14

583 56 22
                                    

Varis - 14.Bölüm

Agustus Mortes Hogwarts koridorunda arkadaşlarıyla konuşuyordu. Annesi Lucretia'dan aldığı mektubu cebinde saklarken, arkadaşları annesinin neden bu kadar endişelendiğini soruyorlardı. Genç çocuk annesinin evhamlılığından şikayet ederken, burnundan gelen sıcaklıkla elini hızla burnuna götürdü. Parmağında gördüğü kanla birlikte başını kaldırdı. Arkadaşları ondan birkaç adım uzaklaşmıştı.

Agustus'un gözlerinden göz yaşı gibi akan kanla birlikte yere diz çöktüğünde genç çocuğun kulağında yankılanan söz bir çığlık gibi artıyordu. 'Mortes Kanı.'

Boğazında hissettiği metalik tat ile birlikte kan kusmaya başladığında dizlerinin üzerine çöktü. Arkadaşları koşarak Profesörlerden birisine haber vermeye gittiğinde, diğerleri Agustus'a ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Arkadaşlarının hiç biri ne bir müdahalede buluyor ne de yardım ediyordu. Kan kusması bittiğinde bedeni halsizleşti. Hafifledi ve dizlerinin üzerindeki çocuk kan havuzu içerisinde hareketsizce yatıyordu.

Birkaç dakika önce arkadaşlarıyla gülerek annesinin evhamlılığından bahseden Agustus Mortes, şimdi ölü bir şekilde kendi kanı üzerinde yatıyordu.

"Bunu sen yaptın Black! Hesabını vereceksin!"

Sirius korkuyla uyandı. Ne zaman uykuya daldığını dahi hatırlamıyordu. Noel tatili bittiğinde ve Hogwarts'a tekrar vardıklarında artık eskisi gibi rahat uyuyamıyordu. Leonard Mortes'in babası ile olan konuşmalarına kulak misafiri olduğundan beri, Sia için fazlasıyla endişeleniyordu. Kara büyücünün diğer varisleri katletmesi ardından gryffindor varislerini avlamak istediğini bildiği müddetçe nasıl rahat uyuyabilirdi ki? Sia'yı bırakmak istememişti. Ama sevgilisi o kadar ikna ediciydi ki, kanmamak elde değildi.

"Tüm o karanlık düşüncelerden kurtulmalısın, Sirius. Benden ayrılmak istemediğin için bahaneler uydurup durma."

Noel tatili bitmişti ve Sia tüm arkadaşlarını tren garında Hogwarts'a giden trene bindirmeye çalışıyordu. Özellikle de Sirius Black'i. Sia'nın babası ve büyükbabası arasında geçen konuşmadan haberi yoktu. Bu yüzden Sirius ona kendisinden ayrılmak istemediğini öne sürmüştü. Sia ise her zamanki gibi onu umursamamıştı. Sirius Leonard Mortes'in kızını ve karısını bir müddet, daha korunaklı olan Mortes malikanesinde kalmasını söylemişti. Malikaneye alelade kişilerin elini kolunu sallayarak giremeyeceğini biliyordu Sirius. Sia'nın büyük annesi onlara Mortes ailesinin büyük atası Frank ve Lucretia ilk oğullarını kaybetmenin ardından antik büyülere yönlendiğini belirtmişti. Bu koruma büyülerinin çok eski olduğunu bazılarının ise tehlikeli ama güçlü korumalar olduğunu söylediğinde, Sirius Sia'nın burada kalmasından artık çok daha emin bir şekilde ayrılacaktı.

"Ama Sia, bu elimde olan bir şey değil ki... Seni çok özleceğim."

"Biliyorsun, Hogwarts'ta olsam peşimde beni kovalayan bir lanet ve senin amansız şakaların olurdu." Sia tatlı bir şekilde güldüğünde Sirius kalbinin duracağını düşünmüştü. Fakat onu rüyasından uyandıran trenin kalkacağını belli eden anonsuydu.

Varis #Sirius BlackWhere stories live. Discover now