Dakikalar sonrasında okula geldiğimizde, üçümüz de arabadan indik. Bagajdan valizleri aldıktan sonra ikimiz de annemin yanına geçtik. Önce önümüzde durup, bize uzun uzun baktı. Sonra birden sarıldı.

Neye uğradığımızı şaşırsak da biz de hemencecik sarılmıştık. ''İlk defa sizden bu kadar uzun süre ayrı kalacağım... Yavrularım benim. Çok dikkat edin kendinize, olur mu?'' dediğinde gözlerimin dolduğunu hissetmiştim Çok duygusal bir insanım ama ben...

''Olur tabii annem''

''Bakarız tabi anne. Hem biz yokken siz de yeni kardeş için çalışmalara başlarsınız''

Fatih'in dediği şey ile annem sağ ayağını kaldırıp giydiği babeti çıkarttı ve Fatih'in omuzuna vurmaya başladı. Bu duruma gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırıyordum. Fatih yıllardır bir kız kardeş istediğini annemlere dile getiriyordu fakat hiç bu kadar açık bir şekilde kendini ifade etmemişti.

''Ah! Anne vurmasana ya'' dedi Fatih ve elleri ile bedenini korumaya çalıştı. Fakat... pek de işe yaradığı söylenemezdi. Sonuçta ana dayağı bu.

''Edepsiz seni! Ben bunu sana ödetirim ama! Hem gencim ben daha, 37 yaşındayım. Elbette ki şu anda bir çocuk doğurabilirim de sana ne!''

Annem ve Fatih'in kavgasını izlemek her ne kadar keyifli olsa da, kafamı çevirdiğimde bize bakarak gülen hocaları görmem ile gülüşüm yüzümde donmuştu. Hızlı adımlar ile annemin yanına gittim ve kolundan tutup kendime çektim.

''Anne... Hocalar bakıyor lütfen. Sonra, olur mu?''

Dediklerim ile annem nefesini düzene sokmaya çalışıp etrafına bakmıştı. Bize bakan hocaları gördüğünde ise yutkunmuş, üstünü başını düzeltip babetini ayağına geçirmişti. Ona gülümseyerek baktım. Bu ani çıkışlarına bayılıyordum... Canım anam.

Boğazını temizleyip bana döndüğünde, ona gülümsedim ve tekrardan sarıldım. ''Görüşürüz annem'' dediğimde o da bana sarılmıştı. '' Görüşürüz oğlum da... Biz seninle hiç konuşmadık. Sana güvendiğimiz için'' dediğinde konunun ne olduğunu anlayıp geriye çekildim.

''Bak oğlum, biz seni küçüklüğünden beri düzgün bir şekilde yetiştirdik. Aslında sizi, ikinizi de öyle yetiştirdik. Fatih her ne kadar yoldan çıkmış abaza bir ergen gibi davransa da, bir kıza eli değdiğinde nasıl heyecanlandığını hepimiz biliyoruz'' dediğinde kıkırdadım.

''Evet''

'' Ben yine de sana bir ana olarak bunu söylemeliyim. Bu benim vazifem. Sen beni anladın'' dediğinde başımla onayladım. Ardından yanağına kocaman bir öpücük kondurdum. '' Anladım annem'' dediğimde sağ eli ile yanağımı okşamıştı.

''Çok büyüdünüz be oğlum... Yaşlandık biz''

''Aşk olsun sultanım, sen daha 37 yaşındasın'' dediğimde ikimiz de kıkırdadık. Son bir kez daha sarılıp, valizimi almak için arkamı döndüğümde Fatih'in valizleri de alıp çoktan ortalıktan kaybolduğunu fark etmiştim. Göz devirdim ve anneme döndüm. O da aynı şekilde göz devirmişti.

''Deli çocuk'' dediğinde başımla onayladım. Tam arkamı dönüp otobüse gidecektim ki, annemin seslenmesi ile durdum.

''Arda!'' dediğinde arkamı döndüm. Hızlı bir iki adım atıp yanıma geldi. ''Oğlum, sen yine de Fatih'e mukayyet ol. Aynı yaşta olsanız da, sen onun abisi sayılırsın. Ayrıca şu kız kimdir, kimlerdendir bir araştır. Fatih'in ilk defa bir kız ile uğraştığını duydum, şaşkınım. Bu nefret büyürse, yanlışlıkla bir aşka yol açabilir!'' dedi ve ellerini çırptı.

Rus Damat||TextingМесто, где живут истории. Откройте их для себя