GÜNE BAŞLARKEN 💐

3.8K 66 3
                                    

  Gece sabaha kadar uyumamıştı. Uykuları bölük bölük karanlıktan korkar sabahı dört gözle beklerdi. Gözleri şişmiş ve kıpkırmızıydı günün ilk ışıkları yüzüne yansıyor gözleri ay gibi parlıyordu. Yansımasında yaşadıklarını görüyor gibiydi. Kulaklarını çınlatan ardı arkası kesilmeyen patlamalar, cehennemi aratmayan alevler, küçük bedenini saran acılar. Küçücük yüreği ürperdi birden. Silkelenerek kendine geldi. 
Unutmak istiyor, bir tarafı unutmamak için çaba harcıyordu. Annesinin, babasının hatıraları o anılardan ibaret, yangınla birlikte  yanıp kül olmuştu. Hiç anı yokmuş gibi yalnız kalınca, özlem birikince duygular yoğunlaşınca geriye kalan küllere tutunurdu.
Halası(Elif Hanım 'ın) sesini duyu verdi.
"Elsima neredesin kuzum."
Halasının sesiyle toparlanıp kıyafetlerini gardıroptan çıkartıp , açık mavi kot pantolonun üzerine siyah tişörtünü yatağının üzerine bıraktı. Tişörtünün üzerinde beyaz renkte Columbia yazıyordu. En büyük hayali Columbia 'ya gidip kültürel zenginliklerini yakından görüp incelemekti.
Uzun saçlarını taradı göz kamaştıran bir güzelliği vardı. Kömür karası gözleri, buğday teni, düzgün fiziği, fındık burnu...
Yüzünde masum bir ifade oluştu. Gözleri aynaya takılıp kalmıştı. Aklından bir sürü hayal geçiyordu. Bunca yıl sessiz geçen hayatı, sessizliği unutup her şeye inat haykıracak mıydı?
Karanlık geceler buharlaşmış aynalar sırdaşı olmuştu. Aynaya nefesiyle buharlaştırıp, oluşan buharda resim çizerdi. Ne olduğunu bilmediği resimler. Belki birazcık hayal belki de birazcık umut her neyse adını koymayı korktuğu.
Bam başka dünyası vardı. Yalnızken çekimser umutsuz ürkek göz yaşlarında saklı acıları, ufacık ses duysa, gözlerden düşen göz yaşlarını siler, acılarını ruhunda gizler, olmayan bir karakterde görünür, etrafa neşe ve mutluluk saçardı. Kendindeki sorun yaptığı eksikliği köy halkı görmüyordu. Fakat kendinde fazlasıyla eksik hissediyordu.
Ufkunda kopan fırtınalar sadece bedende saklıydı. Yerinden kalkıp günlük ihtiyaçlarını karşılayıp giyinip alt kata inip mutfağa yöneldi. Halası mutfakta kahvaltı hazırlamıştı. Elsima'nın sevdiği kahvaltılardan biriydi. Elif Hanım Elsima'yi mutlu etmek için elinden geleni yapıyordu.
"Gel kızım birlikte kahvaltı yapalım" Elsima sadece kafasını salladı, sofraya oturdu .Son çaylarını yudumlarken telefon çalmasıyla sessizlik bozulmuştu. Elif Hanım telefonu açıp konuşmaya başladı.
"Efendim..."
Arayan Mehmet amca idi.
"Günaydın kızım ineğim doğum yapmak üzere Elsima gelebilir mi?
Elif Hanımın bakışları Elsima yönelip konuşmaya başladı.
" Mehmet amcanın ineğinin doğumu başlamış, senin de yanında bulunmanı istiyor gidebilecek misin?
İşaret diliyle konuşmaya başladı.
" Evet halacım doğumda buluna bilirim. Benim için hiç sıkıntı olmaz."
Elif Hanım telefon elinde diğer ucunda bulunan Mehmet amca ile konuşmaya devam etti.
"Hemen geliyor Mehmet amca... Çayından bir yurdum alıp kahvaltı masasından kalktı. Üst katta çıkıp odasının yanında bulunan küçük bir oda vardı. O odayı veteriner odası olarak kullanıyor ihtiyacı olan aletlerini itinayla temizler her daim bakıma hazır şekilde saklardı. Hijyenik olmasına özen gösterirdi. Mesleğine aşık bir o kadarda hayvanları seviyor, kendi sessizliğine benzetiyor bakışlarıyla konuşuyordu.

SESSİZLİK BOZ KIRLARDA AVCI AVININ PEŞİNDEN KOŞMASI KADAR TEHLİKELİDİR ...✨

BALCAWhere stories live. Discover now