Solmuş kalpte açan renksiz çiçekler - Bölüm 6

Start from the beginning
                                    

 Yüzü sinirden kıpkırmızı olan Changbin dişlerini sıkıp arkasına yaslanırken, kafasını tutup ovan Beomgyu "Sülük tuzla mı ölüyor?" diye sorunca tuttuğu kafasına bir tane de ben vurmuştum. Gerizekalı. 

 Ortamdaki gerginliğe rağmen hiçbir şekilde istifini bozmayan Younghoon kağıttan düzelttiği uçağı havaya kaldırarak "Bak Beomgyu bu içindeki adam sensin, bu da senin İspanya'ya gitmek istediğin uçağın. Hadi el salla." diyerek uçağı sınıfın ortasına uçurtmuştu. O sırada sınıfa giren çocuklardan birinin ayağının altında kalınca ezilin uçakla "Aa, Beomgyu ezildin." diyerek omuzlarını çekip arkasına yaslanmıştı.

 Üçümüz şaşkınlıkla Younghoon'un yüzüne bakarken Changbin "Ben bu çocuğun ailesine çok üzülüyorum," demişti yüzündeki şaşkınlık her saniye büyürken. "Evin tek çocuğu. Babasının da erkek kardeşi yok. Soyunu devam ettirecek kişi sadece oğlu. Ve bundan çıkacak çocuğun bu çocuktan daha zeki olacağını düşünmeyen bir tek ben değilimdir herhalde."

 "Gerçekten çok büyük bir acı. Bugün eve giderken arayıp babasının halini hatırını sorayım. Adam bu çocuk yüzünden bunalıma girmiş diye duydum." 

 Tüm söylenenleri duymasına rağmen tepki vermeyen Younghoon sadece gülümsemekle yetiniyordu ki gülümsemesini gören Beomgyu yüzündeki korkuyla "Bu çocuk beni çok korkutuyor. Korku filmlerindeki salak, her şeye sırıtan katillere benziyor." demişti duvara 

Abarttıkça abartacağını bildiğim için koluna vurup susmasını söylediğim an içeri giren sınıf başkanıyla bir anda herkes sesini kesmişti. Ruhsuz bakışlarla gözlerini sınıfta gezdiren başkanla yüzündeki korkuyu silip sırıtan Beomgyu "Geldi yine angry bird," demişti dilini dudaklarının üzerinde gezdirip iyice sırıtırken. 

 Sınıf başkanı çok zeki, yardımsever birisiydi ama ters bir şey söylediğinizde bir anda gelen sinirle o an ne yapacağını kimse kestiremiyordu. Onun sinirini herkes bildiği için çok fazla üzerine gitmiyordu ama angry bird lakabını da takmadan geri durmamışlardı. 

 Tabii ki her zamanki gibi istisna olan Beomgyu her seferinde çocuğun üzerine gidip zıvanadan çıkmasına sebep olunca, müdürle konuşup Beomgyu'yu sınıftan attırarak başka sınıfa aldırmıştı. Ama maalesef o sınıfın başkanını sigara içtiği için müdüre ispiyonluyunca korkusundan kendisini tekrar bizim sınıfa aldırmıştı. Yanisi yine nerede Beomgyu, orada kaos. 

 "Şimdi dikkatlice beni dinleyin. Her yıl olduğu gibi bu yıl da okulda yetenek yarışması geçiriyorlar. B sınıfı geçen yılki gibi dışarıdan tanıdıkları yetenekli birisini getireceklermiş. Siz de dışarıdan birini mi getiriyorsunuz yoksa bu birkaç günde bir anda dünyanın en yetenekli insanı mı oluyorsunuz bilmiyorum ama bu yıl o yarışmayı kazanmak zorundayız." 

 Kalın dudaklarını sinirle yalayıp bakışlarını sınıfta gezdiren Sunwoo (başkan) havaya kalkan elle dişlerini sıksa da gülümsemeye çalışarak "Efendim Beomgyu." demişti yavaştan sinirlenmeye başlayarak. Kollarını göğsünde bağlamış büyük bir zevkle olacakları izleyen Changbin'in koluna vurup bir şeyler yapmasını isteyince omuzlarını çekerek "Bırak ağzını burnunu kırsın da bugünlük kafamız rahat olsun." demişti spor yaptığı için şişirdiği kollarını gererken.

 Bu sırada Beomgyu yüzündeki sırıtışla ayağa kalkarak "Bugün yine çok hoş gözüküyorsun Sunwoocum, gözlerimi senden alamıyorum," deyince sınıftakiler kıkırdamaya başlamıştı. Sinirle dişlerini sıkarak gülmeye çalışan Sunwoo, elini uzatıp devam etmesin isteyince Beomgyu kafasını sallayarak sırtını arkasındaki duvara yasladı. 

 "Ben diyorum ki bu yılki yarışmada güzel bir şiir söyleyeyim Sunwoocum. Sen ne düşünüyorsun?" 

 Sanki çok önemli bir şey söylüyormuş gibi ciddi bir tonda konuşan Beomgyu yüzünden siniri her saniye biraz daha artan Sunwoo dişlerinin arasında "İlk okulda mıyız Beomgyu? Sence bu mümkün mü gerizekalı?" deyince Beomgyu gerçekten şaşırmış gibi ağzını açarak "Değil mi?" diye sormuştu.

𝑴𝒐𝒏𝒐 𝑵𝒐 𝑨𝒘𝒂𝒓𝒆 / MinSungWhere stories live. Discover now