Next Morning

2K 141 598
                                    

Arkadaşlar son bölümde 40ı geçtik ve ben dayanamadım görünce o yüzden bölüm çok erken geldi
Hadi iyi okumalar.

Sabah yüzümde küçük baskılar hissederek uyanmıştım. Gözlerim kapalı kalmak için yalvarırken merakım artmıştı. Gözlerimi açtığımda yüzüme öpücükleri ile saldırı yaptığını görmüştüm. Saçları dağınık, gözleri hafif şiş bir durumdaydı. Her şeyden daha güzeldi .

"Günaydın Louis."

"Günaydın güzelim.".  Fazlasıyla neşeli sesini duyduğumda ben de gülmüştüm. Mutlu Louis çok hoşuma gidiyordu.

Dün akşam aklıma gelince yutkunup gözlerimi kapattım. Biriyle birlikte olurken hem ağlamış hem de yalvarmıştım. Utanç içinde kıvranmamaya çalışırken Niall aklıma gelmişti.

"Siktir! Niall duydu-" konuşmamı dudaklarıyla böldüğünde kelimeler ağzıma tıkılmıştı. Güzel dudakları hafiften beni rahatlamıştı.

"Akşamleyin onu evden kovdum." Hafiften güldüğümde o da gülmüştü. En azından Niall'a rezil olmadığımı öğrenmem içimi rahatlatmıştı. Bunun verdiği rahatlıkla yatakta yuvarlana yuvarlana Louis'nin üstüne çıktım. Hafiften güldüğünde kafamı omzuna koymuştum. Elleri saçlarımı bulmuştu direkt ve okşama başlamıştı.

"Küçüğüm benim." Dudaklarından sevgiyle çıkan kelimeye karşı neredeyse kedi gibi mayışmıştım. Saçımda olan ellerinden biri belime oradan da kalçama inlediğinde acıyla inledim. Louis'nin söylediği gibi büyük ihtimal üç gün boyunca yürüyemeyecektim. Kalçama masaj yapmaya başladığında boynuna derin bir nefes verip öptüm.

"İyi mi böyle?" Mırıldanarak onayladım. Yaptığı hareketler kasılmış olan kaslarımı gevşetiyordu ve en azından ağrıyı birazcık da olsa götürüyordu.

"Harry konuşmamız lazım." İyice mayıştığım için kafamı kaldırmadan mırıldandım.

"Konuş, dinliyorum." Bu dediğime hafiften güldüğünde ben de gülümsedim. Ağzından kaçan ses beni mutlu ediyordu.

"Şimdi küçüğüm, anlaşmayı yaptık ama çok dağınık ilerliyoruz. Evet bazı şeyleri hala öğrenmen gerek o yüzden böyle ama biraz düzene girmesi lazım."

"Seksi mi düzene sokacağız?" Kafamı kaldırıp sorduğumda kahkahası tüm odaya yayılmıştı.

"Hayır tabii ki. Senin ve benim ilişkimizi düzene sokacağız. Sence de seksi belirli zamanlarda yapsak çok sıkıcı olmaz mıydı?" Kafamla onaylayıp ona bakmaya devam ettim. Fazlasıyla güzeldi ve dün gece konuştuklarımızdan anladığım kadarıyla benimdi. Nasıl bu kadar şanslı olduğumu bilmiyordum.

"Şimdi, öncellikle senin için her zaman gevşetme yapıyorum bunu biliyorsun ama şu iki gün içerisinde bana tahmin ettiğinden fazlasını verdin ve sen de hazırsan seni perşembe günü odaya götürmek istiyorum." Soran gözlerle bana baktığında kalbim hızlanmıştı. Çok merak ediyordum orayı. Diğer odalardan farkı neydi bilmiyordum, neden bu kadar önemli olduğunu merak ediyordum. Zaten normal odada da bana bahsettiği şeyleri yapıyorduk.

"Bu oda daha farklı Harry.  Her şey erişebileceğim bir yerde ve anlaşmada bahsettiğim her malzeme o odada. O oda senin ve benim sınırım. Senin kendini kapının dışında bıraktığın yer olacak. Tamamen ikimizin istekleri üzerine hareket edilen bir yer orası. O odaya girdiğinde ne sen Harry'sin ne de ben Louis. Sen benim küçüğüm olurken, ben senin dominantın oluyorum. Tabii ki hala sınırların var, hala güvenli kelimelerin orada geçerli ama burası gibi değil. Ben gelmeden orada olman ve kapının orda dizlerinin üzerinde oturman lazım, gözlerinin aşağıya bakması ve çıplak olman lazım." Tepkimi ölçmek istercesine durduğunda korktuğumu fark ettirdim. Elleri direk kafamı bulup beni kendisine doğru bastırdığında diretmeden kafamı koynuna soktum.

Call Me Daddy //Larry StylinsonWhere stories live. Discover now