48

92 42 3
                                    

-

Saat dokuza gelmek üzereydi. Motoru yine aldığım yere koyup eve doğru yürümeye başladım. Uykusuzluktan birazdan bayılabilirdim. Tam anahtarımı çıkaracakken kapının aralık olduğunu fark ettim. Yavaşça içeri girdim. Ev sakin görünüyordu. Muhtemelen biri açık unutmuştur diye düşünerek salona geçtim. Kimse yoktu. 

''Bela?'' Zümrüt arkamda durmuş bana bakıyordu. ''Neredeydin bütün gece?'' 

''Evdeydim Zümrüt.''

''Dün gece odana geldim. Yoktun.''

''Sigara içmeye çıkmıştım. Biraz dışarda oturdum. Belki o saate denk gelmişsindir.''

''Bütün ev seni aradık. Tüm gece neredeydin?'' İşte bunu hiç düşünmemiştim. Beni neden bütün ev arasın ki? Bir de gece? 

''Neden tüm ev beni aradı? Bir şey mi oldu?''

''Kevser rahatsızlandı. Tüm gece kustu. Sonra kan gelmeye başladı ağzından. Hastaneye götürdü Çetin'le Mustafa.'' Bu kız sağlıklı halinde de değilken de bir yolunu bulup işimi baltalayabiliyor. Sinirlensem de bir şey belli etmemeye çalıştım. Tam şu an telefonum çalsa ve buradan uzaklaşsam diye düşündüm ama çalmadı. Sessize alırsan çalmaz tabi..

Zümrüt bir cevap bekler şekilde bana bakıyordu ama söyleyecek yalanım kalmamıştı. O sırada içeri giren Akın'la içim rahatladı. En azından düşünmek için biraz daha sürem olacaktı. Ama Akın bu tarafa bile bakmadan merdivenlerden çıkarak uzaklaştı. Zümrüt'ün şaşkın bakışlarını bana yönelttiğini görünce kürtçe ona ayrıldığımızı açıkladım. Biri duysun istemesem de zaten anlayacaklardı.

''Ama neden?'' Yine takılmıştım. Cevap veremiyordum. Uykusuzluk bedenime yayılırken ayakta durmaya çalışmak çok zordu. ''Zümrüt bana biraz izin ver uyuyayım. Gerçekten çok uykusuzum. Sonra her şeyi açıklayacağım. Söz veriyorum.'' 

''Dizime yatmak ister misin?'' diye samimi bir soru sorunca aklıma eski günler geldi. İhtiyardan çok bunaldığım bir gün yine Zümrüt'ün dizine yatıp uyumuştum. O saçlarımla oynarken uyumak daha bir zevkli oluyordu. 

Başımı 'evet' anlamında salladıktan sonra koltuğa oturmasıyla dizine uzandım. Sırtım ağrıdan sızlıyordu. Ellerini saçlarımın arasına daldırdığı sırada uyuyakaldım. 

-

Gözlerimi açtığımda Zümrüt'ün benimle beraber uyuduğunu fark ettim. Belli ki o da gece uykusuz kalmıştı. Hafif doğrulunca oturur pozisyonda uyuyakalan Zümrüt'e baktım. Üzerimde kırmızı bir örtü vardı. Onu alıp Zümrüt'ün üzerine örttüm. Örtüyü Zümrüt örtemeyeceğine göre kimin örttüğü hakkında bir bilgim yoktu. 

Yavaş yavaş kalkıp gidecektim ki masada herkesin toplanmış olduğunu gördüm. Saate baktım. Tam yemek saatiydi. O kadar saat uyuduk mu diye şaşırmama kalmadan Zümrüt'ü uyandırdım. O da yavaş yavaş ayağa kalkınca beraber masaya doğru yürüdük. Kevser dahil herkes masadaydı. Yerimize geçip oturduk. Biz oturur oturmaz Mustafa büyük olarak söze başladı. 

''Herkes masadayken konuşmamız gereken konular olduğunu düşünüyorum. Ama hangi konudan başlayacağımı kestiremiyorum.''

''Bela'dan başlayabiliriz. Dün gece evde olmamasından..'' Çetin'in konuşmasıyla gözlerine baktım. Ama o bakmıyordu. O Mustafa'ya bakıyordu. Mustafa'da bana bakıyordu.

''Neredeydin dün?'' 

''Canım sıkkındı , dışarı çıktım. Herkese tek tek hesap mı vereceğim?'' Zümrüt'ün bana bakmasıyla bakışlarımı devirdim. Konu meclisten dışarıydı. Canım iyice sıkılmaya başlıyordu.

''Babam aramızdan ayrılmış olabilir ama kuralları madem senin için çok önemli. Gece dışarı çıkmamamız konusunda söylediklerini de hatırlıyorsundur değil mi?''

''Ben onunla kaç gece çalıştım dışarıda.'' Sözümü kesti.

''Şimdi kime çalışıyorsun? Demir'e mi?'' Mustafa'ya anlamsızca baktım. Akın hiçbir şey söylemiyordu. Tamam aramızda bir limonilik vardı. Hatta tamam ciddi bir ayrılık söz konusuydu ama susmamalıydı..

''Benim kimseye çalıştığım falan yok. Kiminle ne konuştuğuna dikkat et Çetin.'' 

''Aranızdaki problem nedir bilmiyorum ama.'' Mustafa'nın sözünü kestim. Akın'la bana baksa da Çetin'e yöneldim.

''Aramızdaki problem bu geri zekalının Akın'ın eski karısını bu eve getirmesi. Üzerine bir de nikah kıyması. Her şey kurala göreyse bu kadının burada ne işi var?''

''Eski karısı mı?'' Tarık'a baktım. Tekrar konuştum.

''Evdekilerin bile hiçbir şeyden haberi yok. Ama ben bu kadınla aynı evde yaşamak zorunda bırakılıyorum.'' Ortalık iyice kızışmıştı.

''Bak Çetin'in Kevser'le evlenmesi normal değil. Kurallarımıza da uygun değil ailemizde ki birinin eski ilişkisiyle ilişki yaşamak. Ama onlar iş için kağıt üzerinde evlendiler. Aralarında bir duygu yok.''

''Aralarında bir duygu yok öyle mi?'' Sinirden gülmeye başlamıştım. Çetin'in bana aşık olduğunu söylesem burada neler olurdu acaba?

''Hiçbir şey gördüğün yok senin. Afiyet olsun.'' Odama değil çıkış kapısına yöneldim. Kapıyı yavaşça çarparak evden çıktım. Deli gibi acıkmıştım. Zaten gece Demir'in ofisine gitmem gerekiyordu. Garaja yönelip arabalara baktım ve range rover'ı alıp evden ayrıldım.

-


BELAWhere stories live. Discover now