What The Actual Fridge

1.4K 137 298
                                    

Kapıyı açtığında istemsizce geri bir adım atmıştım. İyi olduğumu anlamak istercesine bana baktığını biliyordum ama benim gözüm onu değil odayı görüyordu. Çok güzel bir şekilde dizayn edilmişti, duvardaki kemerleri ve daha bilmediğim birçok şeyi saymazsak. Elimi elinden çekip kendime sardım. Yavaşça odaya ilk adımımı attığımda arkamdan beni takip etmiş ve kapıyı kapattmamıştı. İçimden buna binlerce kez teşekkür ederken şimdiden kaçma planları yapıyordum. Odanın ortasına geldiğimde kendi etrafımda dönüp bir kez daha göz gezdirdim odaya. Duvarda bir sürü eşya varken onun hemen altında büyük bir komidin vardı. İçimdeki meraklı yanım gidip kurcalamamı isterken bulacağım şeyler yüzünden korkan tarafım daha ağır basıyordu. Odanın sağında duvara dayalı yatak vardı. Dört tarafından tavana kadar yatak köşeleri ile süslenmişti. Biraz daha yaklaştığımda üzerinde birkaç düğme olduğunu görmem ile basmam bir olmuştu. Sesli bir şekilde tavan açılıp ipe benzer bir şey sarktığında anlamadığımı belli eder bir şekilde iplere baktım. Belimde ellerini hissetmem ile sıçramam bir olmuştu.

"Bunlar gerektiğinde elleri ya da ayakları bağlamak için kullanıyorum." Omzuma küçük bir öpücük bırakmıştı beni desteklemek istercesine. Anladığımı belirtircesine  kafamı sallayıp kollarından kurtuldum. Yatağın hemen yan tarafındaki kapıyı açtığımda sadece banyo olduğunu gördüm.

"Aftercare denen bir şey var. Ne kadar karşı tarafta olan kişiye sert davranırsam davranayım, seks sonrasında onunla ilgilenmem ve iyi olduğunu bilmem gerekiyor. O yüzden banyoyu buraya koydum. Gerektiğinde fazla uzakta kalmasın diye." Aniden konuştuğunda ona dönmüştüm. Hala yatağın orada duruyordu. Sadece kafamı sallayıp kapıyı geri kapattım.

Odanın sol köşesinde duran ve x'e benzeyen tahtadan yapılmış alete yaklaştığımda korkak bir şekilde dokundum.


"Bunda eller ve ayaklar bağlanılıyor yani tahtaya bağlı olmuş oluyorsun ve tamamen dominantın isteğine bağlı bir şekilde hazır olmuş oluyorsun." Gözlerim yerinden çıkacakcasına büyümüştü ama sadece kafa sallamak ile yetinmiştim. Tüm kontrolü ona verebileceğimi düşünmüyordum, o yüzden eğer herhangi bir şekilde bu odaya girmeyi kabul edersem bu aleti aklımdan sildim. Bu sefer odanın ortasında olan salıncağa benzeyen şeye yaklaştığımda yutkundum. Bunun ne olduğunu biliyordum o yüzden direkt yanından ayrıldım. Büyük ihtimal Louis de ne olduğunu bildiğimi fark etmişti o yüzden açıklamamıştı. Kapının direkt karşısında komidinin sol tarafında kalan alete doğru yürüdüm. Bu da tahtadandı. Dikdörtgen şeklindeydi ve üst kısmında deriden yapılmış kelepçeye benzer şeyler vardı. Ona sorarak döndüğümde derin bir nefes alıp yanıma yaklaşmıştı.

"Bu Harold, sadece ellerini bağlayan bir alet. Ellerin yukarıda ve ayakların dominantının belinde olacak şekilde tasarlanmış." Derin bir nefes alıp kafamı yeniden alete çevirdim. Çok korkuyordum. Odanın siyah gri ton olması içimi karartmış sanki tabuta girmiş gibi hissediyordum. Çiçeklerim karanlıkta ölüyor, nefes alamıyorlardı.

"Konuşacak mısın Harold?" Normalde güneşim diye seslendiğim adama baktım. Güneşimin nasıl da böyle karartı dolu bir yanı olabilirdi ama ona rağmen hala benle nazik konuşuyor, beni ürkütmemeye çalışıyordu. Ama artık o benim güneşim değildi. Ay'ımdı ve ben güneş ışığında mı yoksa ay ışığında mı açan bir çiçek olduğumu bilmiyordum.

"Çıkabilir miyiz?" Ürkek bir sesle sormuştum. Nedenini bilmiyordum ama Louis'ye daha yakın hissetmiyordum sanki daha da uzaklaşmıştım. Kafasını olumlu anlamda sallayıp benim yürümemi bekledi. Ben odadan çıktığım gibi aşağıya inmişti onu beklemeden. Hızlıca balkona çıktığımda derin derin nefes aldım. Güneş batmak üzereydi doğal olarak. Zaten geç kalkmış tüm günü kaçırmıştım ama ona rağmen yorgun hissediyordum. Belime dolanan bir çift kol ile tepki vermemiştim ne kadar manzaraya dalmış olsam da.

"Bir şey ister misin güzelim? Çikolata, film, yemek?" Kafamı olumsuz anlamda sallayıp kendimi ona yasladım. Ne kadar ondan korkmuş olsam da ona ihtiyacım vardı. Bu yanı beni ürkütse de onun kollarında güveni buluyordum.

"Asla ama asla seni o odaya zorlayacağımı düşünme Harold. Sen istemediğin süreç boyunca o odayı görmeyeceksin bile."

"Ama sen bunu istiyorsun." Kollarında ona dönmüştüm.

"Benim istediğim şey senin istediğin. Ben senin istemediğin hiçbir şeyi istemiyorum." Kaşlarımı çatıp masmavi gözlerine baktım. Şefkat ve anlayışla bakıyordu.

"Hayır Lou. Benim istediklerim senin isteklerine uymuyor. Sen o odayı kendi hazzına göre düzenledin. Sen illaki o odaya girmek isteyeceksin. O odan senin kişiliğinin bir parçası ve ben." Derin bir nefes aldım. Ellerim yüzünü buldu.

"Ve ben sana bu hazzı yaşatabileceğimi zannetmiyorum." Bir şey demeden kollarından çıkıp asansöre ilerledim. Hayır ondan asla ayrılmak istemiyordum ama onun isteklerini karşılayacak doğru kişi değildim. İllaki bir boşluk olacaktı onda. Daha iyi daha ona uygun birini bulması gerekiyordu. O yüzden göz yaşlarımın akmaması için zorlarken görüntüm bulanık bir şekilde asansöre doğru ilerliyordum. Düğmeye bastığımda kapıların açılması ile bir adım atmıştım ki elimden tuttup beni geri döndürmesi bir olmuştu. Dudaklarımız hızla buluştuğunda göz yaşlarım dayanamamış ve gözlerimi terk etmişti. Beni tutkuyla öperken ben daha naziktim. Belki de son öpücüğümüzdü bu, ondadı bu nazikliğim. Nefessiz kalanana kadar öptüğünde artık bırakması için hafiften ben çekmiştim kafamı. Alınlarımız hemen buluştuğunda korkudan gözlerimi açamamıştım. Bunun bitmesini istemiyordum.

"Bana bak kıvırcığım." Nezaket dolu sesi ile gözlerimi açıp ona baktım. Onun da ağladığını görünce hemen ellerimle göz yaşlarını sildim.

"Asla ama asla bir daha bu konu yüzünden beni terk etmeye çalışma. Tamam mı?" Hafiften titreyen sesi ile sorduğunda dudağımı ısırdım hıçkırmamak için. Benden tepki gelmediğini görünce konuşmaya devam etti.

"Benim tüm isteğim, hazzım sensin Harold. Ne saçma sapan aletler ne de başka bir şey. Tamamen sensin. İçimi güzelleştiren, beni mutlu eden, hayattan zevk almamı sağlayan kişi sensin. O yüzden o saçma sapan aletlerin senden daha değerli ya da seks hayatımın senle zevksiz olduğunu düşünme. Senin sadece o yatakta yaptığın hareketler bile benim için geçmişte yaptığım her seksi kıymetsizleştiriyor. O yüzden sakın ama sakın bir daha bu konu yüzünden benden ayrılmaya çalışma. Tamam mı?" Kafamı onaylarcasına sallayıp ona sarıldım. Çok korkmuştum. Gitmeme izin vereceğini düşünmüştüm. Sadece o aletleri kullanmak için birini bulduğuna sevindiğini düşündüğünü zannettiğim için gitmeye çalışmıştım. Belli ki öyle değildi. Bunu kolları arasında huzur ve güven bulduğumda anlamıştım.

Bizim ki çok farklıydı. Ne bir tutku ne de bir fantezi önüne geçebilirdi. Biz Louis ve Harry'dik. Belki de çoğu şeyi beraber atlatacaktık belki de atlatamayacaktık ama bugünden sonra anladığım tek şey atlatsakta atlatamasakta bunu el eleyken yapacaktık.



ALIN SİZE YENİ BÖLÜM

GİDİP ŞİMDİ DERS ÇALIŞACAĞIM ÇÜNKÜ 1.5 AY KALDI. STRES ZAMANI KDNDCMCNFMF

Neyse aşklar umarım beğenmişsinizdir. Yazım yanlışlarını kontrol etmeden atıyorum haberiniz olsun

Şuraya duygu ve düşüncelerinizi alayım

Hepinizi çok seviyorum

Diğer bölümde görüşmek üzere

All the love xx-Onsra

Call Me Daddy //Larry StylinsonWhere stories live. Discover now