Uçurumun kenarındaki camdan çocuk - Bölüm 5

Start from the beginning
                                    

Beomgyu çok normal bir şey anlatıyormuş gibi arkaya yasladığı kollarıyla sakin sakin anlatırken ben şokla yüzüne bakıyordum. Hâlâ vücudu ağrıdığı için arada sızlanıyordu tabii ama hiç istifini bozmuyordu. Younghoon çok normal bir şey dinliyormuş gibi, "Ee, sonra ne oldu?" diye sorunca şaşkınlığım iki katına çıkmıştı. Ben bunları arkadaş olarak seçerken acaba o an beynimi evde mi unutmuştum, ne yapmıştım hâlâ anlamıyordum.

"İşte annemi alıp karakola götürdüler. Araca binerken bile elindeki ıstakayı bırakmadı. İnanabiliyor musunuz karakola girdik polis "Hanımefendi çocuğu nasıl ıstaka ile döversiniz? " diye sorunca "Başka neyle döveyim? Evde kırılmayan en iyi şey bu. " demesin mi. Tabii polisler iyice delirdi. İşte bana "Baban nerede? O da mı seni dövüyor? " diye sorular sorarken babam sonunda koşarak içeri girdi. Avukat adam tabii anında olaya el attı. Sonunda polislerden birisi "Yine böyle bir şey olursa gerçekten içeri alacağız. " deyince annem elinden bırakmadığı ıstakayı adamın kafasına vuracaktı da babam son anda dışarı çıkarttı."

Anlattıktan sonra bir de kahkaha atınca Changbin elini ağzına tutarak "Ben hayatımda böyle genişlik görmedim," demişti yüzünü buruşturup Beomgyu'nun kafasına vururken. "Adamın annesini içeri alacakmışlar adam sanki dizi anlatıyor gibi anlatıyor."

Açıkçası ne kadar şaşırsak da bir zamandan sonra bunları duymak bizim için normal olmuştu. Beomgyu'nun ailesi ne kadar kabul etmek istemesek de çok garip bir aileydi. Her gün başka olaylarla karşılaşıyorlardı. Eski mahallelerindeki polisler artık onlardan öyle bir bıkmıştı ki işi bırakıp başka yere taşınmak zorunda kalmışlardı.

"Benim anlamadığım sizin evinizde ıstakanın ne işi olduğu. Evinizde bilardo yok ki. O ıstaka tek başına ne arıyor sizde?"

Sorumla birlikte çocuklar merakla kafasını Beomgyu'ya çevirince, Beomgyu dudağının kenarı ile gülerek "Babam annemden habersiz arkadaşları ile birlikte bilardo oynamaya gitmişti. Oyun oynadıkları yeri birisi uyuşturucu satıyorlar diye ihbar edince polis basmış. Babam da avukat olduğu için adının böyle bir olayda geçmesini istemediği için can havliyle elindeki ıstakayı bırakmadan onunla birlikte kaçmıştı. Tabii günün sonunda hem rezilliği hem de anneme yakalanmasıyla bir hafta mutfak kapısı önünde yatma cezası almıştı." diyerek bir kez daha kahkaha attı. Ne?

Changbin kenara bıraktığı suyu bir kez daha boynuna tutarak sesli bir şekilde oflamıştı. "Yemin ederim ben bazen bu çocuğa çok şaşırıyorum. Bunca zamandır nasıl hapisaneye düşmediler hâlâ aklım almıyor. Aile değil brezilya dizisi sanki."

"Kanka peki o kadar oda varken neden mutfak kapısı?"

"Mutfak kapısı evin kapısına daha yakın. O sıralar mahalleye hırsız dadanmıştı. Annem eve hırsız girerse ilk babamı görüp dövsün biz de bu sırada zaman kazanıp kaçarız diye plan kurmuştu."

Younghoon anladım diyerek kafasını sallarken ben sadece pes ederek kafamı ağaca yasladım. Bazen Beomgyu'ya gerçekten çok üzülüyordum. Her ne kadar deli dolu birisi olsa da dersleri çok iyiydi ve gerçekten çok zeki bir çocuktu. Ders çalışmaya başladığı zaman her zaman evlerinde garip bir olay oluyordu. Ve günün sonunda çocuk kendini ya karakolda ya da ıstakayla babasını dövmeye çalışan annesini sakinleştirmekte buluyordu.

"Lan Jisung. Sormayacağım diyorum ama sen birkaç haftadır niye bizimle takılmıyorsun? Ne zaman sorsam geçiştiriyorsun. Geçen gün aradığımda da yanında birisi vardı. Yeni arkadaşlar mı buldun sen?"

Changbin'in sesi ile birlikte diğer gözler yüzüme dönerken gözlerimi devirerek "Sizi buldum hoş oldum, bir de yenilerini mi bulayım?" dedim yüzümü buruşturarak. "Sadece canım bir şey yapmak istemiyor. Olan bu."

𝑴𝒐𝒏𝒐 𝑵𝒐 𝑨𝒘𝒂𝒓𝒆 / MinSungWhere stories live. Discover now