{5} •benzer kişiler•

587 59 116
                                    

İhtiyarın iki dudağı arasından çıkan sözler genç adamda şok etkisi yarattı.

"N-ne?" Sandığından daha da afallamıştı ki düzgün konuşamamıştı bile.

"Evet, Lord Gaara gayet uygun biri. Hem mevki olarak, hem otorite hem de kişilik. Bu işi henüz Sakura'yla veya Lord'la konuşmadım. Ama oluru var gibi."

Sasuke'nin gözü seğirmeye başladı. "Kararınıza dil uzatmak gibi olmasın majesteleri," Sakin kalmaya çalışıyordu, "Ama bu işe yakından tanıdığınız biri daha uygun olur. Ben kendimi öneriyorum efendim."

Soğuk terler döken adamın sözlerine karşı gülümsedi kral, "Düşünceliliğini anlıyorum Sasuke. Ama Lord Gaara seni tanımadan önce de düşündüğüm bir isimdi.

Koca bir siktir! Bu durumu nasıl tersine çevirebilirdi ki? Bir şey yapmazsa eğer ömrünü adadığı fırsat elinden kayıp gidecekti. Yumruklarını ve dişlerini sıktığını fark etmiyordu bile.

"Ama Majesteleri," Anlık ağzına gelen sözleri söyledi, "Prenses Sakura ve ben birbirimize aşığız." dedi, "Onu seviyorum."

Kralın kaşları şaşkınlıkla havalandı, "Öyle mi? Sakura bana bundan hiç bahsetmedi." Ardından Sasuke başını salladı, "Tepkinizden çekindiğimiz için dile getirmedik efendim. Ama tüm kalbimle ona aşık olduğuma yemin edebilirim."

Eğer ederse çarpılacaktı. Bu gerçeği bir kenara bırakıp krala odaklandı. İhtiyar, ensesindeki beyaz saçları kaşıyarak, "Anlıyorum. Ama bize bir aşık değil yönetici lazım, Sasuke."

Daha ne kadar sakin sakin oturabilirdi bilmiyordu genç komutan. Bu moruğa olan öfkesi bir anda tavan yapmıştı. Çenesi kasılmış, boynundaki damarlar belirginleşmişti. Herifin üzerine atlamamak için zor duruyordu. Gözü dönerse onu bile yapabilirdi.

Hazmetmesi zordu. Yıllarını adadığı amacın bu şekilde ellerinden kayıp gitmesi. Ama pes edecek türden bir adam değildi.

***                                                      

Bir süredir önünde dikildiği kapıya tıklatıp tıklatmamakta hala kararsızdı güzel kadın.

Alt dudağını dişliyor ve kendiyle bir savaş veriyordu. Sasuke'nin odasına tıklatmalı mıydı? Bir süredir onu görmemişti. Ordu hakkında bir durum olduğu zaman odasından çıkıyordu sadece. O anlarda da Sakura görmemişti. Endişelendiğinden değil ama merak ediyordu. Hem belki Naruto'yla çekiştirmek için bir dedikodu çıkardı.

Derin bir iç çekip kapının üstündeki kabartma sayıya baktı, "Oda numarası altı. Benim bu yıl ki uğurlu sayım." Tıklatmaya karar vermişti, "Bu bir işaret olmalı."

Elini kaldırıp kapıya vuracağı esnada kapı açıldı. Karşısında dağınık saçlar ve gündelik kıyafetleriyle Sasuke çıkmıştı. Onu ilk defa zırhtan başka bir şey giymişken görüyordu.

"Demek sendin," dedi Sasuke yorgun bir ifadeyle. Sakura anlamayarak kaşlarını çattı, "Efendim?"

"Dakikalardır kapının önünde dikilen," Diye yanıtladı, "Gölgen kapının altından gözükmüyor mu sanıyorsun?"

Sakura baştan aşağı kıpkırmızı kesildi. Normalde olsa bu durum Sasuke'nin hoşuna gider ve alaya alırdı. Sakura bu detayı fark etti ve moralinin bozuk olduğuna kanaat getirdi.

"Yanlış anlama, sadece hizmetliyle laflıyordum," diye bir yalan uydurdu. Sasuke inanmadığını beli ederek, "Hmhm," diye mırıldanmıştı.

"Ama seni görmüşken sorayım; ortalarda görünmüyorsun. Hatta tuhaf bir şekilde beni sinirlendirmek için uğraşmıyorsun bile! Memnun olmadığımdan değil tabii, sadece sorunun ne olduğunu merak ediyorum."

Love & Revenge | sasusaku Where stories live. Discover now