey ile yüzüme buruk bir tebessüm yerleştirdim. Bu halde bile bilinmeyeni, onu seven kişiyi düşünecek kadar ince ruhlu bir öküzcüktü benim kardeşim. Güzel götlüm ya...

''Merak etme, ben bilinmeyen kişiyi bulduğum zaman her şeyi ona anlatacağım. O da çok üzülmeyecek''

''Tamam ama, hemen karşıma çıkmak zorunda olmadığını söyle. Ben beklerim yani, sorun değil. Kendini hazır hissetsin yeter''

Oğlum ağlatacaksın beni pezevenk. Of ya!

''Tamam geri zekalı'' dedim ve elimle sırtına iki kere vurdum. ''Ben söylerim ona. Sen şimdi dediklerimi yap yeter.

Ben sana anonimin başkası olduğunu söylüyorum, kalbin de öyle söylüyor ama aklında soru işaretlerinin kalmaması lazım. Mantığının da bize ayak uydurması lazım'' dediğimde başıyla onayladı.

"Ben sadece Bilinmeyenim ile saçma salak konuşmak, onun imaları karşısında utanmak istiyorum..."

Gülümsedim. " O zamanlar da gelecek kardeşim. Ama önce şu işi halletmemiz lazım"

Tam o sırada arkamızdan gelen ayak seslerini duymam ile kafamı o tarafa çevirdim. Ayza, yüzü kıp kırmızı bir şekilde buraya geliyordu. Kaşlarımı çattım. Bu kadar ağlaması anormal değil miydi?

Yavaşça Arda'nın yanına yaklaşıp kulağına fısıldadım. ''İyi şanslar sana-'' dediğimde Ayza'nın yanımıza gelmesi ile sustum. İki adım geriye attım.

''Ben sizi yalnız bırakayım'' dedikten sonra arkamı döndüm ve eve doğru yürümeye başladım.

Ellerimi cebime soktum. Bir yandan yürüyor, bir yandan da olanları düşünüyordum. Bu işten, Rana'nın alabileceği en az hasarı almasını sağlamalıydım. En azından bunu yapabilmeliydim.

Evin önüne geldiğimde cebimden anahtarımı çıkarttım. Yavaş bir şekilde kapıyı açıp içeri girdiğimde, yatakta boylu boyunca yatan Erkin'i görmem ile kaşlarımı çattım.

Hızlı bir iki adım atıp sol tarafta olan yatağıma oturdum ve ona döndüm.

"Kanka sorun ne?"

Bıkkın bir nefes verdi ve yattığı yerden doğruldu. Bana dönmeden, sırtını yatağın başlığına yasladı. Bir şey konuşacağı belliydi ve biraz daha böyle durursam kamburum çıkacaktı. Bu yüzden ayakkabılarımı çıkarttım ve sırtımı duvara yasladım. Ayaklarım yataktan sarkıyordu.

Rus Damat||TextingWhere stories live. Discover now