2

843 84 118
                                    

"Ymir'i mi nasıl tavladım?" Diye sordu Christa şaşkınlıkla." Şey, tavlamak istediğin biri mi var?"

"Ne? Elbette hayır!" Dedi Mikasa, kendini savunmaya geçerek." Pfft! Böyle bir şey mümkün mü?" Gülmeye çalışmıştı.

"Ha ha, sey sadece ben merak ettim o kadar." Diyerek arkadaşının sırrını saklı tutmaya çalıştı Sasha." Kız muhabbeti, anlarsın ya." Elini yumruk yapıp hafif bir şekilde omzuna vurmuştu Christa'nın.

"Ah." Sasha'nın vurduğu yere elini koyup okşadı." Sadece kendim oldum. O kadar."

"Kendin olmak ha?"

"Peki sen nasıl birisin?" Diye sordu Sasha.

"Sanki beni tanımıyormuş gibi konuşuyorsunuz." Demişti kaşlarını çatarak Christa.
Sonra da arkasını sinirle döndü.
"Daha fazla bunlarla uğraşamayacağım, ben gidiyorum." Hızlıca koridorda ilerleyerek sınıfına girdi.

Sasha, başını Mikasa'ya hızlıca çevirip sinsice güldü.

"Hayır, ben bunu yapmam."

"Ah evet, yaparsın." Dedi Sasha, kahkahasını tutamayarak serbest bıraktı." Çok komik olacak!"

"Argh..."
Kızararak başını çevirdi Mikasa.

"İşte orada, hadi yanına git."

Mikasa, kuşkuyla önce Eren'e sonra da Sasha'ya baktı.

"Hadii!" Diye diretti Sasha.

"Annemin görüşme dediği arkadaş tipi sensin. Bunu duysa hayal kırıklığına uğrar."

"Hiçte bir şey olmaz, hadi naş naş."

"Gidiyorum o zaman ben."

"Yallah."

Mikasa, derin bir nefes alıp su çeşmesinin yanında su içen Eren'e baktı. Yavaşça aldığı nefesi bıraktı ve yanına doğru yürümeye başladı.

"Yapabilirsin Mikasa, sakin ol..."

Yanına vardığında, onu fark eden Eren; tek kaşını kaldırarak ona baktı. Daha sonra dikelerek ağzını koluyla sildi ve merakla Mikasa'ya baktı.
"N'oldu?"

"Su içecektim de." Kirpiklerini kırpıştırıp önüne düşen saçını kulağının arkasına ittirdi Mikasa.

"İçebilirsin tabi, buyur."

"Ah hayır hayır, önce sen içmelisin!"

"Ben içtim?" Tuhaf tuhaf Mikasa'ya bakıyordu Eren.
Son günlerde ona cidden bir hâl olmuştu. Hastaneden çıktığından beridir hiç kendi gibi değildi.

"Su icerken çok sevimli oluyorun, ehe!" Gülümsemişti.

"E-ehe?"
Eren, bu sefer şaşırmıştı.

Üç gün evvel türlü türlü soğukluk yapan kız, şimdi hiç olmadığı kadar samimiydi.

"Bir sonraki ders beden, ben korkuyorum..." demişti Mikasa, dudağını büzerek.

Bu sefer Eren'in şaşkınlığı daha da arttı.
"Mikasa, sen spora bayılırsın. Ne demek korkuyorum?"

"Ya düşer de tırnağım kırılırsa? Ya başkaları zarar görürse? B-bu çok korkunç olur! Ben kimseye zarar veremem."

"Dedi karate klubünde olan kız, iyi olduğuna emin misin?" Elini Mikasa'nın alnına koydu Eren." İyi gözüküyorsun, ateşinde yok. Başına darbe falan mı aldın?"

"Elbette hayır! O zaman canım çok acırdı, kafam şişerdi ve çok çirkin olurdum."

"Beni korkutuyorsun..." diye mırıldandı Eren. "Ah anladım!"

"Neyi anladın?" Diye sordu Mikasa, endişeden terlemeye başlamıştı.
Yoksa kendisini ifşa edecek bir şey mi yapmıştı?

"Günündesin değil mi? O yüzden böyle dengesizsin." Güldü." Tabi ya, bunu nasıl düşünemedim! Ama daha evvel hiç böyle olmamıştın, çok şaşırdım."

"APTAL!" Diye bağırdı sinirle Mikasa." Sen bir aptalsın Eren!"

"Ne var ya?" Diye sordu hafifçe kaşlarını çatarak." Günlerdir bana tuhaf tuhaf davranıp duruyorsun, alttan alıyorum seni daha ne istiyorsun hayırsız mısın sen?" Kıkırdadı." Çikolata alayım mı sana?"

"İstemiyorum!"
Arkasını dönerek tekrar Sasha'nın yanına geldi Mikasa.

"Bir derdi falan mı var acaba..." diye mırıldandı Eren.

"Gördün mü? Beni anlamıyor!" Diye isyan etti Mikasa." Christa gibi davranmakta işe yaramadı."

"Haklısın..." diye mırıldandı Sasha." Geriye kim kalıyor ki?"

"Biri var aslında."

"Kim?" Diye sordu merakla Sasha.

Mikasa ise sinsice gülmüştü sadece.

One More Change.||EreMikaWhere stories live. Discover now